5199 ile ilgili Gerekçeli Kanun Teklifi-Musa Uzunkaya

SAHİPSİZ VE BAŞIBOŞ SOKAK KÖPEKLERİYLE İLGİLİ NASIL BİR DÜZENLEME YAPILMALI?

(Gerekçeli Kanun teklifi)

Musa Uzunkaya 04.06.2024 Ankara

5199- sayılı kanunda yapılması düşünülen değişikliklerle, son zamanlarda saldırma şiddeti, insanları öldürme sayı ve riski gittikçe artan başıboş sokak köpeklerine karşı alınması gereken tedbir ve tavsiyelere dair bugüne kadar bir çok makale yazarak, ilgili merci, makam ve basın kuruluşuna ulaştırdım, sosyal medyada paylaşımlarda bulundum.

Bir kere hayat düsturu, İslam’ın ön gördüğü sevgi, saygı ve merhamet ekseninde oluşan bir fert olarak başta insan olmak üzere, canlı cansız, nebadat, cemadat, hayvanat ve tüm varlıklara karşı merhametli olmayı, “ Men la yerham, la yurhamhu ; “ Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” Nebevi beyan ve hadisiyle, “İrhamu men fi’l-arzı, yerhamukum men fi’s-semai” “Siz yeredeki tüm canlı ve varlıklara merhametli olunuz ki, gökteki melekler, mele-i a’lanın mensupları da size merhametli olsun, acısın!..” nebevi ikazı benim ve tüm müslümanların vasfıdır.

Bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek, bir insanın hayatının kurtarılmasının bütün insanlığın hayatının kurtarılması olduğunu beyan eden Kur’an ayetlerini imanın gereği olarak kabul edip bu istikamette hareket eden, susuz bir köpeği kuyudan çektiği su ile sulayıp susuzluğunu gideren bir günahkar kadının sırf bu yüzden affedildiğini müjdeleyen, yine kedisini bir odada kasıtlı aç bırakıp ölümüne sebep olan ameli itibarıyla saliha olduğu bilinen bir kadının da sırf bu yüzden cehenneme gittiğini bize bildiren bir peygambere inanmış, ümmet olmuş ve yolundan yürümeye çalışan bir müslüman olarak aşağıda ortaya koyacağım örnek vakalar ve köpeklerin insan hayatına mal olan saldırıları karşısında alınmasını talep edeceğim tedbirler, yine inandığım dinim ve onun tebliğcisi olan Hz. Muhammed (sav) Efendimizin düsturları gereğidir.

İslama göre, her insan için şu beş şeyi korumak mutlak sorumluluktur;
1-) Canı muhafaza,
2-) Aklı muhafaza,
3-) Nesli muhafaza,
4-) Malı muhafaza ve
5-) Dini muhafaza.
 Bu beş temel hükümden en önemlisi ve ilki ;
CANI MUHAFAZADIR.
Can ve hayat yoksa din dahil hiç bir şey yok demektir.

Kainatta varedilen her şeyi de Allah insan için yaratmıştır. Bütün mükevvenat insan oğluna musahhar kılınmış, eşref-i mahlük ve en mükerrem varlık olarak adlandırılmıştır.
“ Küllü şey, linnas”
“ Her şey insan içindir”
kuralı Hz. Adem’den beri var olan gerçekliktir.

Bütün insanlık da, diğer insanların hakk-ı hayatını korumakla mükelleftir, kimseye eliyle, diliyle, malıyla hiç bir şekilde zarar verme hakkına sahip değildir. Şayet böyle bir zarar, cana, mala ve bedene müeddi cereyan ederse, karşılığını kısas, diyet, ta’zir ve benzeri hukuki kurallar çerçevesinde ödemek zorunda kalır.

“Zarar zamin olunur.” Mecelle kaidesi ve “ Zarar-ı eşed, zarar-ı ehaf ile izale olunur.” düsturları hep insanın temel haklarını korumaya matuftur.

Yakın bir tarihte köpeklerin sadece yollara aniden çıkması sonucu, araçların kaza yapmasına sebep olan vakaların sayısı ;
3476, bu kazalarda ölen insan sayısı da; 67- olup, yaralanan, sakat kalıp özürlü ve engelli durumuna düşen insan sayısı binlerce, araçlardaki hasar bedeli ise yüz milyonlarca dolardır. Ayrıca doğrudan sokak, cadde, şehir park ve meydanlarda köpek saldırılarıyla onlarca ölü, yüzlerce sakat kalan yaralı gerçeğiyle karşı karşıyayken, bir kısım insanların hayvan sever rollerine bürünüp bu aleni cinayetleri savunuyor konumuna girmesinin, kusura bakılmasın ama dağdaki teröristin gelip şehirlerde insan öldürmesini savunmak arasında fark yoktur. Terörist kolluk kuvvetleri tarafından saldırı anında öldürülürse hiç bir hukuki sorumluluğu olmaz,  bilakis haklı olarak taltif edilirken, çocuğunu öldürmek ve parçalamakta olan köpeklere silahıyla müdahale eden yakınlarına cezai işlem, yargısal takip ve ilgili sözde hayvan severler tarafından mahalle baskısı, kınama ve protesto geliyorsa ortada çok daha büyük bir felaket var. Köpek terörizmine aleni destek vermek gibi bir durumla karşı karşıyayız demektir.

İnsanı merkeze almayan hiç bir sevgi ve merhamet samimi değildir ve bilinen bilinmeyen bir çok kötü niyeti içinde barındırıyor demektir.

Öncelikle yapılacak yeni yasal düzenlemede, köpek ve sözümona hayvan haklarını savunduğunu iddia eden ve bir çoğu ideolojik maksatları taşıyan, devletle evlat ve yakınlarını karşı karşıya getirtip, “ülkede bir köpek sorununu dahi çözmekten aciz iktidarlar” suçlamasıyla devleti ve milleti idare edenleri halk nezdinde küçük düşürmek, sandıkta veya sokakta sorgulatmak maksadını taşıyan kötü niyet sahibi insanlar olduğunu düşünmekteyim.

Binaenaleyh bu tür dernek, şahıs, grup ve varsa kliklerle alakalı suça sahip çıkmak, suçluyu korumak, insanların ölümüne seyirci ve destekçi olmak gibi hukuki sebeplerle yargısal işlem, mahkümiyet ve her türlü cezai işlem ve takibat yasa kapsamına alınmalıdır.

5199 Sayılı Yasada yapılması düşünülen değişikliklere dair bir vatandaş olarak yukarıda yapılması gereken değişikliklerin  gerekçeleri üzerine durulmuştur.

Şimdi de yer almasını temenni ettiğim maddeler şunlardır;

1-) Her tür hayvan (koyun, keçi, arı) ve benzeri hayvan sürülerini canavar ve hırsızlara karşı koruma maksatlı yerli cins beslenen köpeklerle, genelde meskün mahallerden uzak tenha köy ve mahallerde iskan eden insanların,  meskenlerini çeşitli tehlikelere karşı koruma maksatlı cinsi yasaklanmamış, yabancı menşeli olmayan ve tasmalı olarak evlerin avlusunda  bulundurulan köpekler ve rmniyet ve güvenlik güçlerinin narkotik ve benzeri suçları takipte istimal ettikleri köpeklerin korunup muhafazasıyla ilgili özel düzenlemeler yönetmelik ve genelgelerle yapılacaktır.

2-) Bu üç sınıf köpeğin dışında yerli veya yabancı süs köpeği olarak, sağlık, bakım, çip ve kayıt işlemleri tamamlanmış hayvanların tasmalı, sahiplerinin elinde ve serbest bırakılıp insanlara zarar vermeyecek bir şekilde dışarda gezdirilebilir.

Apartman ve sitelerin giriş katları dahil tüm kat ve dairelerinde şahısların hangi tür köpek olursa olsun, site yönetimi veya tek bir hane veya ferdin dahi müşteki olması halinde ilgili mahalli veya mülki idareye baş vurması halinde, en geç bir hafta içerisinde, varsa apartman ve sitelerin bahçe ihata duvarları içerisinde özel köpek barınaklarına yerleştirilmesi, yoksa, belediyelerin kendi barınaklarıyla, sahipli bu tür evlerde saklanması problemli köpeklerin barındırılması için tahsisi mümkün bedeli ödenen özel barınaklara konulması zorunludur.

Bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin ellerindeki sahipli köpekler yetkili makamlarca teslim alınıp, arzu eden ve bu imkanı hazır veya hazırlayabilecek şahıslara teslim edilir.

Bu tür,  ihtiyaç olmaksızın özel hobisi, lüksü ve zevki olarak  köpek ve kedi besleyenlerin kayıt altındaki yıllık tüm masraflarının ( mama, beslenme, aşı ve tedavi dahil) tutarının %50’sini geçmemek üzere mer’i vergi yaslarına göre vergilendirilip, bu vergilerin %50’ si ilgili bakanlıkların bu maksada matuf  harcamasına, diğer % 50’si de mahalli idarelere aynı maksatla aktarılır.

Maksat ve amaç dışı kullanım halinde tüm yetkililer, görevi suistimal ve kötüye kullanma suçu işlemiş sayılarak haklarında tazmin dahil her türlü yasal işlem başlatılır.

Bahse konu vergilerle, bu yasanın getirdiği cezai hükümler  her yıl düzenlenen genel vergi artışlarına paralel olarak artırılır.

Müteakip maddelerde de ceza ve değişik nedenlerle tahsil edilecek paralar aynı maksadın dışında kullanılamaz.

3-) Halen sahiplenilmiş ve muhtelif zaman dilimlerinde barınaklarda toplanan köpeklerin sahiplenilmesi için ilana çıkıldıktan en geç bir ay sonra sahiplenilen köpeklere kulak küpeleri, takip çip’i, sağlık tedavi, bakım ve diğer  işlemleri ikmal edilen sahiplenilmiş hayvanların- kedi ve köpekler- tüm bakım ve masrafları sahiplenen şahıslara aittir.

4-) Kulak küpesi ve diğer tüm resmi işlemleri ikmal edilmiş sahipli köpeklerin sahibinin ölmesi halinde, derhal varisleri tarafından sahiplenilmiş sayılır. Doğacak zararlarının sorumluluğu varislerin üzerine alınmayan köpeklerin barınaklara alınana kadar, saldırma, yaralama ve başıboş olarak sokakta bulunmasından doğacak cezai sorumluluk köpek sahibinin varislerine aittir. Her türlü maddi ve manevi doğabilecek tazminattan üçüncü şahıslara karşı hukuk nezdinde bu varisler sorumludur.

Barınaklara alınan köpekler, ilana rağmen bir ay içerisinde herhangi bir kimse tarafından sahiplenilmezse, diğer sahipsiz köpekler hakkında yapılacak uyutma ve inaf işlemleri bunlar için de geçerli olacaktır.

5-) Sahipli, kulak küpeli ve çip’le takip edilen köpeklerin başıboş sokaklarda görülmesi halinde, bunları toplamakla yetkili ve sorumlu olan kurum ve kuruluşların yetkilileri üçüncü şahısların şikayeti olsun olmasın derhal onları geçici barınaklara alıp bir ay süreyle muhafaza etmek, sahibine 2024 rayiçlerine göre; 10.000 (on bin), ikinci ve üçüncü kez tekerrür ederse cezalar da ikiye ve üçe  katlanarak 20.000 ve 40.000 TL’ ye çıkar.

Üç defa köpeğini serbest, sokaklara sahipsiz bırakan ve ceza alan şahsa sahiplenmek üzere bir daha köpek verilmez.

6-) Sahipli köpek her hangi bir şekilde üçüncü şahısların canına ve malına (hayvan, araç, ev, eşya, gıda v.s.) zarar verirse, bu zararlar;  sağlık harcamaları, (ağır veya hafif tedavi türünden de olsa) tamamı köpek sahibi tarafından kuruşu kuruşuna tedavisi, ister özel isterse devlet sağlık kurumları tarafından yapılmış olsun eksiksiz ve vaktinde öder. Ödemekten imtina ederse, bizzat insan yaralamak ve uzuvlarına zarar vermek suçundan yargılanıp hem para hem de mahkumiyet cezasına çarptırılır. Bu suçlardan doğacak cezaların tecili veya paraya tebdili söz konusu olamaz.

7-) Sahipli köpek veya köpekler bir veya birden fazla insanın ölümüne sebep olursa,  köpeklerin sahipleri kasta benzer  bir eylemle ölüme sebebiyet vermekten dolayı ağır cezada yargılanır. Ölen ve yaralananın ailesine hukuk çerçevesinde her tür tazminatı ödemekle mükellef tutulur.

😎 Sahipsiz köpekleri toplamak, talep edenlere sahiplenilmek üzere vermek, barınaklarda olması gerektiği halde ortalıkta başıboş dolaşan sahipsiz köpeklerin toplanıp, veternerlik nezdinde uyutularak ifnasını sağlamak zorunda olan belde, ilçe, il ve büyükşehir belediyeleriyle, belediye mücavir alanları dışındaki köpeklerin toplanması ve ifnasından sorumlu olan illerde vali, ilçelerde kaymakamlar, tüm sorumlu birimleriyle, (5, 6 ve 7. ) maddelerdeki sorumluluklara tabi, hukuki yaptırımlara muhatap olur.

9-) Yurtdışından ithal edilen ve daha önce de yasaklandığı ifade edilen pitbull ve benzeri her cins azgın saldırgan köpeğin sahiplenilmesi ve ülkede bulundurulması yasaktır.

Köpeklerin beslenmesi için dışardan ithal edilen ve hayvanların esas karakterlerini bozup  hırçınlık ve vahşiliğe yönelttiği iddia edilen her türlü köpek ve kedi maması, başta İsrail menşeli olmak üzere ithal şartları ağırlaştırılacak, veya devlet denetiminde akredide edilmiş iyi laboratuarlarda  denetimden geçirilerek, yüksek gümrük vergisiyle  girişi sağlanacak.   Buradan tahsil edilecek gelirler de sağlıklı barınakların tesis ve temini için harcanacaktır.

10-) Hayvan koruma amaçlı kurulmuş olan dernekler ve şahıslar, bu konularda bilinçlendirilip, önce insan sonra hayvan ve haklarının korunması hususunda uyarılacak.

Ülkenin huzurunu bozmaya, devleti ve yönetimi zaafa, milleti ve özellikle köpek saldırılarında hayatını,  sağlığını kaybetmiş kimseler ve yakınları karşısında idarecileri küçük düşürmeye, devlet kurumlarını baskı ve şantajlarla görevini yapamaz hale getirmeye teşebbüs, terör örgütlerine aleni destek verme anlamında kabul edilerek, terörle ilgili yasaların kabul ettiği suçlardan yargılanır. Ayrıca, haklarında maddi tazminat dahil, zarara uğrayan şahısların doğrudan dava açma hakkı saklı tutulmalıdır.

12-) Hayvan koruma amaçlı kurulmuş dernek, üye veya şahsen bu amaçlar için gösteri, sözlü ve yazılı basına açıklamasıyla toplumu devlete karşı tahrik eden her şahsa üçten fazla olmamak üzere sahipsiz köpek ve kediler, diğer maddelerde ifade edilen  tüm hukuki sorumluluklar  çerçevesinde verilir.  

11-) Diyanet İşleri Başkanlığımız tüm birimleriye, İslam dinini toplumun tamamına ve eksiksiz olarak anlatmakla mükelleftir. Evlerin içinde köpek beslemenin dindeki yerini açık olarak sık sık beyan etmeli, sağlık bakanlığımız evde beslenen bu hayvanlardan varsa bulaşan rahatsızlıklarla ilgili bilimsel açıklamalar yapmalı, kamunun diğer kurum ve kuruluşlarının, başta TÜİK olmak üzere, evinde köpek besleyen ailelerin çocuk yapıp yapmama hususundaki davranış biçimlerini, niçinleriyle beraber devletin yetkili makamlarına yıllık istatistiklerle sunmalıdır.

12-) Takribi, 12.000.000 ( on iki milyon ) olduğu tahmin ve ifade edilen sahipsiz köpekler, geliri sahiplenilen ve birinci maddede ifade edilen köpeklerin sağlıklı ve nezih ortamlarda idame-i hayat edebilmelerine de katkı sağlamak üzere, kendi örf ve gelenekleri, din ve inançları itibarıyla (bizim yemediğimiz bir çok yırtıcı hayvan yanında)  köpek eti yiyen başta Çin olmak üzere, Filipinler, Kore, İç asya ve Vietnam  gibi ülkelere kesilmiş veya canlı olarak ihraç edilebilir.

Dinimiz yasakladığı için biz köpek eti yemiyoruz. Basındaki bilgilere göre, Çin geçen yıl 25.000.000- ( yirmi beş milyon) köpek eti tüketmiş.

 Özetle son olarak;

Yani yurdumuzdaki  (vejetaryenler hariç) hayvan hakları savunucuğuyla sokakları terörize eden bazı insanlar, deniz ürünlerinin neredeyse tamamını, kümes hayvanlarının her çeşidini, büyük ve küçükbaş diye adlandırdığımız her tür hayvanı yerken, kızartma, pirzola, sucuk pastırma yaparken, samimi olacak, merhamet ve acıma rollerini bir tarafa koyacaksınız. Her gün çeşit çeşit hayvan etiyle besleneceksin, sıra köpeğe gelince merhamet ve şefkat abidesi kesilip sokaklarda hayvan hakları deyip nara atacaksınız!..

Bu paradoksun karşısına çıkacak olan güçlü iradesiyle devletimiz, tüm kurumlarıyla hükümetimiz ve kanun yapıcı olan aziz Meclisimizdir.

Bu konuda kesin ve kararlı adımlar atılması gerektiğine inanıyor, (şimdi değilse ne zaman?) sorusuyla, ilgili bakan ve bakanlıklarımızla, parlamentomuzu, hükümetimiz ve Sayın Cumhurbaşkanımızı bu problemin çözümüne, insanımızı da kabustan kurtarmaya davet ediyorum.

Tekraren söylüyorum, bir çok kanununu rehber edindiğimiz hiç bir batılı ülkede bizim gibi başıboş, sokaklarda insana zarar veren tek bir köpek bulamazsınız. En ağır para ve bazı ülkelerde mahkumiyet cezasına maruz kalırlar.

Sözüm ona çağdaş dediğiniz avrupa böyle yapıyorsa, siz kendilerini ilerici ve aydın olarak tanımlayanlar bu konuda batıya niçin bakmıyorsunuz?

Yetkili ve ilgililere sunduğum, bakanlara, kamuoyuna arzettiğim bu çalışmamın her tür eleştiriye açık olduğunu, maksadın  bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu, kangrenleşen bu probleme,biraz radikal gibi görünse de nihai çözüm için kalıcı bir adım atma gayreti içerisinde olduğumu ifade ederek, bugün parlamento dışında olan eski bir milletvekili olarak şahsen ve hukuken üzerime vazife olmasa da, durumdan vazife çıkarmak değil, köpek saldırılarında hayatını kaybeden ve vücutları İngiltere haritası gibi şekilsiz çizgiler ve yaralarla dolu o insanları, çocukları onların anne baba ve dedelerini göz önüne alarak, empati yaparak olaya baktım. Kendimi onların yerine koyuyorum.

Benim de sokaklarda oynayan, her an- Allah vermesin- benzer saldırılara maruz kalabilecek torunlarım var.

Kaldı ki, her çocuk ve insan bizim canımız, ciğerimizdir.

Biz insanız ve hayat insanla güzelse, bırakın insanın sadece beden güzelliğini, bütün  bir ülkenin ruh dünyasını tahrip etmeyelim, huzurunu bozmayalım.

Selam, saygı ve dualarımla…

04.06.2024
Musa Uzunkaya

Mahrasız 238 inci gün!

Mahrasız 238 inci gün!

10 günlük 20 günlük 3 aylık 5 aylık denir bebeklere! Birinci yaşından sonra artık günler haftalar aylar sayılmaz, yaşı söylenir. Bebekler ölünce hep gündür zaman! Bizim Mahrasız 238 inci günümüz! Faili belli, sebebi belli, sonucu belli bizim acımızın! Çaresizce sonuç beklediğimiz yargı, bilirkişi raporlarında, kararlarında Mahra gibi Rabia Kallı kızımız gibi nicelerinin ölümünde, yaralanmasında asli etken başıboş köpekler diyor! Bu başıboşluğa kim dur diyecek! Sesimizi kim duyacak, kim çaremiz olacak? Devlet düzeninde önlenebilir her ölüm cinayettir öyleyse bu vebalin sahibi Devlet anam, Devlet babam, kimsesizlerin kimsesi Devletim!
Biz buraya insanların ANAYASAL HAKLARI OLAN GÜVENLİ SOKAKLARI TALEP ETMEK için toplandık. Bizler hayvan düşmanları değiliz. Aksine gerçek HAYVANSEVER olan bizleriz. Çünkü mevcut durum hem insanı hem köpekleri mağdur etmektedir. Tüm sevgilerin başında İNSAN SEVGİSİ gelir. Hayvanlar sağlıklı insanların sevgisine ihtiyaç duyar ve biz de hayvanların sevgisine.

Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı bir sosyal hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, ecdadından gelen töresi ile insanı önceleyen bir yapıdadır. Düsturu “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın”dır. Dünyanın en ücra köşesinde bir insanın canı yansa Türk Devleti gücünü varlığını orada dahi göstermiştir.
Ancak mevcut durumda Türkiye Cumhuriyet’inde eğitim alıp doktor, mühendis, siyasetçi, sosyolog veya bir meslek sahibi olup sorumlu bir vatandaş olacak evlatlarımız birer birer “Başıboş Köpekler” yüzünden ÖLÜYOR-YARALANIYOR-HAYATLARI BOYUNCA UNUTAMAYACAKLARI TRAVMALAR YAŞIYOR!
Türkiye yüzyılı vizyonun da Türkiye Cumhuriyeti’nin sokaklarında çocukların başıboşluğa kurban edildiği gerçeği örtülemez, yadsınamaz, unutulamaz! Bugün savunma sanayisinde, sağlık sisteminde örnek başarılar gösteren ülkemizin sokaklarında insanlar sabah işe gidemiyor akşam işten gelemiyor, maddi gücü olmayan çocuklar çeteleşmiş köpek sürülerinin arasından okula gitmeye çalışıyor, aileler çocuklarını parklara çıkaramıyor. Koşu parkurları, bisiklet parkurları köpek sürüleri yüzünden kullanılamıyor.
2022 yılında bu durum Türkiye Cumhuriyeti’nin insanlarına YAŞATILAMAZ! Bu bir ANAYASAL HAK İHLALİDİR!
Türkiye’nin yüzyılı vizyonunun mimarı, Devlet başkanı, yürütmenin başı, Türk milletinin birliğinin temsilcisi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda ivedilikle, dezenformasyona sebep olunmadan, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda gerekli değişikliklerin yapılarak, istismar ve suistimale yol açmayacak şekilde insan hakları ve hayvan refahının temin edilmesi, halkımızın başıboş köpekten arındırılmış sokaklara kavuşturulmasını tüm mağdurlar ve derneğimiz üyeleri adına talep ediyoruz.