İslam İşbirliği Teşkilatı 9. Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoglu’nun AİHM Kararıyla İlgili Açıklamaları
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 25 Ekim tarihinde yaptığı yazılı açıklamayla, E.S. v. Austria davasında, Hz. Peygambere yönelik hakaretlerin, İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce özgürlüğü ile ilgili 10. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğine oy birliği ile karar verdi.
Prof. İhsanoğlu, AİHM kararını büyük bir memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Kararı değerlendiren İhsanoğlu, kararın oybirliğiyle alındığına dikkat çekerek, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olarak seçildiği 2005 yılından sonra başlattıkları yoğun mücadelenin meyvelerini görmenin gurur verici olduğunu belirtti.
22-23 Ekim tarihlerinde Kahire’de “İslam ve Batı” başlığı altında El-Ezher Üniversitesi ile merkezi Bakü’de olan Nizami Genjavi Uluslararası Merkezi tarafından düzenlenen toplantıda açıklamalarda bulunan İhsanoğlu, İslam Dünyasını rahatsız eden İslamopobik faaliyetlerin çatışma üslubu içerisinde değil aksine işbirliği üslubu içerisinde çözüleceği bir kez daha ifade ettiği görüşü, AİHM kararıyla teyit edildiğini söyledi.
2005 senesinde Danimarkalı bir ressamın Hz. Peygamber ile ilgili pespaye ve hakaretamiz karikatürler yayınlanmasının akabinde Hollanda’da Fitne isimli bir film gösterime girmişti. Aynı şekilde yine Müslümanların Masumiyeti isimli film gibi dejeneratif faaliyetler ifade özgürlüğü kisvesi altında sunuluyordu. Bu faaliyetlere karşı, Genel Sekreterliği döneminde Prof. İhsanoğlu’nun yürüttüğü, diplomatik ve hukuki mücadele, gerek BM Genel Kurulunda alınan kararlarla, gerek BM İnsan Hakları Konseyinde kazanılan kararlar, bizleri bugüne taşıdı. Özellikle, karikatür krizi esnasında, İhsanoğlu’nun inisiyatifiyle koordine edilen ve oluşturulan, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana tarafından imzalanan üçlü ortak açıklama metni, bugün AİHM kararıyla teyit edilmiş oldu.
Ayrıca, 2006 yılında, İhsanoğlu tarafından İslam İşbirliği Teşkilatı çatısı altında kurulan İslamofobi Gözlemevi her yıl düzenli bir şekilde, dünyada İslamofobik faaliyetleri gözlemliyor ve raporluyor.
Prof. İhsanoğlu’nun, İnsan Hakları Konseyinin 16/18 nolu kararına dayalı olarak başlatmış olduğu siyasi yakınlaşma süreci olan “İstanbul Süreci” bir dönüm noktasıdır. Zira İstanbul Mutabakatı, bugün AİHM tarafından verilen karara zemin hazırladı. İstanbul Süreci, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve birçok uluslararası kuruluş temsilcileri ile İslam ve Batı ülkelerini temsilen katılan Bakanlardan oluşmaktaydı ve bu süreçte musibet yönde önemli adımlar atılması noktasında mutabık kalınmıştı.
Mahkemenin kararını ele alan İhsanoğlu, “ifade hürriyetinin başkalarına hakaret etmek serbestiyeti bahşetmediği” ve “her ne kadar temel bir insan hakkı olsa da ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı” şeklinde formüle ettiğimiz yaklaşım bugün AİHM tarafından kabul görmüştür” dedi.
Genel Sekreterliği döneminde, bu formülasyona, birtakım itirazların yükseldiğini ifade eden İhsanoğlu, “o dönemde, ifade özgürlüğünü sınırsız bir hak olarak düşünemeyiz, zaten Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 19-20(b) maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi, bu hakkın kullanılmasında ödev ve sorumluluk bilinciyle hareket edilmesini salık verdiğini ısrarla vurguluyorduk.” dedi.
Son olarak İhsanoğlu şu ifadeleri dile getirdi: “AİHM; saygısızlığın, hakaretin ve nefret uyandıran düşmanlıkların ifade hürriyetiyle veya insan haklarının kullanımıyla ilgisinin olmadığı yolundaki bu kararı takdire şayandır. Genel Sekreter olduğum ilk gün başlattığım İslamofobi mücadelesi ve yıllardır seslendirdiğimiz ve artık Teşkilatın görüşü olan yaklaşımımız, AİHM tarafından benimsenmiş ve ilan edilmiştir. Bu karar, tüm yönleriyle mutluluk vericidir.”
TBMM – İsmail Çimen
Eski İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), Avusturyalı bir kişinin Hz. Muhammed‘e yönelik hakaret içeren ifadelerinin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği kararına ilişkin, “Saygısızlığın, hakaretin ve nefret uyandıran düşmanlıkların ifade hürriyetiyle ilgisinin olmadığı yolundaki bu karar takdire şayandır.” dedi.
İhsanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği yaptığı dönemde İslam karşıtı söylemlere yönelik başlatılan mücadelenin sonuçlarını AİHM’nin, Hz. Muhammed’e hakaretin düşünce özgürlüğü kapsamına girmediğine oy birliğiyle hükmetmesi şeklinde gördüklerini söyledi.
İslam dünyasını rahatsız eden İslamofobik faaliyetlerin çatışma ile değil iş birliği üslubu içerisinde çözüleceği görüşünün AİHM kararıyla da teyit edildiğinin altını çizen İhsanoğlu, şöyle konuştu:
“İfade hürriyetinin başkalarına hakaret etmek serbestiyeti bahşetmediği ve her ne kadar temel bir insan hakkı olsa da ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı şeklinde formüle ettiğimiz yaklaşım bugün AİHM tarafından kabul görmüştür. Saygısızlığın, hakaretin ve nefret uyandıran düşmanlıkların ifade hürriyetiyle veya insan haklarının kullanımıyla ilgisinin olmadığı yolundaki bu karar takdire şayandır. İslamofobi mücadelesi ve yıllardır seslendirdiğimiz görüşler AİHM tarafından benimsenmiş ve ilan edilmiştir. Bu karar, tüm yönleriyle mutluluk vericidir.”
İhsanoğlu, geçtiğimiz yıllarda Danimarkalı bir ressamın Hz. Peygamber ile ilgili karikatür yayınlanması, Hollanda’da “Fitne” isimli kısa film ile “Müslümanların Masumiyeti” isimli filmin dejeneratif faaliyetler içerdiğini ve ifade özgürlüğü kisvesi altında sunulduğunu da anımsattı.
Bu faaliyetlere karşı diplomatik ve hukuki mücadelenin, gerek BM Genel Kurulunda alınan kararlarla gerek BM İnsan Hakları Konseyi kararlarıyla bugünlere taşındığını anlatan İhsanoğlu, “Özellikle, karikatür krizi esnasında benim koordinemde dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana tarafından da imzalanan üçlü ortak açıklama metni, bugün AİHM kararıyla da desteklenmiş oldu.” dedi.
İhsanoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı çatısı altında kurulan İslamofobi Gözlemevinin de her yıl İslamofobik faaliyetleri rapor altına aldığını belirterek, İnsan Hakları Konseyinin başlattığı İstanbul Mutabakatı’nın bir dönüm noktası olduğunu, mutabakatın AİHM kararına zemin hazırladığını dile getirdi.
Dava konusu
Avusturya’da 2009’da “İslam’ın Temel Unsurları” başlıklı bir seminerde konuşan 47 yaşındaki kişi, Hz. Muhammed’e hakaret içeren ifadeler kullanmış, 2011’de yerel mahkeme Avusturyalıyı dini öğretiyi aşağıladığı gerekçesiyle 480 avro para cezasına çarptırmıştı.
Cezaya itiraz eden Avusturyalı davayı Yüksek Mahkemeye taşımış, ancak mahkeme Hz. Muhammed’e hakaret eden kişinin itirazını kabul etmemişti. Bunun üzerine bu kişi davayı AİHM’e taşımıştı.