Son zamanlarda sıkça gündeme gelen ve Meclis te görüşülmesi beklenen 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifindeki yanlışlıklara ve ilerde ortaya çıkabilecek telafisi çok zor ve sakıncalı durumlara dikkatinizi çekmek amacıyla Ekin ve Nesil Derneği tarafından bir rapor hazırlanmıştır.
Ekin ve Nesil Derneği olarak, yaptığımız araştırmalar, kamuoyunun yaklaşımı, hukukçu, ziraat mühendisi ve eğitimcilerden aldığımız görüşler neticesinde, Kanun Tasarısının hayvan ve insan ilişkisine ilişkin tanımlar, öneriler ile metin bölümlerinde, insanın ve hayvanın doğasına aykırı yaklaşımlar tespit edilmiştir.
Özetle; Kanun Tasarısının genel gerekçesi, 1 inci, 2 nci, 5 inci maddeleri ve bu maddelerin gerekçelerinde düzenlenen ve tasarının tümüne hakim olan yaklaşım ile hayvanların insanlar gibi bizatihi bağımsız, hak sahibi varlıklar olarak tanımlanması insan ve hayvan fıtratı ile bağdaşmayan bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Şöyleki;
Son zamanlarda basında öne çıkarılan bazı hayvanlara karşı yapılan eziyet ve kötü muamelelerin önlenmesi amacıyla kamuoyunda bir kanun çıkarılması isteğinin güç kazandığı görülmektedir.
Öncelikle, insanın fıtratında ve toplum genelinde zaten var olan hayvanları sevme ve korumaya yönelik merhamet ve şefkat duygularının güçlendirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Hayvanlara eziyet edilmesinin, aç ve susuz bırakılmasının, çirkin muamele edilmesi ve canice öldürülmesinin önlenmesi amacıyla var olan cezai düzenlemelerin gözden geçirilerek caydırıcı cezai müeyyideler ve tedbirler getirilmesi çalışmalarını destekliyoruz.
Kanun Teklifinin Adı “Hayvanların Korunması Kanunu Olarak Kalmalıdır.”
“Hayvan Hakları” kavramı hayvanların emanet olarak kabul edilip korunması yerine, insanlarla yarışan haklarının olduğunun kabul edilmesi iddialarını getirebilir. Toplum hayatını olumsuz etkileyeceğini, insan hayatı için ciddi tehlike oluşturan var olan durumu daha da ağırlaştıracağını, karışıklıklar oluşturacağını ve kargaşaya yol açacağını öngörmekteyiz.
Sorumluluk yüklenemeyen hayvanların insanların da üstünde bir mertebeye çıkarılmasının, hayvan haklarını koruma derneklerinin yaptıkları lobi faaliyetleri sonrasında yasalaştırılması düşünülen tasarının uygulamada problemlere yol açacağı kanaatindeyiz.
Kanun Teklifinde yeni getirilen suçlar ve cezalarda suçun açıklıkla tanımlanmamış ve muğlak olması, adli kurumların zaten var olan yoğunluğunu daha da artıracak, sistemin tıkanmasına sebep olacaktır.
Başıboş hayvanlar, bakımı yapıldıktan sonra yeniden alındığı yere bırakılmamalı, kontrol altına alınmalıdır.
“Hayvan Hakları” kavramı, hayvan kaynaklı ürün tüketiminin aleyhindeki akımlara güç verecek, insanların temel gıda kaynağı olan hayvansal gıdaların tüketilmesinin engellenmesi ile insanların yetersiz ve dengesiz beslenme trendleri hız kazanacak, çocukların sağlıklı gelişimi ile gelecek nesillerin ve toplumun sağlığı riske girecektir.
Kurban kesme ibadetinin yerine getirilmesine karşı çıkılmasına dayanak oluşturacak, dini inanç sahiplerinin hayvan düşmanı, hayvanfobik gibi suni üretilen kavramlarla yaftalanmalarına yol açılmış olacaktır.
İnsanların yararlanması için yaratılmış hayvanları insanın eşiti ya da efendisi konumuna yükselten aşırı ve dengesiz düşüncelerden endişe edilmektedir.
Türkiye’de satış yapan köpek maması firmalarından komisyon alan hayvan dernekleri, belediye personeli ve devlet memurlarının bulunduğu bilgisi düşündürücüdür.
Sokaklarda başıboş dolaşan hayvanların kısırlaştırma yolu ile kontrol altına alınmasını destekliyoruz.
İlişikte gönderdiğimiz haber örneklerinde de görüleceği üzere, sokaklarda başıboş dolaşan köpeklerin, küçük büyük demeden birçok insanın canına ve malına zarar verdiğini, kitle iletişim araçları ve sosyal medyadan sürekli olarak izlemekteyiz. Başıboş sokak köpeği korkusundan sokağa çıkamayan çocuklarımız bulunmaktadır. ABD ve gelişmiş Avrupa ülkelerinde hiç bir hayvanın sokaklarda başıboş bırakılmadığı, Hindistan gibi hayvanı kutsayan ülkelerde sokaklarda hayvanların dolaştığı malumdur.
Başıboş hayvanlar trafik kazalarını ve buna bağlı olarak mal ve can kaybını artırmaktadır. Sokaklara sahipsiz köpek bırakılması, kontrolsüz bir şekilde beslenmesi çevre kirliliğine de sebep olmaktadır