Ekin ve Nesil Derneği 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini Değerlendirme Raporu

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini Değerlendirme Raporu
Son zamanlarda sıkça gündeme gelen ve Meclis te görüşülmesi beklenen 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifindeki yanlışlıklara ve ilerde ortaya çıkabilecek telafisi çok zor ve sakıncalı durumlara dikkatinizi çekmek amacıyla bir rapor hazırlanmıstır.

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini Değerlendirme Raporu

Ekin ve Nesil Derneği olarak, yaptığımız araştırmalar, kamuoyunun yaklaşımı, hukukçu, ziraat mühendisi ve eğitimcilerden aldığımız görüşler neticesinde, Kanun Tasarısının hayvan ve insan ilişkisine ilişkin tanımlar, öneriler ile metin bölümlerinde, insanın ve hayvanın doğasına aykırı yaklaşımlar tespit edilmiştir.

Özetle; Kanun Tasarısının genel gerekçesi, 1 inci, 2 nci, 5 inci maddeleri ve bu maddelerin gerekçelerinde düzenlenen ve tasarının tümüne hakim olan yaklaşım ile hayvanların insanlar gibi bizatihi bağımsız, hak sahibi varlıklar olarak tanımlanması insan ve hayvan fıtratı ile bağdaşmayan bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Şöyleki;

Son zamanlarda basında öne çıkarılan bazı hayvanlara karşı yapılan eziyet ve kötü muamelelerin önlenmesi amacıyla kamuoyunda bir kanun çıkarılması isteğinin güç kazandığı görülmektedir.
Öncelikle, insanın fıtratında ve toplum genelinde zaten var olan hayvanları sevme ve korumaya yönelik merhamet ve şefkat duygularının güçlendirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Hayvanlara eziyet edilmesinin, aç ve susuz bırakılmasının, çirkin muamele edilmesi ve canice öldürülmesinin önlenmesi amacıyla var olan cezai düzenlemelerin gözden geçirilerek caydırıcı cezai müeyyideler ve tedbirler getirilmesi çalışmalarını destekliyoruz.
Kanun Teklifinin Adı “Hayvanların Korunması Kanunu Olarak Kalmalıdır.”
“Hayvan Hakları” kavramı hayvanların emanet olarak kabul edilip korunması yerine, insanlarla yarışan  haklarının olduğunun kabul edilmesi iddialarını getirebilir. Toplum hayatını olumsuz etkileyeceğini, insan hayatı için ciddi tehlike oluşturan var olan durumu daha da ağırlaştıracağını, karışıklıklar oluşturacağını ve kargaşaya yol açacağını öngörmekteyiz.
Sorumluluk yüklenemeyen hayvanların insanların da üstünde bir mertebeye çıkarılmasının, hayvan haklarını koruma derneklerinin yaptıkları lobi faaliyetleri sonrasında yasalaştırılması düşünülen tasarının uygulamada problemlere yol açacağı kanaatindeyiz.
Kanun Teklifinde yeni getirilen suçlar ve cezalarda suçun açıklıkla tanımlanmamış ve muğlak olması, adli kurumların zaten var olan yoğunluğunu daha da artıracak, sistemin tıkanmasına sebep olacaktır.
Başıboş hayvanlar, bakımı yapıldıktan sonra yeniden alındığı yere bırakılmamalı, kontrol altına alınmalıdır.
“Hayvan Hakları” kavramı, hayvan kaynaklı ürün tüketiminin aleyhindeki akımlara güç verecek, insanların temel gıda kaynağı olan hayvansal gıdaların tüketilmesinin engellenmesi ile insanların yetersiz ve dengesiz beslenme trendleri hız kazanacak, çocukların sağlıklı gelişimi ile gelecek nesillerin ve toplumun sağlığı riske girecektir.
Kurban kesme ibadetinin yerine getirilmesine karşı çıkılmasına dayanak oluşturacak, dini inanç sahiplerinin hayvan düşmanı, hayvanfobik gibi suni üretilen kavramlarla yaftalanmalarına yol açılmış olacaktır.
İnsanların yararlanması için yaratılmış hayvanları insanın eşiti ya da  efendisi konumuna yükselten aşırı ve dengesiz düşüncelerden endişe edilmektedir.
Türkiye’de satış yapan köpek maması firmalarından komisyon alan hayvan dernekleri, belediye personeli ve devlet memurlarının bulunduğu bilgisi düşündürücüdür.
Sokaklarda başıboş dolaşan hayvanların kısırlaştırma yolu ile kontrol altına alınmasını destekliyoruz.
İlişikte gönderdiğimiz haber örneklerinde de görüleceği üzere, sokaklarda başıboş dolaşan köpeklerin, küçük büyük demeden birçok insanın canına ve malına zarar verdiğini, kitle iletişim araçları ve sosyal medyadan sürekli olarak izlemekteyiz. Başıboş sokak köpeği korkusundan sokağa çıkamayan çocuklarımız bulunmaktadır. ABD ve gelişmiş Avrupa ülkelerinde hiç bir hayvanın sokaklarda başıboş bırakılmadığı, Hindistan gibi hayvanı kutsayan ülkelerde sokaklarda hayvanların dolaştığı malumdur.
Başıboş hayvanlar trafik kazalarını ve buna bağlı olarak mal ve can kaybını artırmaktadır. Sokaklara sahipsiz köpek bırakılması, kontrolsüz bir şekilde beslenmesi çevre kirliliğine de sebep olmaktadır. https://ekinvenesil.org/wp-content/uploads/2021/06/HayvanlariKorumaKanunuRp.pdf

Video Bilgi: İstanbul Sözleşmesi

Süleyman Özışık:İstanbul Sözleşmesi dayatılıyor. https://youtu.be/sz2JlXEiJc0

Prof.Dr. Ahmet Şimşirgil:İstanbul sözleşmesinden son perde. https://youtu.be/Q9Pc5qpwxb4

Söz Meydanı: İstanbul sözleşmesi değil! Bizans oyunu. https://youtu.be/4k-UuLDW-oA

Sema Maraşlı / Söz Meydanı:İstanbul sözleşmesi ile neyi imzaladık? https://youtu.be/XwhaTAl3V3U

Ramazan Tan / Söz Meydanı: İstanbul sözleşmesi ve 6284 https://youtu.be/XaTv73IKTWQ

İstanbul sözleşmesi mağduru amca kış günü soğukta arabasında yatıyor: https://youtu.be/-1FOWhlDyR0

Emekli Hakim Av. Aynur Göçmen Söz Meydanında İstanbul Sözleşmesi ve 6284 ün asıl amacını anlatıyor. https://youtu.be/_cA96eeS3kY

Karbon Ayak İzi Aldatmacası

KARBON AYAK İZİ başladı…
Di̇kkatli̇ ve uyanık olun…
Sakın kabul etmeyi̇n…

İzmi̇rde telefonlarda form doldurtuyorlar… Kaç ki̇lo et veya sebze yi̇yorsun di̇ye sorular soruluyor… Ayrıca kaç kez dışarı çıkıyorsun, alışveri̇ş yapıyorsun…

Yani̇ bi̇r günde ne yaşıyorsan, neler yapıyorsan, kaç kez tuvalete gi̇ri̇yorsan, hepsi̇ karbon ayak i̇zi̇ oluyor…

Çamaşır dahi̇ i̇stedi̇ği̇ni̇z gi̇bi̇ yıkayamayacaksınız…
Hatta ormana ya da tati̇le veya sokağa dahi̇ ayak basamayacaksınız…

Karbon ayak i̇zi̇ budur…
Bi̇lmeyen öğrensi̇n…

Semra Sima

…………….. BANKASI MÜDÜRLÜĞÜ’NE

Konu: Günlük faaliyetlerime ilişkin “Karbon Ayak İzi, Ekolojik Durum Kontrolü, Sürdürülebilir Step uygulaması” ve benzeri uygulamalara ilişkin reddimizdir.

Müşterisi olduğum kurumunuzun tarafımca yapılan kişisel harcamalara ve faaliyetlere ilişkin “Ekolojik Durumum” alanı kapsamında ‘Karbon Ayak İzi’ hesaplamasının yapılmak istendiğini görmekteyim. Açık rızaya bakılmaksızın bu dayatmanın yapılması Kişiler Verileri Koruma Kanunu’nu ihlal etmektedir. “Sera gazı emisyonlarının azaltılması’ adı altında uygulamaya konulan ‘Karbon Ayak İzi’ hesaplanması özel yaşama müdahale durumu taşımaktadır. Bankanızın veya bankaların müşterilerinin günlük karbon ayak izi hesaplaması bankacılık faaliyetleriyle ve müşteri hizmetleriyle bağdaşmamaktadır. ‘Anayasa’nın 13. Maddesi’nde; “Temel Hak ve Özgürlükler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” hükmünde açıkca belirtildiği üzere temel hak ve özgürlüklerin keyfi uygulamalarla kısıtlanamayacağı ve engellenemeyeceği vurgulanmıştır. Anayasa’nın 20. Maddesi’nin 3. Fıkrasında kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda ‘Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun:

6698 SAYILI KANUNUN 5. MADDESİ’NİN 1. FIKRASINDA: “Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez” 6698 SAYILI KANUNUN 6. MADDESİ’NİN 2. FIKRASINDA: “Özel nitelikli kişisel verilerin müşterinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır.” 6698 SAYILI KANUNUN 8. MADDESİ’NİN 1. FIKRASINDA: “Kişisel veriler ilgili kişinin

açık rızası olmaksızın aktarılamaz.” 6698 SAYILI KANUNUN 9. MADDESİ’NİN 1. FIKRASINDA: “Kişisel veriler, ilgili kişinin

açık rızası olmaksızın yurt dışına, yurt içine aktarılamaz.”

Müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin Kişisel Verileri Korunması kanunu 73. Maddesi

müşterinin açık rızası alınsa dahi müşteriden gelen bir talep ya da talimat olmaksızın yurt

içindeki ve yurt dışındaki üçüncü kişilerle paylaşılamayacağı ve aktarılamayacağı net olarak

ifade edilmiştir. Açık rıza: AY md. 20 ve 6698 sayılı KVKK’nın 5/1, 6/2, 8/1, 9/2. maddesine

göre “Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde ya da kişinin açık rızasıyla işlenebilir.”

denilmektedir. Avrupa Birliği Genel Koruma Tüzüğü (GDPR) 4, 5 ve 7. Maddeleri ve Bankacılık

Kanunu’nun 73. Maddelerinde de belirtildiği üzere; “Müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin istenmesi,

talep edilmesi ve aktarılması” suç teşkil etmektedir. AİHS’ye göre de; “Kişilerin mahremiyeti

güvence altına alınarak özel ve aile hayatına saygı hakkı” koruma kapsamında yer almaktadır.

İSTEM VE SONUÇ: Yukarıda belirtilen haklar, yasal maddeler ve gerekçeler kapsamında

“Karbon Ayak İzi, Ekolojik Durum Kontrolü, Sürdürülebilir Step Uygulaması” ve benzeri dayatmaların istenmesine, verilerin toplanıp işlenmesine, kişi ya da kişilerle paylaşılmasına, kurum ya da kurumlara aktarılmasına asla açık rızam ve onayım kesinlikle yoktur. Faaliyet, harcama ve özel yaşamıma ilişkin tarafıma yapılacak baskı, şantaj, dayatma ve tehdit içeren davranışları kabul etmediğimi, dayatılacak her türlü baskı karşısında yasal yollara başvuracağımı karbon ayak izi ve benzeri uygulamaları reddettiğimi önemle beyan eder, israr edilmesi halinde de tüm yasal haklarımı kullanacağımı ihtaren bildiririm. Saygılarımla………………/2023

ADI SOYADI İMZA:

Gençlere Kore tuzağı

Gençlere Kore tuzağı
HALİME KİRAZLI 16 ARALIK 2019

Son yılların en çok izlenen dizileri, en popüler müzik grupları Güney Kore’den çıkıyor. İster dizi, isterse de müzik çalışmaları Türk gençlerini etkisi altına almış durumda. Aile kavramının oldukça hırpalandığı günümüz dünyasında gençlerin sığınağı olan bu faaliyetler, İmam hatip liseli (İHL) gençlerin bile etkilemeye başladı.

Korelilerin, dil eğitimi adı altında dindar aile çocuklarıyla, boşluğa düşmüş gençleri devşirmesi çok üzücü. İşin en acıklı yönü ise gençleri bu müzik ve dizilerin bataklığına ailelerin yönlendirmiş olması. Çünkü dünya telaşına dalıp ailesini unutan pek çok ebeveyn çocuklarını bu dizi ve müziklere kendi elleriyle teslim ediyor. Dahası, K-POP yüzünden birçok genç, evlenmemeyi düşünür hale geldi.

Kısacası Müslüman Türk çocukları K-Pop yani Kore Pop’u adı verilen müzikler ve dizilerin bombardımanı altında yok oluyor. Konu biraz deşilince karşımıza FETÖ de çıkıyor. Tehlikeyi fark eden ise bir avuç insan. Bu isimlerden ilki Prof. Dr. Muhiddin Okumuşlar, diğeri ise USMED Başkanı Said Ercan.

Biz de Necmettin Erbakan Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Eğitimi Ana Bilim Dalından Fatma Özturhan’ın hazırladığı yüksek lisans tezini merkeze alarak konunun iki mütehassısının görüşlerine başvurduk. Batıdan gelen tehlikeye karşı kısmen dirençli olan bağışıklık sistemimizin doğuya karşı son derece zayıf olduğu gerçeğiyle karşılaştık.

Uzun yıllar ülkemiz televizyonlarında yayınlanan, büyük bir hayran kitlesine sahip Kore dizileri, 2010’lu yılların en popüler içerikleriydi. Son yıllarda bu dizilerin uzun süreli olması ve diğer meşhur dizilere oranla daha yavaş ilerlemesi hayran kitlesini daraltsa da bitirmeye yetmedi. İçerikleri dolayısıyla muhafazakâr kesimin daha çok tercih ettiği Kore dizileri, yerini Kore müziklerine bırakmaya başladı. Son yılların yükselen türü K-Pop, sanatçılarının intiharlarıyla anılırken, Necmettin Erbakan Üniversitesinde yapılan bir yüksek lisans tezi Kore dizi ve müzikleriyle özellikle imam hatip lisesi öğrencileri üzerinden yürütülen misyonerlik faaliyetlerini derinlemesine araştırdı.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri bölümü Din Eğitimi Ana Bilim Dalından Fatma Özturhan’ın hazırladığı yüksek lisans tezinde odak, imam hatip lisesindeki kız öğrencilerin “Kore özentiliği.” İmam hatip lisesi ve Kore fanı olan kız öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan tezde, ilginç tespitler var. Anlaşılmadığını düşünen öğrenciler aynı zamanda daha ahlaki bulduğu için bu kültürün içeriklerini tercih ediyor. Fanlar, Kore dizilerini izleme nedeni olarak, içeriklerin “cinsellikten uzak” ve “aile bireyleriyle beraber izlenecek türden” olmasını gösteriyor.

Zülfü Livaneli: Erbakan Ecevit ve ölüm oruçlarının arka planı

Solcu bir yazar ve müzisyenden Erbakan Hoca’nın merhametini anlatan bir yazı. Bir de Zülfü Livaneli’den dinleyin Erbakan’ı.
Zülfü Livaneli’nin Vatan gazetesinde “Erbakan, Ecevit ve ölüm oruçlarının arka planı” başlığıyla yayımlanan (28 Kasım 2010) yazısı şöyle:
××× ××× ××××
Erbakan, Ecevit ve ölüm oruçlarının arka planı
Genç insanların yaşamı üzerine çok pis oyunlar oynandı bu ülkede.
TBMM komisyon raporuna göre 17.000 faili meçhul cinayet işlenmiş olan bir ülkede, adaletten, haktan hukuktan, demokrasiden ne kadar söz edebiliriz ki?
Herşey göstermelik.
Ama beni hayatım boyunca en çok bazı yetkililerin vicdansızlığı ve acımasızlığı şaşırtmıştır.
Bu yazıda anlatacaklarım birinci derece bir tanıklıktır.
***
1996’daki ölüm oruçlarına, bazı arkadaşlarımla birlikte “arabulucu” olarak katıldım.
İstanbul Başsavcısı Ferzan Çitici, böyle bir misyon üstlenmemizi rica etti.
O dönemde Necmettin Erbakan, başbakandı.
Cezaevine girdik. 12 kişi ölmüştü. Yemliha Kaya’nın ölü bedeninin başında nöbet tutuluyordu.
Konuşmaya çalıştığımız 20-21 yaşındaki gençler ölmek üzereydi. Bilinçleri kaybolmuştu. Bazılarının görme yetisi bir daha geri gelmemek üzere yitip gitmişti.
Geçen her saat, yeni genç ölüler demekti.
Bir kenara çekilip ağladığımı hatırlıyorum.
Tek istekleri, hapisnadeki yaşam koşullarının iyileştirilmesiydi. Tecrit hücrelerinde tek başına kalmamaktı.
Bu isteği çok iyi anlıyabiliyordum, çünkü o korkunç hapishanelerde bir dostla dertleşmenin ne kadar önemli olduğunu ben de yirmili yaşlarımda acı bir şekilde öğrenmiştim.
Hem de hiçbir suç işlememiş bir genç adam olarak.
Hükümetle temas kurduk. Adalet Bakanı ters davrandı. Başbakan Erbakan’a ulaşmaya çalıştık. İstanbul’dan Ankara’ya giden uçakta olduğunu söylediler.
Ankara havaalanında kendisine ulaştık. Tutukluların masum isteklerini anlattık, “Birçok genç bu geceyi çıkaramayacak” dedik.
“Peki” dedi, *“Bu gece Kadir Gecesi. İsteklerini kabul ediyoruz.”*
Hapishaneye müjdeyi verdik. Ambulanslar, ölmek üzere olanları hastanelere taşıdılar. Beklemekte olan gözü yaşlı aileler, ellerimize sarılıp, çocuklarından haber sordular.
Ama Ferzan Çitici kulağıma şunu fısıldadı: “Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü aradı. ‘Biz ne güzel operasyon hazırlamıştık. Herşeyi berbat ettiniz’ diye çıkıştı bana.”
Basın bu süreçte olumlu davrandı. Hatta bizleri haketmediğimiz övgülere boğdu. Hürriyet, kahramanlar bile dedi.
***
Aradan dört yıl geçti.
Bu kez yine ölüm oruçlarında, arabulucu olarak hapishaneye gittik.
Çünkü hükümetin verdiği sözler tutulmamıştı.
Yine genç insanlar ölüm döşeğindeydi. Aynı süreç yaşanıyordu ama bu sefer Başbakan Erbakan değil Bülent Ecevit’ti.
Basın sürekli provokasyon yapıyordu.
Dört yıl önce bize kahraman diyen Hürriyet şimdi, “Ölüm oruçlarını cesaretlendiren hainler” olarak söz ediyordu bizden.
Belli ki öldürme hazırlıkları tamamdı.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ü bizzat aradım. “Ne olur” dedim, “Ölümlerin önüne geçin. Size resmen yalvarıyorum.”
Etkilendi. “Biraz bekleyin, başbakanla konuşayım” dedi.
Nefesimizi tutup bekledik.
Biraz sonra müdürün odasındaki telefon çaldı. Hikmet Bey, “Malesef Başbakan Ecevit istekleri kabul etmiyor” dedi.
Çaresizce ölüm mahkûmlarına veda edip gözyaşları içinde oradan ayrıldık.
Sonra lav silahlarıyla koğuşlara saldırıp, insanları yaktılar.
O akşam televizyonlar, yanan mahkûmlara başka cezaevlerinden cep telefonlarıyla ulaşıldığını ve “Kendinizi yakın” talimatı verildiğini söylüyordu bangır bangır.
Ali Kırca’ya konuk oldum ve dedim ki: “Yalan söylüyorlar. Hapishanede cep telefonu çalışmıyor. Arabulucular arasında yer alan Yaşar Kemal, ölüm döşeğindeki karısı Thilda’ya ulaşmaya çalıştı ve ulaşamadı.”
Bu tanıklık bütün yalanı çürütüyordu ama hükümet ve basın genç insan kanı dökmenin şehvetine kapılmıştı bir kere.
Kimse sağduyulu bir tanıklığı dinleyecek halde değildi.
Sonuçta “dinci Erbakan” genç ölümlere yol açmamış ama “solcu-şair Ecevit” katliam emri vermiş oldu.
Bunları anlatmak tarih önünde benim namusum ve sorumluluğumdur.

Kaynak: https://www.gazetevatan.com/yazarlar/zulfu-livaneli/erbakan-ecevit-ve-olum-oruclarinin-arka-plani-343090

Üç aşamada büyük L*G*B*T tehlikesi

Üç aşamada büyük LGBT tehlikesi… Dr. Mustafa Merter: İnanılmaz bir savaşın ortasındayız
Cuma 27.01.2023 10:05

Cinsel yönelim serbestliği ya da insan hakları adı altında seçim vaatleri arasına giren LGBT sapkınlığını Psikiyatrist, Yazar Dr. Mustafa Merter ile konuştuk. LGBT sapkınlığı ile ilgili oldukça önemli tespitler yapan Merter, özellikle politikacıların bu sapkınlığa verdiği desteği sert ifadelerle eleştirdi. Merter, “Dünya nereye gidiyor? İnanılmaz bir savaşın ortasındayız” dedi.

Üç aşamada büyük LGBT tehlikesi… Dr. Mustafa Merter: İnanılmaz bir savaşın ortasındayız
RABİA SULTAN DALKILIÇ

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim vaatleri arasına LGBT’yi ekledi. Vaatlerini billboardlara taşıdı, LGBT demedi ama “Cinsel yönelimi yasayla dezavantaj olmaktan çıkaracağız” dedi.

İstanbul, Mersin, İzmir, Eskişehir Büyükşehir Belediyeleri “Onur Haftası” adı altında eşcinsellerin düzenlediği etkinleri kutladı, sosyal medya hesaplarından destek mesajları yayınladı. Şişli ve Kadıköy belediyesi bünyesinde LGBT Meclisi kuruldu.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar seçimlere girecek aday konusunda “Bütün halkların, inançların, kimliklerin, kültürlerin, cinsel yönelimlerin adayını arıyoruz” dedi.


İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem geçtiğimiz aylarda ABD’de düzenlenen onur yürüyüşüne katıldı ve bu anları sosyal medya üzerinden yayınladı.

2023 seçimlerinde iktidar değişikliği olduğu takdirde Türkiye’de LGBT sapkınlığına hükümet nezdinde onay verileceği aşikar… Sabah.com.tr’ye konuşan Psikiyatrist, Yazar Dr. Mustafa Merter bu tehlikeye kalın harflerle dikkat çekti ve çok önemli açıklamalarda bulundu.

3 OY DAHA ALAYIM DİYE…

Cinsel yönelim serbestliği denilerek eşcinsel hayat tarzına onay vereceğini açıklayan politikacıların bunu neden yaptığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Merter, “Bunun 3 cevabı var. İnsanların bazı davranışları ya cahil ya ahmak ya da hınzır olmalarından kaynaklanır. Politikacıların 3 oy daha alayım diye olayın esas boyutunu anlamadan çok ucuz sebeplerle LGBT’ye destek vermesi cehalettir. Okumuyorlar işin ne olduğunu anlamıyorlar. İnsanların savunma mekanizması vardır: Bana olmaz, bize olmaz, benim çocuğuma olmaz sanıyorlar. Bütün grafikler istatistikler bunun çok hızlı yayıldığını gösteriyor. CHP’nin de HDP’nin de çok kısa sürede hepsinin ağzı yanacak. Nerden biliyorsun? Diyorsunuz. Bütün vakalar bize müracaat ediyor. Üstel bir hızla artıyor” dedi.

POLİTİKACININ AHMAK OLMAMASI GEREKİYOR

LGBT’ye verilen desteğin bir nedeninin de ahmaklık olabileceğini açıklayan Merter, “Ancak bir politikacının ahmak olmaması gerekir. Ama birde hınzırlık var. Dünyada oynanan bu oyuna dahil olan bir grup var” diyerek şu açıklamaları yaptı:

SOROS GELİR BİR BUÇUK MİLYAR DOLAR YATIRIRSA…

İşte onlar hınzır olanlar. Dünya Çocuk ve Aile Koruma Platformu’nun kongresinde bir İrlandalı ile karşılaştım. Ona siz Katoliksiniz eşcinsel evliliğe nasıl izin verirsiniz dedim. Anlamlı bir şekilde gözlerime baktı ve Soros gelir bir buçuk milyar dolar yatırırsa bu iş olur dedi. Soros Macar Yahudisinin İrlanda’da ne işi var? Bunlar da hınzırlar grubu, satın alınmış olanlar.. Bunların içinde politikacılar medya mensupları daha vahimi yasal kuruluşlarda var. ABD Yüksek Mahkemesinde Avrupa’da Almanya’da var. Olmadık kanunların yasaların çıkarılmasını sağlıyorlar.

2012 YILINDAN İTİBAREN BİR TSUNAMİ BAŞLADI

Küresel çaptaki eş zamanlı bir hareketin parçaları bunlar. Lütfen Jean M. Twenge’nin İnternet Nesli kitabını okuyun. Kitapta 2012 yılından itibaren bir tsunami başladı diyor. Akıllı telefonların çok fazla yaygınlaşmaya başladığı tarihtir. O tarihte sosyal medya ağları Netflix devreye girdi.

İNANILMAZ BİR SAVAŞIN ORTASINDAYIZ

Bunun 3 aşaması var. Bir, eşcinsel olmak utanılacak bir şey değildir. İkinci aşaması, madem eşcinsellik doğuştan gelir tedavisi mümkün değildir. O zaman buna toplumun her kesiminde izin verilmesi gerekir. Arkasından eşcinsel evlilik talebi gelecek. Üçüncü aşamada eşcinsellerin evlatlık alabilmesi gelecek. Arkasından translar gelecek. Trans istatiği inanılmaz yükseliyor. LGBT+P yani arkasından Pedofilizm gelecek. Gidişat bu… Hollanda’da adam Sübyancılık Partisi kuruyor, şikayet ediliyor. Hakim demokrasilerde bu yasaklanamaz diyor. Dünya nereye gidiyor? İnanılmaz bir savaşın ortasındayız.

BU İNSAN HAKLARI FALAN DEĞİL

Anlamıyorlar, büyük resmi göremiyorlar, bu onur haftasına izin vermekle kalmayacak, kendi çocuklarına kadar gelecek bu tehlike. Bu insan hakları falan değil. Kimse sokaktaki insanı neden eşcinselsin diye çevirmiyor. Bunun reklamının yapılması yanlış olan. Olay dört duvar arasında değil. Bu küresel çapta teşvik edilen bir durum. Bu da onların propagandalarından bir tanesi. Siz insanların haklarına müdahale edemezsiniz diyorlar. Erkeklerde yüzde 8-9’larda kadınlarda bu rakam daha yüksek. Eğer o politikacılar doktorlar, psikologlar da bunu görmüyorsa ya bu hınzırlıktır, ya ahmaklık ya da cehalettir.

TEHLİKEYİ GÖREMİYORLAR

Bu bir cinayet. Diyelim ki nur topu gibi bir kızınız var. Kızınız 14 yaşına geldi… Kızınız size geldi erkek olmak istiyorum diyor. Kızınız okula gidiyor, okul psikoloğuna anlatıyor. Diyor ki tamam öyle hissediyorsan öylesindir. Bu olaylar Irreversible Damage adlı kitapta anlatılıyor.

Anne babasına dahi izin vermiyorlar. İstersen adını değiştirelim diyorlar. Sonra o psikologlar ilaç yazıyorlar ve ergenliğini durduruyorlar. Ergenliği durdurmak demek cinayettir. Çünkü doğal bir süreci durduruyorsun. 14 yaşında kızdan bahsediyoruz. Kafası karışık bir kız çocuğundan bahsediyoruz. Sonra bu kıza diyorlar ki senin testesteron alman gerek diyorlar. Başlıyor ilaç almaya. Kollarında kıllar çıkıyor, sesi kalınlaşıyor. Anne baba o noktada panik oluyor. Doktora gidiyor ve o doktor diyor ki sen böyle doğdun diyor. Bu yalan! Tedavisi yok diyorlar, bu yalan! Kız sonra diyor ki ben göğüslerimden utanıyorum diyor. Bu sefer cerrahlar devreye giriyor. Kızın rahmi alınıyor, yumurtalıkları alınıyor. Irreversible Damage yani Dönüşü Olmayan Hastalık kitabı işte bunları anlatıyor. Bu kitap Amerika’da ödül kazandı. Yurt dışında ergenlerin eşcinsel ve trans eğilimlerine destek veren, cinsel gelişimi engelleyen ilaçların ve hormon tedavilerine kullanılmasına engel olmayan politikacılar, psikolog ve psikiyatrlar, eğer bu vahim durumu görmüyorlarsa ya cahil, ya ahmak ya da hınzır olabilirler. Umarız aynı durum Türkiye’mizde de tekerrür etmez.

HAYATI YÜZDE 20 KISALTAN BİR VAROLUŞ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Eşcinsel Hayat Tarzının Sağlık Tehlikeleri adında bir kitap çıkardık. Okusunlar özellikle altını çiziyorum. Aileler okusunlar! Hayatı yüzde 20 kısaltan bir varoluş, hayat tarzı ile karşı karşıyayız. Eşcinsel hastalıkları, depresyon, her türlü sapıklık artıyor. Ben bir tıp hekimi olarak bu varoluş tarzının ne kadar tehlikeli olduğunu bilip insanlara anlatmazsam mesleğimi nasıl icra etmiş olurum.

POMPALANAN AŞIRI HAYVAN SEVGİSİ BU PROJENİN PARÇASI

Amerika’da erkek eşcinselliği yüzde 8’lerde kızlarda yüzde 20’nin üzerinde. Türkiye’de bu rakamlara oranlara üçte 1 seviyesindeyiz. Bugün pek çok isim bu konuda konuşmaktan korkuyor. Çünkü mahalle baskısı var. Büyük isimler bunlar, benim gibi düşünüyor ancak konuştukları zaman mahkemelik oluyorlar. Bu ne demek? Bizim içimizde de bir lobi var demek. Bu bir savaş! Biz bir savaşın ortasındayız. Bunun ucu herkese dokunacak. Lütfen bunu idrak etsinler. Yeterince konuşulmuyor. Yeterince televizyon programları yapılmıyor. Sizde mi lobinin bir parçasısınız? Olayın ne olduğunu anlamıyorlar. Olay sadece eşcinsellik değil. Bütün insanlığın yapısını değiştirmek, kadınları erkekleştirmek, erkekleri kadınlaştırmak, baba otoritesini ortadan kaldırmak istiyorlar. Son günlerde aşırı derecede pompalanan hayvan sevgisi… Bu projenin bir parçası! Aşırı hayvan sevgisi olursa ne olur? Gerçekten hayvanları çok sevdikleri için mi? Fıtrattan gelen özellikle kız çocuklarının içinde bebek sevgisi çocuk sevgisi vardır. Bu evlilik motivasyonlarından bir tanesidir. Bu sevgiyi kedilere köpeklere kaydırırsan o kız çocuğu büyüyünce evlenir mi? Bu sevgiyi bu şekilde yönlendirerek o çocukların ileride evlenmesini engellemek istiyorlar?

NETFLIX, DISNEY BUNU ALENEN YAPIYOR

Twenge’nin İnternet Nesli kitabında anlatıyor. Bu bir tsunami diyor. Sosyal dalgalanmaların bir dengesi vardır. Tarihte olmuştur… Twenge bunun normal bir sosyal dalgalanma olmadığını söylüyor. Demek ki bütün bu değişimler, doğal zamanın getirdiği değişimler değil. Bunlar birilerinin ayarladığı değişimler. Televizyonları, sosyal medyayı, Netflix’i elinde tutan isimler bunu programlıyor. Savaşın karşı cephesindeki komutanlar belli. Netflix, Disney bunu alenen yapıyor. Disney’in patronu lezbiyen. Hollywood film endüstrisi alenen yapıyor. Zuckerberg bunu alenen yapıyor. Başka ne arıyoruz?

OLAY ÇOK DAHA DERİN

LGBT’yi şöyle görün: Yankesiciler para çalacağı zaman birine cambazlık yaptırırlarmış. Herkes cambaza bakarken yankesici parayı çalarmış. Şimdi LGBT’nin bu şekilde ön plana çıkarılması esas projeyi görmemizi engelliyor. Olay çok daha derin. Çok ince hazırlanmış bir proje. İnsanlık yeniden yapılandırılmak isteniyor. Kendilerini tanrı zanneden birkaç kişi tarafından insanlık yönlendirilmek isteniyor. Günde 8 saatini ekran başında geçiren insanları istediğin gibi yönlendirirsin. Biz şimdi Matrix’in içinde yaşıyoruz. Politikacılardan doktorlara gazetecilere kadar çok büyük bir gaflet içindeyiz.

DAMARDAN VERİLEN MİKROP GİBİ ÖLDÜRMÜYOR AMA HASTA EDİYOR

Eğer çocuklarımız saatlerce ekran başında kalırsa… Damardan verilen bir mikrop gibi düşünün. İnsanı öldürmüyor ama belirli bir süre sonra hasta ediyor. Ekran zamanı çocukları zehirliyor. Allah göstermesin çocuğunuz cinsiyet değiştireceğim diyorsa demek ki işin yarısı geçti. Cep telefonu almayacaksınız, ekran süresini denetleyeceksiniz, çocukla çok kaliteli zaman geçireceksiniz. Diyelim ki her şeye rağmen çocuğunuzda böyle bir durum gelişti. Doktora giderken de oldukça seçici davranmanız gerekiyor. Bugün psikolog ve psikiyatristlerin büyük çoğunluğu bu durumun doğuştan geldiğini söylüyor. Bu yalan! Bu şekilde düşünen doktorlardan kaçın. Bırakın çocuğa iyilik yapmayı zarar veriyor.

Kaynak: https://sabah.com.tr/gundem/2023/01/27/uc-asamada-buyuk-lgbt-tehlikesi-dr-mustafa-merter-inanilmaz-bir-savasin-ortasindayiz

Güvenli Sokaklar İnsan Hakkıdır

04 Haziran 2022 12:20
Güvenli Sokaklar İnsan Hakkıdır

Türkiye’de hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamak amacıyla 2004 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kabul edilmiştir. Bu Kanunun ardından 2006 yılında Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği çıkarılmıştır. Türkiye’de yapılan bu düzenlemelerle sahipsiz köpeklerle ilgili sorumluluk belediyelere verilmiş bulunmaktadır. Ancak var olan düzenlemeler sahipsiz köpeklerin refahını sağlamadığı gibi insanlar ve diğer canlıların yaşadığı sorunları çözmekte yetersiz kalmaktadır. ABD, AB üyesi ülkeler, İngiltere, Japonya, İsviçre, Avustralya’da hatta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde sahipsiz köpek sorunu bulunmamaktadır. Bu ülkelerde köpeklerin refah koşullarına ilişkin yapılan gerçekçi ve insan odaklı hukuki düzenlemeler bu sorunu önlemektedir.

Türkiye’de ise, sahipsiz köpek sorunu ciddi bir güvenlik ve sağlık problemi olarak varlığını sürdürmekte ve etkisini giderek artırmaktadır. Bazı kentlerde sahipsiz köpek sayısı ilçe nüfuslarını bile geçmiş bulunmaktadır. Sahipsiz köpekler çok ağır sokak koşullarında hayatta kalma mücadelesi verirken kendilerinin, sahipli köpeklerin, kedilerin, evcil-yabani diğer hayvanların ve doğanın zarar görmesine neden olmaktadır. İnsanlar açısından ise, Anayasa ile koruma altına alınan sağlık, güvenlik, maddi varlığını koruma, yaşama hakları gibi insan haklarını tehlikeye atmaktadır. Sahipsiz köpeklerin sayısı hızlı bir şekilde artmaya devam etmekte, bununla paralel olarak köpek saldırıları da büyük artış göstermektedir.

Sahipsiz köpek saldırıları nedeniyle ölen kişilerin yakınları veya yaralanan kişiler ilgili belediyeye karşı dava açmakta ve davalarda hizmet kusuru nedeniyle maddi-manevi tazminat kararları verilmektedir. Belediyeler 5199 sayılı Kanun gereği bir şey yapamadıklarını ifade etmekte, ancak problem şiddetini artırmaya devam etmektedir. Kamu politikası oluşturulması beklenen problemin hükümet, siyasi partiler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, medya, toplum ve sahipsiz köpek saldırılarından doğrudan ya da dolaylı zarar görenler gibi pek çok tarafı bulunmaktadır.

Sokaklarda sahipsiz köpek olmaması bir uygarlık göstergesi olarak görülmektedir. Hindistan, Pakistan, Bangladeş başta olmak üzere şehirleri medeni olmayan ve başıboş sokak köpek sorunu ile boğuşan ülkeler gibi Türkiye’de de sahipsiz köpek sayısı çok hızlı bir şekilde artmaktadır. Sahipsiz köpekler ısırma ya da saldırma nedeniyle doğrudan ya da dolaylı şekilde insanların ve hayvanların ölmelerine, yaralanmalarına, kuduz gibi çeşitli hastalıklar kapmalarına, güvenlik sorunlarına, trafik kazalarına neden olmaktadır. Diğer taraftan sahipsiz köpekler, sokaklarda açlık, susuzluk, hastalık, soğuk, sıcak, trafik kazaları, sahipli ve sahipsiz köpeklerin saldırısına maruz kalma, insan, hayvan ve araçlardan kaynaklanan tehlikeler altında ağır şartlarda yaşam mücadelesi verirken önemli sorunlar yaşamaktadır.

Son aylarda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN başta olmak üzere pek çok siyasetçi, sanatçı, gazeteci, sosyal medya fenomeni, akademisyen, doğa ve vahşi yaşam uzmanı avcı, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız, kontrollü köpek sahipleri, vs sorunun farkına varmış sokakta başıboş köpek sürüleri olmayacağını barınaklara alınması gerektiğini belirtmiştir. Bu çalışmanın amacı köpek düşmanlığı değildir, aksine hayvan refahı kavramı ile hareket ederek öncelikle sokakta başıboş beslenen köpeklerin sağlıklı bir ortamda tutulması ve insan yaşamının ve özellikle çocukların can güvenliğinin öncelikle ele alınmasıdır.

Türkiye’de başıboş köpekler, ciddi ancak yeterli ilgiyi görmemiş bir sorundur. Başıboş köpeklerin vatandaşlara ve tüm topluma verdiği zarar medya, hayvan hakları aktivistleri ve yetkililer tarafından küçültülmüş, görmezden gelinmiş ve reddedilmiştir. Başıboş köpek sorunu “sokak hayvanı” sorunu olarak gösterilmeye çalışılmıştır. İnsanlara zarar vermeyen, sık sık köpekler tarafından parçalanan kediler, başıboş köpeklerle beraber aynı statüye sahipler. “Sokak hayvanı”, “sahipsiz hayvan”, “hayvan sorunu”, “kedi sorunu” yoktur, başıboş köpek sorunu vardır. Köpek, şehrin içinde insanları öldüren tek hayvandır. Kediler, insanlara zarar vermiyor, öldürmüyor; trafik kazalarına sebep olmuyor, kuduz taşıyıcı değiller. Kediler ve diğer hayvanlar mutlaka başıboş köpeklerden ayrı tutularak değerlendirilmelidir.

Sahipsiz köpek sorununun çözümü için insanların yaşama hakkı, güvenlik hakkı, sağlık hakkı, maddi varlığını koruma hakkı gibi kamu düzeninin de gereği olan hakları koruma altına alınmalıdır. Diğer taraftan sahipsiz köpeklerin sokaklarda beslenme, sağlık, barınma ve güvenlik alanlarında büyük riskler altında ve çok ağır koşullarda yaşam mücadelesi verdikleri dikkate alınmalı ve yaşamlarını sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürebilecekleri modern, teknolojik bakımevleri inşa edilerek ihtiyaçları en iyi şekilde karşılanmalıdır.

Çözüm olarak tek adres vardır o da Devletimizdir, onun değerli bürokratik kadroları ve yasama organıdır. Biz burada çözümün nasıl olması gerektiği hususu üzerinde durulmasından ziyade öncelikle en temel insan hakkı olan yaşam hakkı başta olmak üzere insanların can ve mal güvenliği, çocuk hakları, ibadet özgürlüğü gibi hakların esas alınmasıdır.

Bilindiği gibi ülkemizde 2700 civarında hayvan koruma ve yaşatma besleme amaçlı dernek bulunmaktadır. Ne var ki yaşlı engelli, çocuk gibi insanların haklarını korumak için kurulmuş dernek sayısı ise maalesef 250 civarında.

Yazımı müjdeli bir haberle sonlandırmak istiyorum. Antalya’da başıboş köpekler tarafından saldırıdan kaçarken kamyon altında kalarak can veren Mahra Melin Pınar’ın babası ve annesi geçen ay içinde Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma adında bir dernek kurdu. Allah hayırlara vesile kılsın. Ülkemiz adına çok önemli bir adım. Murat Pınar ve eşi Derya Pınar hanımefendiye bu girişimlerinden dolayı teşekkür ediyor başarıları için dua ediyorum. Dernek hakkında bilgi için www.guvenlisokaklar.org adresini bir melek yavrumuz Mahra Melin Pınar’ın anısına bir ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Mehmet ALTUNTAŞ

5199 Hayvanları Koruma Kanunu

HAYVANLARI KORUMA KANUNU

Kanun Numarası : 5199

Kabul Tarihi : 24/6/2004

Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih  : 1/7/2004 Sayı : 25509

Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 43

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Tanımlar ve İlkeler

Amaç

Madde 1- Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.

Kapsam

Madde 2- Bu Kanun, amaç maddesi doğrultusunda yapılacak düzenlemeleri, alınacak önlemleri, sağlanacak eşgüdümü, denetim, sınırlama ve yükümlülükler ile tâbi olunacak cezaî hükümleri kapsar.

Tanımlar

Madde 3- Bu Kanunda geçen terimlerden;

a)Yaşama ortamı: Bir hayvanın veya hayvan topluluğunun doğal olarak yaşadığı yeri,

b) Etoloji: Bir hayvan türünün doğuştan gelen, kendine özgü davranışlarını inceleyen bilim dalını,

c) Ekosistem: Canlıların kendi aralarında ve cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik, fiziksel ve kimyasal sistemi,

d) Tür: Birbirleriyle çiftleşebilen ve üreme yeteneğine sahip verimli döller verebilen populasyonları,

e) Evcil hayvan: İnsan tarafından kültüre alınmış ve eğitilmiş hayvanları,

f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,

g) Güçten düşmüş hayvan: Bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıkları haricinde yaşlanma, sakatlanma, yaralanma ve hastalanma gibi çeşitli nedenlerle fizikî olarak iş yapabilme yeteneğini kaybetmiş binek ve yük hayvanlarını,

h)Yabani hayvan: Doğada serbest yaşayan evcilleştirilmemiş ve kültüre alınmamış omurgalı ve omurgasız hayvanları,

ı) (Değişik:9/7/2021-7332/1 md.) Ev hayvanı: Gerçek veya tüzel kişiler tarafından özellikle evde, iş yerlerinde ya da arazisinde özel ilgi ve refakat amacıyla muhafaza edilen, bakımı ve sorumluluğu sahiplerince üstlenilen her türlü hayvanı,

j) Kontrollü hayvan: Bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı, aşıları, periyodik sağlık kontrolleri yapılan işaretlenmiş kayıt altındaki ev (…) hayvanlarını,

k) (Değişik:9/7/2021-7332/1 md.) Hayvan bakımevi: Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların rehabilite edileceği bir tesisi,

l) Deney: Herhangi bir hayvanın acı, eziyet, üzüntü veya uzun süreli hasara neden olacak deneysel ya da diğer bilimsel amaçlarla kullanılmasını,

m) Deney hayvanı: Deneyde kullanılan ya da kullanılacak olan hayvanı,

n) Kesim hayvanı: Gıda amaçlı kesimi yapılan hayvanları,

o) Bakanlık: Tarım ve Orman Bakanlığını,(1)

p) (Ek:9/7/2021-7332/1 md.) Rehabilitasyon: Sahipsiz hayvanların tedavi ve parazit mücadelesinin yapılmasını, aşılanmasını, kısırlaştırılmasını ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle işaretlenmesini,

ifade eder.

İlkeler

Madde 4- Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler şunlardır:

a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.

b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.

c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.

d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.

e) Nesli yok olma tehlikesi altında bulunan tür ve bunların yaşama ortamlarının korunması esastır.

f) Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.

g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır.

h) Hayvanların türüne özgü şartlarda bakılması, beslenmesi, barındırılma ve taşınması esastır.

ı) Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar onları türüne ve özelliğine uygun ortam ve şartlarda taşımalı, taşıma sırasında beslemeli ve bakımını yapmalıdırlar.

j) (Değişik:9/7/2021-7332/2 md.) Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlar ve eğitim çalışmaları yapar. Ayrıca yerel yönetimler, ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurar.

k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. (Değişik ikinci cümle:9/7/2021-7332/2 md.) Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmakla yükümlüdürler. (Ek cümle:9/7/2021-7332/2 md.) Dijital kimliklendirme yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir.

İKİNCİ KISIM

Koruma Tedbirleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Hayvanların Sahiplenilmesi, Bakımı ve Korunması

Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı

Madde 5- Bir hayvanı, (…) sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.

Hayvan sahipleri, sahip oldukları hayvanlardan kaynaklanan çevre kirliliğini ve insanlara verilebilecek zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirleri almakla yükümlü olup; zamanında ve yeterli seviyede tedbir alınmamasından kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadırlar.

Ev (…)(2) hayvanı satan kişiler, bu hayvanların bakımı ve korunması ile ilgili olarak yerel yönetimler tarafından düzenlenen eğitim programlarına katılarak sertifika almakla yükümlüdürler.

(Değişik dördüncü fıkra:9/7/2021-7332/3 md.) Ev hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma ve sahiplenme şartları, hayvan bakımı ve korunması konularında verilecek eğitim ile ilgili usul ve esaslar ile sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Ticarî amaç güdülmeden (…)(2) bakılan ev (…)(2) hayvanları sahiplerinin borcundan dolayı haczedilemezler.

(Mülga altıncı fıkra:9/7/2021-7332/3 md.) 

(Mülga yedinci fıkra:9/7/2021-7332/3 md.)

Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması

Madde 6- Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.

Güçten düşmüş hayvanlar ticarî ve gösteri amaçlı veya herhangi bir şekilde binicilik ve taşımacılık amacıyla çalıştırılamaz.

Sahipsiz hayvanların korunması, bakılması ve gözetimi için yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde, yerel yönetimler yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemeler ile çevreye olabilecek olumsuz etkilerini gidermeye yönelik tedbirler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile eşgüdüm sağlanarak, diğer ilgili kuruluşların da görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.

Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması ve hayvan bakımevlerinin çalışma usul ve esasları ile burada çalışan personelin niteliğine ilişkin hususlar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Hayvan bakımevleri ve hastanelerin kurulması amacıyla Hazineye ait araziler öncelikle tahsis edilir. Amacı dışında kullanıldığı tespit edilen arazilerin tahsisi iptal edilir.

Hiçbir kazanç ve menfaat sağlamamak kaydıyla sadece insanî ve vicdanî amaçlarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen şartları taşıyan gerçek ve tüzel kişilere; belediyeler, orman idareleri, Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, mülkiyeti idarelerde kalmak koşuluyla arazi ve buna ait binalar ve demirbaşlar tahsis edilebilir. Tahsis edilen arazilerin üzerinde amaca uygun tesisler ilgili Bakanlığın/İdarenin izni ile yapılır.

İKİNCİ BÖLÜM

Hayvanlara Müdahaleler

Cerrahi müdahaleler

Madde 7- Hayvanlara tıbbî ve cerrahi müdahaleler sadece veteriner hekimler tarafından yapılır.

Kontrolsüz üremenin önlenmesi için, hayvanlara acı vermeden kısırlaştırma müdahaleleri yapılır.

Yasak müdahaleler

Madde 8- Bir hayvan neslini yok edecek her türlü müdahale yasaktır.

Hayvanların, yaşadıkları sürece, tıbbî amaçlar dışında organ veya dokularının tümü ya da bir bölümü çıkarılıp alınamaz veya tahrip edilemez.

Ev (…) hayvanının dış görünüşünü değiştirmeye yönelik veya diğer tedavi edici olmayan kuyruk ve kulak kesilmesi, ses tellerinin alınması ve tırnak ve dişlerinin sökülmesine yönelik cerrahi müdahale yapılması yasaktır. Ancak bu yasaklamalara; bir veteriner hekimin, veteriner hekimliği uygulamaları ile ilgili tıbbî sebepler veya özel bir hayvanın yararı için gerektiğinde tedavi edici olmayan müdahaleyi gerekli görmesi veya üremenin önlenmesi durumlarında izin verilebilir.

Bir hayvana tıbbî amaçlar dışında, onun türüne ve etolojik özelliklerine aykırı hale getirecek şekilde ve dozda hormon ve ilaç vermek, çeşitli maddelerle doping yapmak, hayvanların türlerine has davranış ve fizikî özelliklerini yapay yöntemlerle değiştirmek yasaktır.

Hayvan deneyleri

Madde 9- Hayvanlar, bilimsel olmayan teşhis, tedavi ve deneylerde kullanılamazlar.

Tıbbî ve bilimsel deneylerin uygulanması ve deneylerin hayvanları koruyacak şekilde yapılması ve deneylerde kullanılacak hayvanların uygun biçimde bakılması ve barındırılması esastır.

Başkaca bir seçenek olmaması halinde, hayvanlar bilimsel çalışmalarda deney hayvanı olarak kullanılabilir.

Hayvan deneyi yapan kurum ve kuruluşlarda bu deneylerin yapılmasına kendi bünyelerinde kurulmuş ve kurulacak etik kurullar yoluyla izin verilir.

Etik kurulların kuruluşu, çalışma usul ve esasları, (…) Sağlık Bakanlığının ve ilgili kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Deney hayvanlarının yetiştirilmesi, beslenmesi, barındırılması, bakılması, deney hayvanı besleyen, tedarik eden ve kullanıcı işletmelerin tescil edilmesi, çalışan personelin nitelikleri, tutulacak kayıtlar, ne tür hayvanların yetiştirileceği ve deney hayvanı besleyen, tedarik eden ve kullanıcı işletmelerin uyacağı esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.(6)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Hayvanların Ticareti ve Eğitilmesi

Hayvanların ticareti

Madde 10- Satılırken; hayvanların sağlıklarının iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.

Çiftlik hayvanlarının bakımı, beslenmesi, nakliyesi ve kesimi esnasında hayvanların refahı ve güvenliğinin sağlanması hususundaki düzenlemeler Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yabani hayvanların ticaretine ilişkin düzenlemeler Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Ev hayvanlarının üretimini ve ticaretini yapanlar, hayvanların sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür.(6)

Hayvanların ticarî amaçla film çekimi ve reklam için kullanılması ile ilgili hususlar izne tâbidir. Bu izne ait usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Bir hayvan; acı, ıstırap ya da zarar görecek şekilde, film çekimi, gösteri, reklam ve benzeri işler için kullanılamaz.

Deney hayvanlarının ithalat ve ihracatı izne tâbidir. Bu izin, Bakanlıkça verilir.(6)

Hasta, sakat ve yaşlı durumda bulunan veya iyileşemeyecek derecede ağrısı veya acısı olan bir hayvanı usulüne uygun kesmek ya da ağrısız öldürme amacından başka bir amaçla birine devretmek, satmak veya almak yasaktır.

Eğitim

Madde 11- Hayvanlar, doğal kapasitesini veya gücünü aşacak şekilde veya yaralanmasına, gereksiz acı çekmesine, kötü alışkanlıklara özendirilmesine neden olacak yöntemlerle eğitilemez.

Hayvanları başka bir canlı hayvanla dövüştürmek yasaktır. Folklorik amaca yönelik, şiddet içermeyen geleneksel gösteriler, Bakanlığın uygun görüşü alınarak il hayvanları koruma kurullarından izin alınmak suretiyle düzenlenebilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Hayvanların Kesimi, Öldürülmesi ve Yasaklar

Hayvanların kesimi

Madde 12- Hayvanların kesilmesi; dini kuralların gerektirdiği özel koşullar dikkate alınarak hayvanı korkutmadan, ürkütmeden, en az acı verecek şekilde, hijyenik kurallara uyularak ve usulüne uygun olarak bir anda yapılır. Hayvanların kesiminin ehliyetli kişilerce yapılması sağlanır.

Dini amaçla kurban kesmek isteyenlerin kurbanlarını dini hükümlere, sağlık şartlarına, çevre temizliğine uygun olarak, hayvana en az acı verecek şekilde bir anda kesimi, kesim yerleri, ehliyetli kesim yapacak kişiler ve ilgili diğer hususlar Bakanlık, kurum ve kuruluşların görüşü alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı olduğu Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Hayvanların öldürülmesi

Madde 13- Kanunî istisnalar ile tıbbî ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.

Öldürme işleminden sorumlu kişi ve kuruluşlar, hayvanın kesin olarak öldüğünden emin olunduktan sonra, hayvanın ölüsünü usulüne uygun olarak bertaraf etmek veya ettirmekle yükümlüdürler. Öldürme esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yasaklar

Madde 14- Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:

a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, (…) dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.

b) Hayvanları, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak.

c) Hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerce ev (…)(9) hayvanı satmak.

d) Ev (…)(9) hayvanlarını onaltı yaşından küçüklere satmak.

e) Hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan, vücutlarına tedavi maksatlı olmayan müdahalelerde bulunmak.(9)

f) Kesim hayvanları ve 4915 sayılı Kanun çerçevesinde avlanmasına ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvanı olarak üretimine izin verilen av hayvanları ile ticarete konu yabani hayvanlar dışındaki hayvanları, et ihtiyacı amacıyla kesip ya da öldürüp piyasaya sürmek.

g) Kesim için yetiştirilmiş hayvanlar dışındaki hayvanları ödül, ikramiye ya da prim olarak dağıtmak.

h) Tıbbî gerekçeler hariç hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç yumurtalarına zarar verebilecek sunî müdahaleler yapmak, yabancı maddeler vermek.

ı) Hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3’ünü tamamlamış gebe ve yeni ana iken çalıştırmak, uygun olmayan koşullarda barındırmak.

j) (Değişik:9/7/2021-7332/5 md.) Hayvanlara cinsel saldırıda bulunmak veya tecavüz etmek.

k) Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler vermek.

l) (Değişik:9/7/2021-7332/5 md.) Bakanlıkça belirlenen tehlike arz eden hayvanları üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barındırmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak.

m) (Ek:9/7/2021-7332/5 md.) Hayvanlara işkence yapmak veya acımasız ve zalimce muamelede bulunmak.

n) (Ek:9/7/2021-7332/5 md.) Ev hayvanını terk etmek.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Hayvan Koruma Yönetimi

BİRİNCİ BÖLÜM

Mahallî Hayvan Koruma Kurulları Teşkilât, Görev ve Sorumluluklar

İl hayvanları koruma kurulu

Madde 15- Her ilde il hayvanları koruma kurulu, valinin başkanlığında, sadece hayvanların korunması ve mevcut sorunlar ile çözümlerine yönelik olmak üzere toplanır.

Bu toplantılara;

a) Büyükşehir belediyesi olan illerde büyükşehir belediye başkanları, büyükşehire bağlı ilçe belediye başkanları, büyükşehir olmayan illerde belediye başkanları,

b) (Değişik:9/7/2021-7332/6 md.) Doğa koruma ve milli parklar il şube müdürü,

c) (Değişik:9/7/2021-7332/6 md.) Tarım ve orman il müdürü,

d) (Ek:9/7/2021-7332/6 md.)(10) Çevre ve şehircilik il müdürü,

e) İl sağlık müdürü,

f) İl millî eğitim müdürü,

g) İl müftüsü,

h) Belediyelerin veteriner işleri müdürü,

ı) Veteriner fakülteleri olan yerlerde fakülte temsilcisi,

j) Münhasıran hayvanları koruma ile ilgili faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlardan valilik tarafından seçilecek en çok iki temsilci,(10)

k) İl veya bölge veteriner hekimler odasından bir temsilci,

1) (Ek:9/7/2021-7332/6 md.) İl baro temsilcisi veya ildeki barolardan birer temsilci,

katılır.

Kurul başkanı gerekli gördüğü durumlarda konuyla ilgili olarak diğer kurum ve kuruluşlardan yetkili isteyebilir.

İl hayvan koruma kurulu sekretaryasını, doğa koruma ve milli parklar il şube müdürlüğü yürütür. Kurul, çalışmalarının sonucunu, önemli politika, strateji, uygulama, inceleme ve görüşleri Bakanlığa bildirir. İllerde temsilciliği bulunmayan kuruluş var ise il hayvan koruma kurulları diğer üyelerden oluşur. (Değişik cümle:9/7/2021-7332/6 md.) Kurul en geç üç ayda bir başkanın çağrısı üzerine toplanır. (Ek cümle:9/7/2021-7332/6 md.) Gerektiğinde olağanüstü toplantılar yapılabilir.

İl hayvan koruma kurulunun çalışma esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

İl hayvanları koruma kurulunun görevleri

Madde 16- Hayvanları koruma kurulu münhasıran hayvanların korunması, sorunların tespiti ve çözümlerini karara bağlamak üzere; av ve yaban hayvanlarının ve yaşama alanlarının korunması ve avcılığın düzenlenmesi hususlarında alınmış olan Merkez Av Komisyonu kararlarını göz önünde bulundurarak;

a) Hayvanların korunması ve kullanılmasında onların yasal temsilciliği niteliği ile bu Kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek,

b) İl sınırları içinde hayvanların korunmasına ilişkin sorunları belirleyip, koruma sorunlarının çözüm tekliflerini içeren yıllık, beş yıllık ve on yıllık plân ve projeler yapmak, yıllık hedef raporları hazırlayıp Bakanlığın uygun görüşüne sunmak, Bakanlığın olumlu görüşünü alarak hayvanların korunması amacıyla her türlü önlemi almak,

c) Hazırlanan uygulama programlarının uygulanmasını sağlamak ve sonuçtan Bakanlığa bilgi vermek,

d) Hayvanların korunması ile ilgili olarak çeşitli kişi, kurum ve kuruluşların il düzeyindeki faaliyetlerini izlemek, yönlendirmek ve bu konuda gerekli eşgüdümü sağlamak,

e) İlde kurulacak olan hayvan bakımevleri ve hayvan hastanelerini desteklemek, geliştirmek, denetlemek ve gerekli önlemleri almak,

f) Yerel hayvan koruma gönüllülerinin müracaatlarını değerlendirmek,

g) Hayvan sevgisi, korunması ve yaşatılması ile ilgili eğitici faaliyetler düzenlemek,

h) (Ek:9/7/2021-7332/7 md.)(12) Kanunda belirtilen faaliyet ve görevleri yerel yönetimler ve tarım ve orman il müdürlükleri ile eşgüdüm sağlayarak yaptırmak,

ı) Bu Kanuna göre çıkarılacak mevzuatla verilecek görevleri yapmak,

İle görevli ve yükümlüdür.

İKİNCİ BÖLÜM

Denetim ve Hayvan Koruma Gönüllüleri

Denetim

Madde 17- Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülkî amirine yetki devri suretiyle devredilebilir.

Denetim elemanlarının nitelikleri ve denetime ilişkin usul ve esaslar ile kayıt ve izleme sistemi kurma, bildirim yükümlülüğü ile bunları verecekler hakkındaki usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yerel yönetimler, ev (…) hayvanları ile sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması ile ilgili işlemleri yapmakla yükümlüdürler.

Yerel hayvan koruma görevlilerinin sorumlulukları

Madde 18- Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi adı verilir. Bu görevliler, hayvan koruma dernek ve vakıflarına üye ya da bu konuda faydalı hizmetler yapmış kişiler arasından il hayvan koruma kurulu tarafından her yıl için seçilir. Yerel hayvan koruma görevlileri görev anında belgelerini taşımak zorundadır ve bu belgelerin her yıl yenilenmesi gerekir. Olumsuz faaliyetleri tespit edilen kişilerin belgeleri iptal edilir. Yerel hayvan görevlilerinin görev ve sorumluluklarına, bu kişilere verilecek belgelere, bu belgelerin iptaline ve verilecek eğitime ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yerel hayvan koruma görevlileri; bölge ve mahallerindeki, öncelikle köpekler ve kediler olmak üzere, sahipsiz hayvanların bakımları, aşılarının yapılması, aşılı hayvanların markalanması ve kayıtlarının tutulmasının sağlanması, kısırlaştırılması, saldırgan olanların eğitilmesi ve sahiplendirilmelerinin yapılması için yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevlerine gönderilmesi gibi yapılan tüm faaliyetleri yerel yönetimler ile eşgüdümlü olarak yaparlar.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Hayvanların Korunmasının Desteklenmesi 

Mali destek

Madde 19- Hayvanların korunması amacıyla bakımevleri ve hastaneler kurmak; buralarda bakım, rehabilitasyon, aşılama ve kısırlaştırma gibi faaliyetleri yürütmek için, başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanır. Bu amaçla Bakanlık bütçesine gerekli ödenek konulur. Bu ödeneğin kullanımına ilişkin esas ve usuller, Hazine ve Maliye Bakanlığının olumlu görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

(Ek ikinci fıkra:9/7/2021-7332/8 md.) Birinci fıkra kapsamındaki faaliyetlerde kullanılmak üzere, gerçek ve tüzel kişilerce ayni veya nakdî bağış Bakanlığa ve yerel yönetimlere yapılabilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Diğer Hükümler

Eğitici yayınlar

Madde 20- Hayvanların korunması ve refahı amacıyla; yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi esastır. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile özel televizyon kanallarına ait televizyon programlarında ayda en az iki saat, özel radyo kanallarının programlarında ise ayda en az yarım saat eğitici yayınların yapılması zorunludur. Bu yayınların % 20’sinin izlenme ve dinlenme oranı en yüksek saatlerde yapılması esastır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu görev alanına giren hususlarda bu maddenin takibi ile yükümlüdür.

(Ek ikinci fıkra:9/7/2021-7332/9 md.) Bu madde hakkında 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 48 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.

Trafik kazaları

Madde 21- Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır.

Hayvanat bahçeleri ve doğal yaşam parkları

Madde 22- İşletme sahipleri ve belediyeler hayvanat bahçelerini, doğal yaşama ortamına en uygun şekilde tanzim etmekle ve ettirmekle yükümlüdürler. (Mülga ikinci cümle: 9/7/2021-7332/10 md.) 

(Ek ikinci fıkra:9/7/2021-7332/10 md.) Gerçek veya tüzel kişiler, hayvanların etolojisine ve habitatına uygun, serbest dolaşımlarına imkan sağlayan doğal yaşam parkları kurabilir.

(Ek üçüncü fıkra:9/7/2021-7332/10 md.) Hayvanat bahçeleri ile doğal yaşam parklarının kuruluşu ile çalışma usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yasak ve izinler

Madde 23- (Mülga: 11/6/2010-5996/47 md.)

Koruma altına alma

Madde 24- Bu Kanunun hayvanları korumaya yönelik hükümlerine aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasaklanır ve hayvanlarına el konulur. Söz konusu hayvan yeniden sahiplendirilir ya da koruma altına alınır.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Cezai Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

İdari Para Cezası Verme Yetkisi, Cezalar, Ödeme Süresi, Tahsil ve İtiraz

İdarî para cezası verme yetkisi

Madde 25- Bu Kanunda öngörülen idarî para cezaları bu Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen denetime yetkili merci tarafından verilir.

İdari para cezalarına itiraz

Madde 26- (Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.)

İdarî para cezalarının ödenme süresi ve tahsili

Madde 27- (Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.)

İdarî para cezaları

Madde 28- (Değişik:9/7/2021-7332/11 md.) 

Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki idarî para cezaları verilir:

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (k) bendinin ikinci cümlesine aykırı davrananlara hayvan başına bin iki yüz Türk lirası idarî para cezası.

b) 5 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara hayvan başına bin Türk lirası; üçüncü fıkrasına aykırı davranan işletme sahiplerine beş bin Türk lirası idarî para cezası.

c) 7 nci maddede yazılan cerrahi amaçlı müdahaleler ile ilgili hükümlere aykırı davrananlara hayvan başına bin Türk lirası idarî para cezası.

d) Fiil suç teşkil etmediği takdirde, 8 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı, bir hayvan neslini yok edecek müdahalede bulunanlara hayvan başına otuz beş bin Türk lirası; ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarına uymayanlara hayvan başına dört bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

e) 9 uncu maddede ve çıkarılacak yönetmeliklerinde belirtilen hususlara uymayanlara hayvan başına bin iki yüz Türk lirası; yetkisi olmadığı hâlde hayvan deneyi yapanlara hayvan başına dört bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

f) 10 uncu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesine aykırı davrananlara beş yüz Türk lirası; birinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı davrananlara hayvan başına bin beş yüz Türk lirası; dördüncü fıkrasındaki yükümlülüklere aykırı davrananlara hayvan başına beş yüz Türk lirası; beşinci fıkrası uyarınca çıkarılacak yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlara beş bin Türk lirası; altıncı fıkrasına aykırı davrananlara üç bin Türk lirası; sekizinci fıkrasına aykırı davrananlara hayvan başına bin Türk lirası idarî para cezası.

g) 11 inci maddenin birinci fıkrasındaki eğitim ile ilgili yasaklara aykırı davrananlara beş bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

h) 12 nci maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına iki bin yüz Türk lirası; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına beş bin iki yüz elli Türk lirası idarî para cezası.

ı) 13 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı davrananlara hayvan başına iki bin iki yüz Türk lirası; aykırı davranışların işletmelerce gösterilmesi hâlinde hayvan başına beş bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

j) 14 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (e), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına bin beş yüz Türk lirası; (f) ve (1) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına on bir bin Türk lirası; (d) bendine aykırı davrananlara iki bin Türk lirası; (n) bendine aykırı davrananlara hayvan başına iki bin Türk lirası idarî para cezası.

k) Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun takibi sonucunda 20 nci maddeye aykırı hareket ettiği tespit edilen ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına maddenin ihlal edildiği her ay için yirmi bir bin Türk lirası idarî para cezası.

1) 21 inci maddeye aykırı hareket edenlere hayvan başına bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

m) 22 nci maddede belirtilen yükümlülüğe ve çıkarılacak yönetmelikte belirlenen hükümlere aykırı davrananlara hayvan başına iki bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

Maddede düzenlenen kabahatlerin veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri veya hayvanlara bakmak veya onları korumakla görevlendirilen kişiler tarafından işlenmesi durumunda verilecek ceza iki kat artırılarak uygulanır.

Maddede düzenlenen kabahatlere konu olan ve 24 üncü madde uyarınca el konulan kedi ve köpekler ile Bakanlıkça uygun görülen diğer hayvanlar koruma altına alınarak bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülür.

Adli cezalar

MADDE 28/A – (Ek:9/7/2021-7332/12 md.) 

Nesli yok olma tehlikesi altında olan bir hayvanı öldüren kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası; bir hayvan neslini yok eden kişi beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

12 nci madde kapsamındaki hayvan kesimleri ile 13 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen hususlar dışında bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişi altı aydan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Hayvanlara cinsel saldırıda bulunan veya tecavüz eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.

14 üncü maddenin birinci fıkrasının (m) bendinde düzenlenen yasağa aykırı davranmak suretiyle bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

11 inci maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi saklı kalmak üzere, hayvanları dövüştüren kişi üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

Maddede düzenlenen suçların birden fazla hayvana karşı aynı anda işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Maddede düzenlenen suçların veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri veya hayvanlara bakmak yahut onları korumakla görevlendirilen kişiler tarafından işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Sahibi tarafından işlenen suçlar da dahil olmak üzere bu maddede belirtilen suçların işlenmesi halinde soruşturma yapılması Tarım ve Orman Bakanlığının il veya ilçe müdürlükleri tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru muhakeme şartı niteliğindedir. Suçüstü halinde ise soruşturma genel hükümlere göre yapılır. İkinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarda belirtilen suçların başka bir kişi tarafından sahipli hayvana karşı işlenmesi halinde hayvan sahibinin şikayeti üzerine de soruşturma yapılır.

Maddede düzenlenen suçlara konu olan ve 24 üncü madde uyarınca el konulan kedi ve köpekler ile Bakanlıkça uygun görülen diğer hayvanlar koruma altına alınarak bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülür.

BEŞİNCİ KISIM

Çeşitli, Son ve Geçici Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Birden fazla hükmün ihlâli

Madde 29- (Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.)

Fiillerin tekrarı

Madde 30- Bu Kanunda, ceza hükmü altına alınmış fiillerin tekrarı halinde para cezaları bir kat, daha fazla tekrarı halinde üç kat artırılarak verilir.

İKİNCİ BÖLÜM 

Son ve Geçici Hükümler

Saklı hükümler

Madde 31- 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu ile 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu hükümleri saklıdır.

Belediyelerin sorumluluğu

Ek Madde 1 – (Ek:9/7/2021-7332/13 md.) 

Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kurar.

Birinci fıkrada belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülür. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ise sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürür. Rehabilite edilen hayvanlar Bakanlıkça oluşturulan veri tabanına kaydedilir. Rehabilitasyon süreci tamamlanan hayvanların, bakımevine getiren belediye tarafından öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.

Rehabilite edilmemiş sahipsiz köpekler, belediyelerce hayvan bakımevlerinde veya geçici ünitelerde kısırlaştırılarak veri tabanına kaydedilir. Geçici ünitelerde yapılan kısırlaştırmalar sonrasında, köpekler alındıkları ortama bırakılmadan önce sağlıklarına kavuşmaları için gerekli tedbirler alınır. Bakanlık da bu kapsamdaki köpeklerin kısırlaştırılmasına her türlü yardımda bulunur.

Ek Madde 2 – (Ek:9/7/2021-7332/14 md.) 

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması yasaktır.

Mevcut işletmeler, herhangi bir nedenle eksilen hayvan sayısını tamamlama ya da artırma, yeni şube açma gibi yollarla kapasite artırımına gidemez, üretim yapamaz, Bakanlığın izni olmadan işletme hakkını devredemez, on yılın sonunda faaliyetine son verir. Bu işletmelerin hayvanların etolojisine uygun olarak faaliyet göstermesini sağlayacak kriterler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Bu maddede belirtilen yasaklara aykırı davrananlara hayvan başına yirmi beş bin Türk lirası idarî para cezası verilir.

Geçici Madde 1- Bu Kanunun 14 üncü maddesinin (l) bendinde belirtilen hayvanlardan, yurda bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sokulmuş olanların sahipleri; üç ay içerisinde hayvan koruma kurullarına bildirimde bulunarak bunları kayıt altına aldırmak; altı ay içerisinde kısırlaştırarak kısırlaştırıldıklarına ilişkin belgeleri il hayvan koruma kurullarına teslim etmek zorundadırlar.

Geçici Madde 2- Bu Kanun gereğince çıkarılması gerekli bulunan yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hazırlanır.

Geçici Madde 3 – (Ek:9/7/2021-7332/15 md.) 

14 üncü maddenin birinci fıkrasının (1) bendi uyarınca, tehlike arz eden hayvanların belirlenmesine ilişkin Bakanlıkça yapılacak düzenleme yürürlüğe konuluncaya kadar; Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio türlerini veya bunların melezlerini üreten, sahiplenen, sahiplendiren, barındıran, besleyen, takas eden, sergileyen, hediye eden ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapana hayvan başına on bir bin Türk lirası idarî para cezası verilir. Bu hayvanlara el konulur ve bu hayvanlar belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülür.

Birinci fıkra kapsamına giren hayvanları bu madde yürürlüğe girinceye kadar sahiplenmiş olanlardan, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde hayvanlarını kısırlaştıran ve buna dair belgeyle birlikte Bakanlığa başvurarak veri tabanına kayıt ettirenler hakkında, birinci fıkrada veya 28 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendinde öngörülen idari yaptırım hükümleri uygulanmaz. Kısırlaştırma işlemi için maddenin yürürlüğe girmesinden önce gebe kalmış hayvanların doğum yapması, yavruların dört aylık olması beklenir. Bu hayvanların ölümü halinde Bakanlığa bilgi verilir ve kayıttan düşürülür.

Kısırlaştırılan ve kayıt altına alınan bu hayvanlar kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız olarak dolaştırılamaz, halkın yoğun olarak bulunduğu yerler ile çocuk oyun alanları ve parklarına sokulamaz. Ağızlık ve tasma takma zorunluluğu ile halkın yoğun olarak bulunduğu yerlere ve çocuk oyun alanları ve parklarına girme yasağı maddenin yürürlüğe girmesiyle birlikte uygulanmaya başlanır. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenlere, on bir bin Türk lirası idarî para cezası verilir. Bu fıkrada belirtilen yasaklara aykırılığın tekrarı halinde, idarî para cezası verilir ve hayvanlara el konulur ve hayvan, konulabileceği bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülür.

Bu madde kapsamında hayvan sahibi olanlar, hayvanlarını en yakın bakımevine bırakabilirler. Bu hayvanların sokağa terki halinde otuz bin Türk lirası idarî para cezası verilir.

Yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevleri, bu madde uyarınca teslim edilen hayvanları kabul etmek zorundadır.

Bu Kanun uyarınca çıkarılacak yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yürürlüğe konulur.

Geçici Madde 4 – (Ek:9/7/2021-7332/16 md.) 

Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler 31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür.

Belediyeler bu madde yürürlüğe girdikten sonra üç yıl süreyle birinci fıkra gereğince hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayırır. Bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç olarak uygulanır. Bu fıkra uyarınca ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamaz.

Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2022 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundadır.

Yürürlük

Madde 32- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 33- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

5199 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN

YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE

Değiştiren Kanunun/ KHK’nin veya İptal Eden Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası

5199 Sayılı Kanunun Değişen veya İptal Edilen Maddeleri

Yürürlüğe Giriş Tarihi

5728

26, 27, 28, 29

8/2/2008

5996

23

13/12/2010

7332

3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 14, 15, 16, 17, 19, 20, 22, 28, 28/A, Ek Madde 1, Ek Madde 2, Geçici Madde 3, Geçici Madde 4

14/7/2021