Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden cezaevlerindeki aramalara ilişkin açıklama!

Ceza ve Tevkifevleri (CTE) Genel Müdürlüğünden cezaevlerindeki aramalara ilişkin, ‘Ceza infaz kurumlarında detaylı arama istisnai bir uygulama olup gerek uluslararası örgütlerin kabul ettiği gerekse birçok ülkenin uyguladığı bir tedbir işlemidir. Ülkemizde de mahremiyete ve insan haysiyetine saygı çerçevesinde yukarıda belirtilen sıkı şekil kurallarına uyularak yerine getirilmektedir.’ açıklaması yapıldı. 21.12.2020

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden cezaevlerindeki aramalara ilişkin açıklama!

Abone Ol

CTE Genel Müdürlüğünün internet sitesinden yapılan açıklamada, bazı basın yayın kuruluşlarında yer alan, ceza infaz kurumlarına kabul ve girişlerde tutuklu ve hükümlülere uygulanan aramalarla ilgili iddialar hakkında kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla basın açıklaması yapılma ihtiyacı doğduğu ifade edildi.

Ceza infaz kurumlarında aramaların, 5275 sayılı Kanun’un 36’ncı maddesi ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’in 34’üncü maddesi, yine aynı kanunun 83 ve 116’ncı maddelerine dayanılarak hazırlanan “Hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmeleri” hakkında yönetmelikteki hükümler ve Genel Müdürlüğün 12 Haziran 2017 tarihli genel yazısı doğrultusunda yerine getirildiği belirtilen açıklamada, bu kapsamda, “hükümlünün üzerinde kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi halinde detaylı arama yapıldığı” kaydedildi.

SIFAT VE GÖREVİ NE OLURSA OLSUN…

Açıklamada, bunun için şu maddelerin dikkate alındığı ifade edildi:

” – Sıfat ve görevi ne olursa olsun herkes kuruma girişte duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Duyarlı kapı ve dedektörlerin ikaz vermesi ya da şüphe halinde kuruma girmekte ısrarcı olan kişilere elle fiziki arama yapılmaktadır.

– Kuruma kabul edilen hükümlü ve tutuklular, öncelikle genel kurallar çerçevesinde duyarlı kapı ve dedektör aramasından geçirilmektedir. Buna müteakip ilgililerin üstü ve elbisesi fiziki aramaya tabi tutulmaktadır. Genel olarak bu şekilde yapılan aramalar hükümlü ve tutuklunun kuruma kabul edilmesi için yeterlidir.

– Genel arama işlemlerine rağmen ilgilinin kuruma yasak madde veya eşya sokacağına dair makul ve yoğun şüphe varsa detaylı arama uygulaması yapılır.

– Detaylı arama, tutuklu ve hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek ve dışarıdan içerinin görülmeyeceği şekilde, sadece aramalar için tahsis edilmiş bir odada hükümlü ve tutukluyla aynı cinsiyetten iki personel tarafından gerçekleştirilir.

– Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarılır, bedenin alt kısmında giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarılır. Bu işlemler sırasında ilgiliye tek kullanımlık önlük verilir.

– Detaylı arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Öncelikle, tutuklu ve hükümlüden yasak madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılıp teslim edilmesi istenir. Aksi takdirde, beden çukurları aranması gereken hallerde detaylı arama hekim tarafından yerine getirilir.”

– “Detaylı arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir”

Açıklamada, detaylı aramada esas amacın gerek ilgilinin gerekse diğer tutuklu ve hükümlülerin can, emniyet ve sağlıklarının korunması olduğu, böylece tutuklu ve hükümlülerin korunması yanında kuruma kesici-delici alet, uyuşturucu gibi yasak madde girişlerinin de önüne geçilmesinin sağlandığı vurgulandı.

Detaylı aramanın, istisnai bir uygulama olduğu, bu tür durumlarda gereklilik, ölçülülük ve orantılılık ilkelerinin esas alındığı belirtilen açıklamada, “Mevzuatta ‘çıplak arama’ olarak belirtilen uygulama, detaylı olarak yapılan bir arama türü olup, hükümlü veya tutuklunun tamamen çıplak kalacak şekilde bir arama yapılması söz konusu değildir.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, Anayasa Mahkemesince 2013/5545 sayılı bireysel başvuruya istinaden verilen 15 Aralık 2015 tarihli karar ile detaylı arama nedeniyle Anayasa’nın 17’nci maddesinin üçüncü fıkrasının (insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele) ihlal edildiğine ilişkin iddiaların “açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu” sonucuna varıldığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

“Söz konusu kararda, tedbirin başvurucuya uygulanış biçiminin, ‘çıplak arama müessesesinin kaçınılmaz unsurların ötesine geçmediği ve başvurucunun aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermediği’ belirtilmiştir. Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ‘cezaevi güvenliğini sağlamak, suç işlenmesini ya da düzenin bozulmasını engellemek amacıyla çıplak arama yapılmasının uygun ve gerekli olabileceğini’ kabul etmiş, bu işlemin ‘ölçülü ve düzgün bir şekilde yürütülmesi gerektiğini’ ifade etmiştir.

Aynı şekilde, 1957 yılında BM tarafından ‘Mahkumlara Yönelik Muamelede Gözden Geçirilmiş Asgari Standart Kurallar’ olarak isimlendirilen kurallar, 2015 yılı aralık ayı içerisinde BM Genel Kurulunca gözden geçirilerek yeniden düzenlenmiş ve Nelson Mandela Kuralları olarak adlandırılarak kabul edilmiştir. Cezaevlerinin uluslararası standartlarını tayin eden bu kurallar içerisinde de detaylı arama kabul edilmiş, ‘gereklilik, ölçülülük ve mahremiyete saygı’ ilkeleri çerçevesinde yapılabileceği belirtilmiştir.”

“İNFAZ REJİMİ, ŞEFFAFLIKLA VE HUKUKA UYGUN OLARAK YÜRÜTÜLÜYOR”

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin tavsiye kararlarında da bu tür aramalara hangi durumlarda başvurulacağı ve aramaların nasıl yapılacağının belirli şekilde ulusal hukuk tarafından düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği aktarılan açıklamada, bugün İngiltere, Hollanda, İsveç, ABD, İtalya, Almanya gibi pek çok ülkede ceza infaz kurumlarında detaylı aramaya ilişkin hüküm ve uygulamalar bulunduğu kaydedildi.

Açıklamada, ayrıca ceza infaz kurumlarında infaz rejiminin, mevzuat ve tarafı olunan uluslararası sözleşmeler çerçevesinde, şeffaflıkla ve hukuka uygun olarak yürütüldüğüne dikkat çekilerek bu kapsamda ceza infaz kurumlarının, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, TBMM Dilekçe Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, izleme kurulları, cezaevi savcıları, infaz hakimlikleri ile Adalet Bakanlığı müfettişleri ile kontrolörleri tarafından her zaman habersiz olarak denetlenebildiği ve kurumların uluslararası düzeyde Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), BM İşkenceye Karşı Komite (CAT), İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi (SPT) tarafından da izlendiği vurgulandı.

“İNFAZ UYGULAMALARIMIZ KEYFİ VE KÖTÜ MUAMELEYE SIFIR TOLERANS ANLAYIŞIYLA YERİNE GETİRİLMEKTEDİR”

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Yukarıda açıklanan sebepler ve koruyucu ilkeler doğrultusunda yapılan aramalarda, ceza infaz kurumunda bulunanların güvenliğini ve sağlığını tehdit edebilecek nitelikte, uyuşturucu madde, delici ve kesici aletler, iletişim araçları, sim kart, örgütsel talimat içeren notlar gibi maddeler ele geçirilmiştir.

Sonuç itibarıyla yukarıda izah edildiği üzere ceza infaz kurumlarında detaylı arama istisnai bir uygulama olup gerek uluslararası örgütlerin kabul ettiği gerekse birçok ülkenin uyguladığı bir tedbir işlemidir. Ülkemizde de mahremiyete ve insan haysiyetine saygı çerçevesinde yukarıda belirtilen sıkı şekil kurallarına uyularak yerine getirilmektedir. Özellikle uyuşturucu ve terör suçlarından hükümlü veya tutuklu olup bizzat kendi bedenini suistimal etmek isteyenlerin önüne bu yöntemle geçilebilmektedir. İnfaz uygulamalarımız keyfi ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışıyla yerine getirilmektedir.”

KAYNAK: https://www.haberofisi.com.tr/tr/haberler/sabah/gundem/ceza-ve-tevkifevleri-genel-mudurlugunden-cezaevlerindeki-aramalara-iliskin-aciklama-WS1BuHkqkvPp

BAŞKANLIK TARAFINDAN 2005 YILINDA YÜRÜTÜLEN İNSAN HAKLARI PROJELERİ

BAŞBAKANLIK İNSAN HAKLARI BAŞKANLIĞI TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN PROJELERLE İLGİLİ BİLGİ NOTU Aralık 2005

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan projeler şunlardır :

1-   İnsan Hakları Alanındaki Reformların Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi

Projenin amacı, Türkiye’deki insan hakları reformlarının uygulanmaya konmasını desteklemektir. Bu bağlamda, projenin birbirleriyle iç içe geçmiş dört ana bileşeni vardır:

1-         Kolluk güçlerinin “iyi davranış standartlarını”, Avrupa insan hakları hukuku ve uygulaması prensipleri, reform paketlerinin yasal ve idari içerikleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin hükümlerine uygun hale getirmek,

2-         İnsan Hakları Başkanlığı, İnsan Hakları Kurulları, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasındaki işbirliğinin güçlenmesini sağlamak,

3-         İnsan Hakları Başkanlığı ile Kurulların icraî yetkilerinin arttırılmasını sağlamak,

4-         Kamuoyunun gerçekleştirilen reformlar konusunda bilinçlendirilmesini ve sivil toplumun insan hakları reform programının uygulanmasında daha fazla söz sahibi olmasını sağlamak.

Proje kapsamında ilk olarak, insan haklarının uygulanması ile ilgili alanlarda çalışan hakimler, savcılar, kaymakamlar, polis ve jandarma ile birlikte İl ve İlçe İnsan Hakları Kurul üyelerinin 18 aylık  süre içinde eğitilmesi planlanmaktadır.

Projenin bir diğer faaliyeti ise, 199-Alo İnsan Hakları hattı tesis edilerek, Kurullar ile Başkanlık arasında online bilgisayar bağlantısı kurulmasıdır. Böylece insan hakları ihlal iddialarının daha sağlıklı ve emin bir şekilde izlenmesi konusunda önemli bir adım atılmış ve alt yapı oluşturulmuş olacaktır. Vatandaşların şikayetleri için halihazırda yazılı olarak doldurdukları başvuru formları  telefonla veya online olarak  doldurulabilecek ve izlenebilecektir. Bu bilgilerin veya belgelerin en iyi şekilde saklanabilmesi için de bir veri tabanı oluşturulacaktır.

Halkın ve sivil toplumun bilgilendirilmesi amacıyla geniş kapsamlı kampanyalar, reklamlar, yarışmalar ve sivil toplumla yuvarlak masa toplantıları yapılması ise Proje faaliyetlerinin üçüncü ayağını oluşturmaktadır.  

İnsan Hakları Başkanlığının koordinatörlüğünde yürütülen Proje’nin diğer ilgili kurumları,

  • İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları,
  • İçişleri Bakanlığı,
  • Adalet Bakanlığı olarak belirlenmiştir.

Proje, AB bütçesi 2004 yılı programlamasında geçmiş olup şu anda ihale aşamasındadır.        Proje faaliyetlerin uygulanmaya başladığı andan itibaren 18 ay içinde tamamlanması öngörülmektedir. Önümüzdeki yıllık programlamalarda proje faaliyetlerinin genişletilmiş halinin ikinci bölüm olarak yeni bir proje şeklinde sunulması öngörülmekte olup, şu anda 5.461.000 avro olan toplam bütçenin 20.000.000 avro olması planlanmaktadır.

  • Başvuru ve Danışma Masası Görevlilerinin Eğitimi Projesi

15 Haziran 2005 tarihinde yürütülmeye başlanan ve 15 Ocak 2006 itibariyle tamamlanması planlanan bu proje ile, 81 il ve 850 ilçe olmak üzere 931 merkezde kurulu İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları’nda görev yapan Başvuru ve Danışma Masası Görevlileri’nin insan hakları kavramı yanında Kurulların işleyişi ve halkla ilişkileriyle ilgili olarak eğitilmesi amaçlanmaktadır.

Avrupa Komisyonu’nun mali desteğiyle sürdürülen ve bütçesi 200.000 avro olarak belirlenen Proje kapsamında, 20  ilde Bölgesel Yuvarlak Masa Toplantıları düzenlenmesi öngörülmüş ve şu ana kadar Ankara, Çorum, Kayseri, Zonguldak ve Yozgat olmak üzere 5 ilde yapılan toplantılarla 156 görevlinin eğitimi sağlanmıştır. Proje kapsamında yapılan bir bilgilendirme toplantısı ile medyaya ve kamuoyuna Proje’nin tanıtımı yapılmıştır.

3-   İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarına Yönelik El Kitabı Geliştirilmesi, Basılması ve Dağıtılması Projesi

            İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının görevlerini daha etkin yerine getirmelerini sağlamak ve onlara bu amaç doğrultusunda rehberlik etmek amacıyla İngiltere Büyükelçiliği’nin mali desteği ve British Council’in işbirliğiyle yürütülen  Proje, 2004’ün Temmuz ayında başlamış olup, bütçesi 80.000 sterlin olarak belirlenmiştir.

            Prof. Dr. Susan NASH, Christian CURRY ve Yrd. Doç. Dr. Hamit ERSOY’un danışman olarak görev yaptığı Proje kapsamında, 27-29 Kasım 2004’te Bolu Abant’ta İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları üyeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, İnsan Hakları Başkanlığı uzmanları ve British Council temsilcilerinin katılımıyla “İhtiyaç Analiz Toplantısı” düzenlenmiştir.

Toplantı sonucunda ortaya çıkan konuları kitaplaştırmak üzere Prof. Dr. Durmuş TEZCAN, Doç Dr. Oğuz SANCAKDAR ve Doç. Dr. Mustafa Ruhan ERDEM  görevlendirilmiştir.

İlk taslak metni Nisan 2005’te Başkanlığa teslim edilen el kitabıyla ilgili olarak yapılan değerlendirmeler sonucunda düzeltilmesi ve yeniden yazılması gerektiği belirlenen hususlar, kitabın yazımıyla görevli olan akademisyenlere bildirilmiştir. Önümüzdeki aylarda yazım aşamasının bitirilmesinin ardından, kitabın basılıp çoğaltılarak Kurullara dağıtılması planlanmaktadır.

  • Sanık Hakları Projesi

Sanık Hakları Projesi, Türkiye’de insan hakları uygulamaları açısından en yoğun tartışmalara neden olan “şüpheli ve sanık hakları” konusunda, ülkemizin son dönemde gerçekleştirdiği önemli hukuksal reformlardan biri olan yeni Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun da ışığında başta ülkemizdeki insan hakları kurumsallaşmasının yapı taşları olan İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının üyeleri olmak üzere, kamu görevlileri (özellikle şüpheli ve sanıklara yönelik idari ve adli faaliyet yürütenler) sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve genel olarak tüm kamuoyunun bilgi ve bilinç düzeyini arttırmak hedefiyle;

ABD Büyükelçiliğinden sağlanan hibe niteliğinde mali destekle birlikte Başkanlığımız tarafından yürütülmektedir.

31 Mart 2005’te başlayan ve 30 Eylül 2005 tarihinde bitirilmesi planlanan Proje’nin faaliyetlerinde İnsan Hakları Başkan V. Vahit BIÇAK’ın görevden ayrılma sürecinde yaşanan zorunlu duraklama nedeniyle, Proje’nin bitiş tarihi 31 Aralık 2005 olarak düzenlenecektir.

Proje bütçesi 50.000 ABD Doları olarak belirlenmiş ve öngörülen faaliyetlerin yaklaşık %85’i gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında;

–           9 Haziran’da 81 İl İnsan Hakları Kurulu üyesi ile birlikte akademisyenler, kamu görevlileri, sivil toplum temsilcileri ve medya mensuplarından oluşan yaklaşık 250 kişinin katılımıyla “Şüpheli ve Sanık Hakları Semineri” düzenlenmiştir.

–           Şüpheli ve Sanık Haklarıyla ilgili aydınlatıcı bilgiler içeren bir broşür hazırlanarak 280.000 adet bastırılmış ve İl Kurulları aracılığıyla kamuoyunun kullanımına sunulmuştur. Ayrıca İçişleri ve Adalet Bakanlıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kamu kurumlarına da dağıtılmıştır.

–           Polis Akademisi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ali ŞAFAK ve Doç. Dr. Vahit BIÇAK tarafından yazılan “Ceza Muhakemesi Hukuku ve Polis” adlı kitaptan 1862 adet, ülkedeki tüm İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarına ikişer adet olmak üzere dağıtılmıştır.

Proje bütçesinden şu ana kadar 43.000 ABD Doları harcanmış olup, yaklaşık 7000  Dolar da projenin amaçları doğrultusundaki diğer çalışmalar için kullanıma hazır durumdadır.

Sonuç olarak 15 bin dolayındaki tüm İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulu üyelerine doğrudan ulaşılırken, bastırılan broşür ve alınan kitapların Kurullar aracılığıyla dağıtımı yoluyla da, kağıt üzerinde 300 bin dolayında insanımıza ulaşılmıştır. Ancak, söz konusu broşür ve kitapların İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının kamu görevlileri ve halka yönelik eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinde kullanılmasıyla, bunun çok daha üzerinde bir sayıda insanımızın bu önemli konuda bilgileneceği düşünülmektedir.

5- Çalışma Ziyaretleri (Study Visit) Projesi

Bu projenin amacı, Avrupa’daki çeşitli insan hakları kurumları ile temasa geçip bilgi alışverişinde bulunmaktır. Bunun için de proje faaliyeti olarak, tespit edilen ülkelere çalışma ziyaretleri yapılması öngörülmüştür. Bu çalışma ziyaretleri İnsan Hakları Başkanlığı’ndan üç farklı ülkedeki kurumlara birer haftalık ziyaretler olarak planlanmıştır. Her bir ziyarete iki kişinin katılması öngörülmüştür. Bu kapsamdaki ilk ziyaret, Avusturya’da bulunan Ludwig Boltzman Institute of Human Rights’a (Avusturya İnsan Hakları Enstitüsü) gerçekleştirilmiştir. Geriye kalan iki çalışma ziyaretinin de önümüzdeki günlerde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Çalışma Ziyaretleri (Study Visit) Projesi, Avrupa Birliği Fonlarından idari işbirliği çerçevesinde finanse edilmektedir.

6-   İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarına Yönelik Standart Eğitim Programı Geliştirilmesi Projesi

Finansmanı Friedrich Naumann Vakfı tarafından karşılanan Proje ile, sayıları 15.000’i aşan İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulu üyelerinin eğitiminde kullanılmak üzere “katılımcı yöntemi” esas alan standart bir eğitim modeli oluşturmak ve uygulamaya hazır hale getirmek amaçlanmaktadır.

Proje 4 aşamadan oluşmaktadır:

–           Standart eğitim programının hazırlanması,

–           Program kapsamında kullanılacak eğitim materyallerinin hazırlanması,

–           Programı uygulayacak eğiticilerin eğitilmesi,

–           Geliştirilen eğitim programının pilot uygulamalarının gerçekleştirilmesi.

Şu ana kadar ilk 3 aşaması tamamlanan Proje’de son aşamanın önümüzdeki aylarda gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.

7- Başkanlık ve TRT’nin Müştereken Yapacakları TV Programları

            İnsan Hakları Başkanlığı ile TRT Genel Müdürlüğü arasında imzalanan bir protokol ile, Başkanlığın faaliyetlerinin tanıtımı ve toplumda insan hakları bilincini arttırmaya yönelik olarak, Başkanlık ve TRT’nin işbirliğinde her biri 50-60 dakikalık 13 stüdyo-bant program yapılması ve GAP TV’de yayınlanması planlanmıştır. Yapımın 269.800 YTL  olan maliyetinin, 2005 Mali Yılı Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertibinden TRT adına bütçelenen ödenekten karşılanması öngörülmüştür.

            Çalışmaları devam eden yapımların 2005 yılı içinde tamamlanarak yayına girmesi beklenmektedir.

Kaynak: Mehmet ALTUNTAŞ Başbakanlık İnsan Hakları Eski Başkanı