Ev hanımlarına emeklilik… Beka meselesi!

Ev hanımlarına emeklilik… Beka meselesi! Serdar Arseven
“Aile” Bakanı Derya Yanık yakın zamanlarda bir “tehlike”ye dikkat çekmişti, “Kıta Avrupası’ndan bile dört, beş kat hızlı yaşlanıyoruz!” diyerek.

S.O.S.!

Hani nüfusumuzun genç olmasıyla övünüp dururuz ya…

Hızla yaşlanan Kıta Avrupası’ndan bile hızlı, hem de öyle böyle değil; dört, beş kat hızlı yaşlandığımıza göre, bu büyük gücümüz çok yakında elimizden çıkacak demektir.

Sayın “Aile” Bakanı öyle diyor;

“Avrupa’nın 100-120 yılda yaşadığı yaşlanma hızını Türkiye’nin 20-25 yılda tamamlayacağına” vurgu yapmak suretiyle.

Bir de, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘en az 3 çocuk’ tavsiyesinin arkasında çok ciddi bir araştırma var.” hatırlatmasında bulunuyor Sayın “Aile” Bakanı.

(Kaynak:Anadolu Ajansı)

*

Tehlike büyük yani, çok büyük!

Nüfusumuzun Kıta Avrupası’ndan bile dört, beş kat hızlı yaşlanması az buz tehlike midir Allah aşkına?

Sıkıntı çok büyük, çok!

Peki ne yapmak lâzım?

Sayın “Aile” Bakanı onu da söylemiş.

“Çare” faslındaki cümlesi aynen şöyle:

“Huzurevlerine, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerine daha çok ihtiyacımız olacak.” !

Bir de şu cümlesini unutmamak lâzım Sayın “Aile” Bakanı’nın:

“Bu konuda (nüfusun büyük bir hızla yaşlanması konusunda)

geri döndürülemez ölçeği geçtik!”

*

Yani, bu iş bitmiş oluyor; nüfusumuz baş döndürücü bir hızla yaşlanmaya devam edecek.

Ne yapacağız bu durumda?

Huzur evlerinin, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin sayısını hızla arttıracağız!

Çare bu!

Ne bileyim, epeyce yaşlandım ya….

Bende de “Ey Serdar, sen de huzur evine bırakılmaya şimdiden hazırlan!” duygusunu oluşturuyor, Sayın “Aile” Bakanı’nın bu söylemi.

*

İşte, burada oturmuş, “Ailemiz nasıl kurtulur?” üzerine kafa patlatıyoruz.

Katıldığımız televizyon programlarında, meseleyi bir şekilde “Anadolu Ailesi”ne getiriyor, “Boşanmalar artıyor, evlenmeler azalıyor, Anadolu Ailesi hızla tükeniyor!” diyoruz…

Ah, “En az 3 çocuk” meselesi.

Evlenme çağına gelmiş gençlere soruyorum; “En az 3 çocuk Allah’ın izniyle” diyenlerin oranı ihmal edilebilecek kadar düşük.

“Evlenip de başıma dert mi alayım!” diyenlerin oranı ise, maalesef hayli yüksek!..

Geçim endişesi var, güven bunalımı var, “Ya süresiz nafaka derdi çıkarsa başıma?” korkusu var…

Var oğlu var!

Çevremde, birçok “boşanmış” ya da “boşanmakta olan” aile görüyorum.

Hani, hep “beka meselesi” diyoruz ya, gayet haklı ve isabetli olarak…

Aile meselesi, beka meselesi değil mi?

Nüfusumuz Kıta Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlanıyorsa, boşanma sayıları hızla artıyorsa ve evliliği “başa dert” olarak görenlerin oranı da, böyle, hızla artıyorsa nasıl çıkacağız bu işin içinden?

Daha çok “huzur evi” yaparak mı?

*

Ben “İş bitti arkadaş, bu kadar çok olumsuzluk ve bu kadar çok saldırı varken Anadolu Ailesi’nin bitişini engelleyemeyiz!” yollu lâflara asla katılmıyorum.

Yani, bunu kabullenmeye asla razı olmuyorum.

Bir şeyler yapmak gerekiyor; Batı’dan alınma yuva yıkıcı mevzuat maddelerine son verilmesi için çok daha fazla kamuoyu baskısı meydana getirmek…

Yuva yıkıcı “sözde kadın programları” ile daha fazla mücadele etmek…

İmkânı olanları daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik etmek…

“Köye dönüş”ün önünü tıkayan uygulamalara son verilmesi ve köye dönüşlerin teşvik edilmesi için kamuoyu oluşturmak…

Okullarda, “Anadolu Ailesi”ni çok daha fazla anlatmak, “Anadolu Ailesi”nin güzelliklerini sık sık vurgulamak…

Femi-faşizm ile çok daha fazla mücadele etmek…

Eşcinsellik propagandalarına çok daha fazla karşı çıkmak…

Kadın ile erkeği birbirlerine karşı silahlandıran; kadın ve erkeği bir elmanın iki yarısı gibi değil de, “birbirlerine düşman gibi” gören zihniyete karşı çıkmak…

Gibi gibi….

Bir şeyler yapmamız gerekiyor, çok daha fazla şeyler!..

***

Ev Hanımlarına Emeklilik

Israrla üzerinde durduğum “Ev Hanımına Emeklilik Hakkı” teklifi, “Anadolu Ailesi”ndeki erimeyi bir nebze olsun durdurmaya matuf….

Hayli vakittir diyorum ki, evlilikte 25 yılı doldurmuş ev hanımlarına “Emeklilik İmkânı” getirilsin.

Düşük gelirli hanelerde her ay sigorta primi ödeme imkânı bulunmadığı için sigortalı olamayan nice ev hanımı var.

Bu hanımefendiler, ücreti mukabili bir yerde çalışmıyorlar.

“Emek vermek” ise…

Bu ülkeye, bu topluma, Memleket’in temeli olan Anadolu Ailesi’ne hepimizden fazla “emek” veriyorlar.

“Saçımı süpürge ettim!” diyor ya bazıları, çok doğru.

Bir işte maaşlı olarak çalışanların tatilleri, izinleri oluyor ama bu hanımefendiler 365 gün 6 saat emek veriyor yuvalarına, çocuklarına…

Onların o müşfik elleri, evi “yuva” yapıyor, huzura kavuşturuyor.

Anne sevgi ve ilgisiyle büyütülen çocuklardan oluşan “huzurlu toplum”un temellerini atıyor Ev Hanımları.

Elbette isteyen hanımefendi maaşlı olarak bir işte çalışabilir, üstelik bazı alanlarda kadın emeği olmazsa olmaz..

Burası böyle diye…

“Her hanımefendi eve para getirmeye mecbur” mu edilmeli!..

Sabahın köründe yanlarında çocuklar sokaklarda yürüyen hanımefendileri görüyorum.

Bizim buralarda da var.

Çocukları okullarına bırakıp işe yetişiyorlarmış…

Tıklım tıklım otobüslerde, gidiş dönüş yol çilesi…

Akşam yorgun argın eve gel, ev işleriyle ilgilen, çoluk çocukla ilgilen…

Artık ne kadar ilgilenebilirsen!..

Büyük bir bölümü, “Hem evin geçimine katkım olsun, hem de prim günüm, yaşım dolsun da emekli olayım.” diye çalışıyor Hanımefendilerin.

Ve kazandıklarının çoğu da giyim-kuşama gidiyor!..

*

Ben diyorum ki,

İsteyen ücret mukabili bir işte çalışsın…

İstemeyen buna mecbur edilmesin!

Erkeklerin büyük bir bölümü hem ev geçindirmekle hem de “eşleri için sigorta primi yatırmakla” başa çıkamaz…

Devlet, evlilikte 25 yılı dolduran ev hanımlarına “emeklilik imkânı” getirsin.

İşte size uzun evlilikleri teşvik etmenin yollarından biri!

Yaş sınırı olarak da, “50” dersiniz, erken emeklilik meselesi de ortadan kalkar!

Verilecek olan asgari ücretin altındaki bir emekli maaşı, talep edilen…

Hanımefendi o maaşı götürüp Paris’te harcayacak değil…

Yine evin ihtiyaçları için kullanacak ve emekli maaşı Türkiye’de kalacak.

*

Bu konuda farklı siyasi gruplardan teklifler vardı.

Son olarak HÜDA-PAR gündemine aldı bu yöndeki bir teklifi.

Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu kamuoyuna açıkladı, çok da iyi yaptı.

*

Biz de tekrar tekrar gündeme taşıyoruz işte, “Anadolu Ailesi” bitmesin diye!

Kaynak: https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/ev-hanimlarina-emeklilik-beka-meselesi-6523/

Ev hanımlarına emeklilik

Ev hanımlarına emeklilik. Serdar Arseven
“Kadına pozitif ayrımcılık”.

Ne “hoş” bir söylem değil mi?

“Ayrımcılık” gibi “sıkıntılı” bir kavramı bile “sevimli” hale getirebiliyorsunuz “kadın”ı öne çıkarttığınızda.

“Ayrımcılık” denmese de…

“Kadının kadrini kıymetini bilmek!” dense, çok daha iyi olmaz mı?

Olmaz, “feminist terminolojiye” uymaz!..

Piyasa ekonomisi de, kadın emeğinden, daha çok da “kadının tüketim arzusundan” mümkün olduğunca faydalanmak ister.

Neo-Liberal politikaların “pik yaptığı” günlerde, bir meşhur “Devlet Adamımız”ın çağrısı manşete taşınmıştı:

“Harca Türkiye!”

*

“Kadına pozitif ayrımcılık” yaklaşımı, mümkün olduğunca fazla sayıdaki kadının “iş piyasasına” çekilmesini hedefliyor.

Ara sıra gündeme getirilen, “Tır Şoförü Kadın” tiplemesi de, “Erkek ne yapıyorsa sen de yapabilirsin!” telkini üzerinden “serbest rekabet piyasası”na itiyor kadını.

Buradaki mesele “emek” meselesi değil.

Öyle olsaydı, bir işte “ücret mukabili” çalışmayı değil de, “emeğini” evine, yuvasına, çocuklarına tahsis etmeyi uygun gören kadınlar “yok” sayılmazdı!

Çok görüyorum, “Çalışıyor musunuz?” sorusuna “Ev hanımıyım” diye karşılık veren kadınlar, gözlerini kaçırıyorlar.

Soruyu soranlar ise, “Ya öyle mi, vah vah” bakışı fırlatır gibi davranıyorlar.

Kadın istiyorsa elbette çalışabilmeli.

Evet ama, niçin bir işte ücret karşılığı çalışmaya mecbur edilmeli?

“Efendim, hayat müşterek!”

Yani…

“Kadın dediğin eve para getirecek!”

İlle de!..

*

İnancımız, kadına ailesinden kalan mirası “kocasına” verme mükellefiyeti getirmiyor.

Parası üzerindeki tasarruf hakkı tamamen kadının.

“Piyasa” telkini, daha doğrusu “zorlaması” ise böyle demiyor.

“Hayatın müşterek oluşu”ndan anlaşılan , çocuklara “müştereken” sahip çıkmaktan, onlara “güzel ahlâk numuleri”olmaktan çok daha fazla…

“Kadın dediğin evine para getirecek” dayatması!..

Hele bu devirde, bir işi olan, hele de “devlet memuresi” olan kadının talibi çok daha fazla oluyormuş!

Önde gelen tercih sebeplerinden biri de, “eve para getirmek”miş!..

O kadın, günün birinde…

“Ben işe gitmeyeceğim, evini geçindir aslanım!” derse ne olacak?

Anlaşma bozulmuş mu olacak?

*

Emek meselesine dönelim.

Ev hanımlarıyla, ücret karşılığı bir işte çalıştıkları halde ev işlerini de ihmal etmeme çabası içinde olanlar, “Ev işi en nankör iş” derler, bilirsiniz.

Sabahtan akşama kadar çalışırsın, çoğu vakit evin erkeği fark etmez bile.

Çoluk çocukla bir annenin ilgilenmesi gerektiği kadar ilgilenebilmek ise büsbütün zor.

Öyle, ver eline cep telefonunu çizgi film izlesin, aç televizyonu oyalansın, koy önüne şekerlemeleri, cipsleri “avunsun”, yok!..

Kitaplar okuyacak, güzel masallar anlatacak, birlikte parklara gideceksin…

İnsan ilişkilerini öğreteceksin.

Âdâb-ı Muâşeret öğreteceksin.

Güzel Ahlâk timsali olacaksın.

Bunu da “Baba” ile birlikte yapacaksın.

Evin muallimesi olacaksın.

Erkek muallim, kadın muallime…

Ne güzel bir ev.

*

Kısacası…

Ev Hanımı olmak kolay değil.

Denirse ki..

“Gecesini gündüzüne katan ev hanımının da geliri olmalı…”

Tamam…

İşte size formül:

“Evlilikte 25 yılını doldurmuş ev hanımlarına emeklilik hakkı verilsin.”

Makul bir “toplu prim ”ödeme karşılığında…

“Erken emeklilik” olmasın diye de “50 yaş sınırı” getirebilirsiniz.

50 yaşından küçük olanlara yok!..

Evlilikte süre meselesi de, “evlilikleri teşvik” için.

Boşanmalar hızla artıyor malûm!..

*

A Haber’in bir videosunu izledim.

Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem diyor ki orada:

“Biraz da cebimizi ilgilendiren bir haber. Aslında ev kadınına diye başlık attık ama, çalışmadan emeklilik formülü aslında bu. (Hali hazırda) Ev kadınları çalışamıyor, prim yatıramıyor dolayısıyla emeklilik imkânları da olmuyor. Ama bana sorarsan, ev kadınları denilen kesim üretim yapıyor, bizden de daha çok çalışıyor aslında. Kimler yararlanabilir, daha önce çalışmış primi eksik olanlar, hiç çalışmamış ama emekli olmak isteyenler… Çalışma imkânı olmayan ev hanımları… Part time çalışanlar…” (A Haber, 28 Temmuz 2021)

*

Ben “ev kadının kadrini kıymetini bilmek” diyorum.

Başkaları “kadına pozitif ayrımcılık” da diyebilir…

“Ev kadınına emeklilik yolunun açılmasına” ne dersiniz?

Kaynak: https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/ev-hanimlarina-emeklilik-7439/

ANNE, BABA VE YAŞLI HAKLARI KONULU ŞİİR VE RESİM YARIŞMASI

İNSAN HAKLARININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ BAĞLAMINDA ANNE, BABA VE YAŞLI HAKLARI KONULU ŞİİR VE RESİM YARIŞMASI

Türkiye İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU RESİM, KOMPOZİSYON VE ŞİİR YARIŞMA ŞARTNAMESİ

ADI: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel ve devlet okulları öğrencileri arası resim, kompozisyon ve şiir yarışması.

KONUSU: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı tüm okullarda öğrenim gören öğrencileri katılımıyla İlköğretim öğrencileri için İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Bağlamında Anne, Baba ve Yaşlı Hakları” konulu resim ve şiir yarışması,Ortaöğretim ve Lise öğrencileri için İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Bağlamında Anne, Baba ve Yaşlı Haklarıkonulu resim, kompozisyon ve şiiryarışması.

TÜRÜ: Şiir, kompozisyon ve resimkategorilerinde

AMACI: Yarışma vasıtasıyla Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğrenim gören öğrencilerin insan haklarına bakış açılarınıgeliştirmek, anne, baba ve yaşlı haklarınınöneminivurgulamak, anne, baba ve yaşlıhakları açısından diğer insanlarınhaklarının korunması bilincini oluşturmakve tümbu alanlarda farkındalığı artırmak amacı güdülmektedir.

HEDEF KİTLE: Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel İlköğretim, Ortaöğretim ve Liselerde öğrenim gören öğrenciler.

YARIŞMA ZAMANI: 15 Ekim30 Ekim

KATILIM KOŞULLARI: İlköğretim,Ortaöğretim ve Lise eğitim kurumlarında öğrenim görmek.

YARIŞMA KOŞULLARI:

a) Resim: 35X50 cm boyutundaki resimkâğıdıkullanılacaktır. (arka yüzü kullanmayacaktır) Sulu boya, pastel boya, kuru boya, guaş vb. boya malzemesi kullanılabilir, her türlü resim tekniği serbesttir.
b) Şiir: Beyaz çizgisiz dosya kâğıdına (arka yüzey kullanılmayacaktır) bir sayfayı geçmeyecek şekilde serbest türde öğrencinin kendi el yazısı ile mürekkepli veya tükenmez kalem ile okunaklı olarak yazılacaktır.
c) Kompozisyon: Beyaz çizgisiz dosya kâğıdına (arka yüzü kullanılmayacaktır) 2 sayfayı geçmeyecek şekilde öğrencinin kendi el yazısı ile mürekkepli veya tükenmez kalem ile okunaklı olarak yazılacaktır.

Eserler özgün nitelikte olacaktır. Yayımlanmış, başka herhangi bir yarışmaya katılmış, ödül kazanmış/kazanamamış, dereceye girmiş/girememiş eserler bu yarışmaya katılamaz. Bu durumun tespiti halinde yarışmacı tüm haklarından feragat etmiş sayılır. Ödül kazanmış ise geri alınır.

Eserlerin ön yüzündeki metne zarar vermeden kâğıtların arka yüzüne öğrencinin adı ve soyadı, okulun adı, ili, sınıfı ve numarası, okul telefon iletişim bilgilerimutlaka yazılacaktır.

YARIŞMA BAŞVURU VE TESLIM YERI:Resim, kompozisyon ve şiirler katılımcı öğrenciler tarafından öğrencisi oldukları Okul Müdürlüklerine 31.10.2018 tarihine kadar teslim edilecektir. Yarışmaya katılım için herhangi bir form doldurmaya gerek yoktur. Okullar katılım sağlayanöğrencilerden eserlerini imza karşılığında teslim alacaktır. Başvuru ile ilgili detaylı bilgi www.tihek.gov.tradresinden duyurular başlığında duyurulacaktır.

YARIŞMA TAKVİMİ:

Bu özel şartname, 21 Eylül 2018 tarihine kadar tüm okullara gönderilecektir. Eserlerin okul Müdürlüklerine teslimi:31.10.2018

Eserlerin Okul Müdürlüklerinde değerlendirilmesi: 1- 9 Kasım 2018

Eserlerin İl Milli Eğitim Müdürlükleritarafından değerlendirilmesi: 12 – 16 Kasım 2018

Eserlerin Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunagönderilmesi: 21 Kasım 2018

DEĞERLENDİRME ŞEKLİ:

İlk değerlendirme, ilgili okul Müdürlüklerince alanında uzman öğretmenlerden oluşturulan eser seçici kurultarafından yapılacak olup, okul genelinde birinciliğe layık görülen eserler (ilköğretim, ortaöğretim ve lise düzeyinde; resim, kompozisyon ve şiir için ayrı ayrı) belirlenecektir.

İkinci değerlendirme İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından alanında uzman öğretmenlerden oluşturulan komisyon tarafından yapılacak olup, il genelinde birinciliğe layık görülen eserler (ilköğretim, ortaöğretim ve lise düzeyinderesim, kompozisyon ve şiir için ayrı ayrı) belirlenecektir.

Üçüncü değerlendirme Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından oluşturulan Değerlendirme Kurulu tarafından Ankara’da yapılacaktır.

İllerde dereceye giren eserler İl Milli eğitim Müdürlükleritarafından 21 Kasım Çarşambagünü mesai saati sonuna kadar, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kocatepe Mahallesi Yüksel Cad. No:23 06420 Çankaya /ANKARA adresinegönderilecektir.

Belirtilen tarihten sonra gönderilen eserler değerlendirmeye alınmayacaktır.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yarışma hakkında her türlü değişiklik yapma hakkına sahiptir.

Yarışmaya katılan tüm öğrenciler yarışmaşartnamesinde yer alan şartları kabul etmiş sayılırlar.

DEĞERLENDİRME KURULU

Değerlendirme Kurulu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Birimi tarafından belirlenecek üç üye ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce görevlendirilecek, her kategori için konusunda uzman iki üyeden oluşturulacaktır.

Eserler İlköğretim, Ortaöğretim ve Lisekategorilerinde olmak üzere ayrı ayrı değerlendirilecektir.

ÖDÜLLER:

İLKÖĞRETİM OKULLARİ ÖDÜLLERİ

Birincilik ödülü (Resim): Dizüstü Bilgisayar

Birincilik ödülü (Şiir):Dizüstü Bilgisayar

İkincilik ödülü (Resim):Dijital Fotoğraf Makinası ( yarı profesyonel )

İkincilik ödülü (Şiir):Dijital Fotoğraf Makinası ( yarı profesyonel )

Üçüncük ödülü (Resim) : Tablet

Üçüncülük ödülü (Şiir): Tablet

ORTAÖĞRETIM OKULLARI ÖDÜLLERİ

Birincilik ödülü (Resim): Dizüstü Bilgisayar

Birincilik ödülü (Şiir): Dizüstü Bilgisayar

Birincilik ödülü (Kompozisyon) : Dizüstü Bilgisayar

İkincilik ödülü (Resim): Dijital FotoğrafMakinası ( yarı profesyonel )

İkincilik ödülü (Şiir): Dijital Fotoğraf Makinası ( yarı profesyonel )

İkincilik ödülü (Kompozisyon): Dijital Fotoğraf Makinası ( yarı profesyonel )

Üçüncülük ödülü (Resim) : Tablet

Üçüncülük ödülü (Şiir): Tablet

Üçüncülük ödülü (Kompozisyon): Tablet

LİSE ÖDÜLLLERİ

Birincilik ödülü (Resim): Dizüstü Bilgisayar

Birincilik ödülü (Şiir): Dizüstü Bilgisayar

Birincilik ödülü (Kompozisyon) : Dizüstü Bilgisayar

İkincilik ödülü (Resim): Dijital Fotoğraf Makinası ( yarı profesyonel )

İkincilik ödülü (Şiir): Dijital Fotoğraf Makinası ( yarı profesyonel )

İkincilik ödülü (Kompozisyon): Dijital Fotoğraf Makinası ( yarı profesyonel )

Üçüncülük ödülü (Resim) : Tablet

Üçüncülük ödülü (Şiir): Tablet

Üçüncülük ödülü (Kompozisyon): Tablet

TELİF HAKKI

Yarışmada ödüle değer bulunan eserlerin baskı ve sayısal kopyaları, tüm telifhaklarıyla, kişinin izni olması kaydıyla,Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna ait olacaktır.TİHEK, ödüle değer bulunan ve bulunmayan tüm eserleri, etkinliklerinde, eğitim faaliyetlerinde, sergileme, afiş, katalog, broşür, kitap vb. her türlü tanıtım ve her türlü süreli ve süresiz yayınlarda kullanma, gösterme ve medyada yayınlama hakkı da dâhil olmak üzere eser sahibinin ismi ile birlikte kısmen veya tamamen kullanma hakkına sahiptir. Öte yandan bu haklar ödüle değer bulunmayan eserlerin sahibi tarafından kullanılmasına engel değildir.

ESERLERİN İADESİ

Ödüle değer bulunmayan eserler talep halinde bir kopyası saklanarak ilgilisine iade edilebileceği gibi kullanılmaya gerek bulunmaması ve ilgilisi tarafından iade istenmemesi durumunda üç ay sonra tamamen imha da edilebilir.

ÖDÜLLERİN DAĞITIMI

Resim, Kompozisyon ve Şiir Yarışmasının Ödül töreni ve içeriği okullara, Kasım ayındaTürkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından bildirilecektir.

YARIŞMA TAKVIMİ:

Bu özel şartname, 21.09.2018 tarihine kadartüm okullara gönderilecektir.

Eserlerin Okul Müdürlüklerine teslimi 31Ekim 2018

Eserlerin Okul Müdürlüklerinde değerlendirilmesi 19 Kasım 2018

Eserlerin İl Milli Eğitim Müdürlükleritarafından değerlendirilmesi 12 – 16 Kasım 2018

Eserlerin Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumundadeğerlendirilmesi 26 – 30 Kasım 2018

İLETİŞİM BİLGİLERİ: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Birimi, Kocatepe Mahallesi Yüksel Cad. No:23 Kızılay 06420Çankaya / ANKARA

Tel: 0 312 422 78 00 / 0 312 422 78 28

Faks: 0 312 313 78 99

Kaynak: http://tihek.gov.tr/ilkogretim-ortaogretim-ve-liselerarasi-resim-siir-ve-kompozisyon-yarismasi/index.html