Çankırı Valiliğine Dava Dilekçesi

KASTAMONU İDARE MAHKEMESİ’NE

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR

DAVACI : ………………………
ADRES : ………………
DAVALI : ÇANKIRI VALİLİĞİ
ADRES : Abdulhalik Renda Mahallesi, Ankara Caddesi, No:38 Çankırı
DAVALI : TÜRK KIZILAY DERNEĞİ ÇANKIRI ŞUBESİ
ADRES : Yeni Mahalle Taha Sok. Tayyibe Kutlu Apt. B Blok No:1/ÇANKIRI

KONU : Davalı idarenin 25.01.2024 tarihinde “Bir Pati De Sen Tut” Projemiz Hayata Geçiyor şeklinde Valilik resmi internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında duyurduğu işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi talebimizdir.

AÇIKLAMALARIM
1. “Valiliğimiz himayesinde, Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile 9. Bölge Müdürlüğü Çankırı Şube Müdürlüğü koordinasyonunda, Çankırı Hayvan Hastanesi ve Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Çankırı İl Temsilciliğinin çalışmalarıyla, Türk Kızılay Çankırı Şubesine yapılacak bağışlarla yürütülecek “Bir Pati De Sen Tut” projemiz kaymakamlıklar, belediye başkanlıkları, gönüllü hayvan dostları, tüm kamu kurum kuruluşları, basın mensupları ve vatandaşlarımızın desteği ile hayata geçiriliyor.” denilerek ilgili kamu kurumları ile KIZILAY ÇANKIRI şubesi arasında bir protokol imzalandığı ve bağışların TR46 0001 0000 6900 0018 6852 75 nolu Ziraat bankası hesabına yapılması istenmiştir. Bu benim bir KIZILAY gönüllüsü olarak ziyadesiyle üzmüş bulunup 5537 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı KIZILAY tüzüğüne ve 5253 sayılı dernekler kanununa aykırıdır.
2. “Projenin uygulanmasıyla ilgili bir bağış kampanyası başlatılmıştır. Bağış kampanyasında bir köpeğin rehabilite gideri 2.000 TL olarak belirlenmiştir. Can dostlarımızla huzurlu bir ortamda yaşayabilmek amacıyla başlatılan kampanyada bağışlar Kızılay Çankırı Şubesi aracılığıyla gerçekleştirilecektir. Ayrıca projeye katılım sağlayan iş insanlarımız için vergi avantajı da sağlanacaktır.” şeklinde ifade ile bu bağışların köpekler için harcanacağı ve bunun da bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma olmadığı aşikar bir şekilde belli edilmekte olup bu durum da 3294 sayılı Sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik kanununa aykırıdır.
3. “Projenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Güzel sonuç almayı umut ediyorum. Bir anda bütün hayvanları kısırlaştırmamız mümkün değil. Bu bir süreç gerektiriyor. Burada önemli ayrıntı 7 günlük rehabilite. 7 günlük rehabilite sürecini, canlının insancıl bir şekilde yakalanıp kısırlaştırıldıktan sonra aşılarını tamamlayıp sağlığına kavuşana kadar geçen zaman olarak ifade edebiliriz. Bu sebeple yüzlerce canlıyı bir anda alıp kısırlaştırmayacağız. Çünkü onları sağlıklarına kavuşturup geri bırakacağız. Bu yüzden bu işe uzun soluklu bakıyoruz. Çankırı’daki sokak hayvanları için, birlikte yaşadığımız can dostlarımız için güvenli bir ortam oluşturacağız. Aynı şekilde çocuklarımız ve vatandaşlarımız içinde huzurlu bir yaşam şehri oluşturacağımıza inanıyorum.” şeklinde bir açıklama yazılmış olup sokak hayvanlarının (tabir hukuki olarak yanlış olup hukukta sahipsiz başıboş köpek olarak geçmektedir) ve sahipsiz başıboş köpeklerin sorumluluğunun ilgili Valilik il ilçe belediyelerinin müselsilen sorumlu olduğuna dair bir çok Danıştay kararı da mevcuttur. 7 gün sonra tekrar sokaklara bırakılacağı , ve kişilerin ve toplumun köpekler ile yaşamaya zorlandığı aşikar olduğu ve bunun insan hayati ve çevreye vereceği zarar ve olumsuzluklar göz ardı edilmektedir. Üzerimizde toplumsal bir deney mi yapılmak istenmektedir.
4. Türkiye Cumhuriyeti Anasayası’nın 12’inci maddesine göre; Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
5. Türkiye Cumhuriyeti Anasayası’nın 17’uncu maddesine göre; Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.
6. Türkiye Cumhuriyeti Anasayası’nın 19’inci maddesine göre; Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
7. Türkiye Cumhuriyeti Anasayası’nın 23’inci maddesine göre; Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
8. Türkiye Cumhuriyeti Anasayası’nın 36’inci maddesine göre; Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
9. Davalı idare tarafından tesis edilen işlem ile Anayasanın kişilere verdiği hak ve hürriyetlere engel olunmaktadır. TESİS EDİLEN İŞLEMDE ÜÇÜNCÜ KİŞİLER BAKIMINDAN DA TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLAR ORTAYA ÇIKACAĞI AÇIKTIR. Dolayısıyla dava konusu idari işlemin uygulanması halinde telafisi imkansız zararlara neden olabileceği açıktır. Bu nedenle davalı idarenin 25/01/2024 tarih ve “Bir Pati De Sen Tut” isimli projenin yapılması yönünde tesis edilen işlemin kendim, ailem ve hatta 3.kişiler açısından TELAFİSİ İMKANSIZ ZARARLARA NEDEN OLACAĞI açıktır.
10. Bu doğrultuda Sayın Mahkemenizden 2577 sayılı yasanın 27/2. maddesinde öngörülen, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleştiği açıkça ortada olduğundan yürütmenin durdurulması istemimin kabulüne karar verilmesini talep etmek zorunluluğum hasıl olmuştur.
SONUÇ ve İSTEM :Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen göz önünde tutulacak nedenler dahilinde, davalı idarenin, 25.01.2024 tarihinde “Bir Pati De Sen Tut” Projemiz diye ilan edilen işleminin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederiz.

EZBERLENMİŞ AMA YANLIŞ OLAN 27 CÜMLE

EZBERLENMİŞ AMA YANLIŞ OLAN 27 CÜMLE...

Onlar da can
Köpekler Allah’ın sessiz kullarıdır
Köpekleri kısırlaştırıp sokağa geri bırakarak bu sorunu çözebiliriz
“İnsan tüm canlıların üstündedir” anlayışından nefret ediyorum
Köpekler uyutulsun diyenler önce katilleri, sapıkları, tecavüzcüleri engellesin
Köpekleri uyutun da görün bakalım başınıza deprem, sel gibi ne felaketler gelecek
İşiniz gücünüz yok mu? Rahat bırakın şu hayvanları
Köpekleri besliyorum bana saldırmıyor, siz de onları besleyin
Tüm hayvanlar eşit yaşam hakkına sahiptir
Başıboş köpekler yüzünden ölenler var evet ama bu sorun görevini yapmayan belediyeler yüzünden var
Ben de parktaki gürültücü çocuklarınızdan şikayetçiyim
İnsan en kötü canlı
Barınaklar ölüm kampı
Köpekler sokaklarda insanlardan korkuyor ve o yüzden saldırıyor
Köpeklerden gördüğüm insanlığı insanlardan görmedim
Başıboş insan daha tehlikeli
Köpeklerden şikayet edeceğinize siz önce çocuklarınıza hayvan sevgisi öğretin
Köpekler kötü insanları hisseder ve saldırır
Kısır köpek saldırmaz
Avrupa’da başıboş köpek yok diyorlar. Bu onların sorunu
Birlikte yaşayacağız Köpeklerin yaşam alanlarını işgal ettik, şehirlerde yaşamak onların da hakkı
Hayvan sevmeyen insan sevemez
Başıboş köpekler depremde çok can kurtardı
Köpekler toplatılsın diyenler dış güçlerle ilişkili
Köpeklerin tedavisi için IBAN verip para isteyenlerin hepsi çok iyi insanlar
Her okul, her site, her kurum bir köpek sahiplense bu sorun çözülür

Başıboş köpekler artık devlet meselesi oldu

Başıboş köpekler artık devlet meselesi oldu
Onlarca ölüm ve yaralanmalara sebep olan başıboş köpek problemini kökten çözmek için, mesele Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na dahil edildi.

Onur Güleç

Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri hâline gelen başıboş köpeklerle ilgili atılacak adımlar, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na da girdi. Programa göre cadde ve sokaklardaki sahipsiz hayvanların şehir hayatını olumsuz etkilemeyecek şekilde uygun yerlerde barındırılmasına yönelik çerçeve bir mevzuat hazırlanacak.

İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden biri olan başıboş köpeklerle ilgili hükûmet bir süredir çözüm önerileri üzerinde çalışma yapıyor. İstanbul özelinde AK Parti’nin yaptırdığı anketlerde ekonomi, sığınmacı ve trafikten sonra en büyük problemin sokak köpekleri olduğu tespit edilmişti.

İki bakanlık ve bütün belediyeler
Başıboş köpeklerle ilgili atılacak adımlar, 2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na da girdi. Programda önümüzdeki yıl, sahipsiz hayvanların şehir hayatını olumsuz etkilemeyecek şekilde yerel yönetimlerin daha aktif çalışmasını sağlayacak uygulamaların hayata geçirileceği belirtildi. Yerel yönetimlerin şehirlerdeki sahipsiz hayvanların sağlık, beslenme ve barınma ihtiyaçlarına yönelik faaliyetlerinde birlik modeli dâhil alternatif yöntemler geliştirilerek bu çerçevedeki projelerinin destekleneceği ifade edildi.

Bu doğrultuda, 2024 yılı içinde belediyelerin sokak hayvanlarının rehabilitasyonu için birlik oluşturması sağlanacak ve en az 10 barınak projesine destek verilecek. Cadde ve sokaklardaki sahipsiz hayvanların şehir hayatını olumsuz etkilemeyecek şekilde uygun yerlerde barındırılmasına yönelik çerçeve bir mevzuat hazırlanacak. Yıllık programda başıboş köpeklerle ilgili atılacak adımlardan Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, mahallî yönetimler ve diğer ilgili kurumların sorumlu olacağı belirtildi.

Kaynak: https://gdh.digital/basibos-kopekler-artik-devlet-meselesi-oldu-85035

Hz.Muhammedin Hayvanlarla İlgili Hadisleri

İnsanlar hangi hayvanları beslemeli?, hayvanlara nasıl davranmalı?, hangi hayvanlardan nasıl yararlanmalı?

Köpek Beslemek

1)-İbn Ömer, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin, av köpeği veya koyun köpeği (çoban köpeği) dışındaki (tarla, bağ, bahçe ve sürüleri bekleyen çoban köpekleri gibi, köpeklerin dışında) köpeklerin öldürülmesini emretmiştir demiş, kendisine, ‘Ebû Hüreyre, ekini bekleyen köpeğin de bunlar dışında olduğunu söylüyor?’ dediği hatırlatılınca da, ‘Ebû Hüreyre’nin de ekini var’ karşılığını vermiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 1,1571)

2)- Câbir b. Abdullah, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, köpeklerin öldürülmesini emretti. (Biz de köpekleri öldürdük) hatta çölden gelen bir kadının köpeğini bile öldürmüştük. Daha sonra köpeklerin öldürülmesini yasakladı ve, ‘Hâlis (düz) siyah olanını, iki noktalı olanını öldürünüz. Çünkü o, şeytandır’ buyurdu demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 1,1572)

3)- Abdullah b. Mugaffel şöyle demiştir: ‘Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, köpeklerin öldürülmesini emretti. Daha sonra, ‘Halkın (bütün) köpeklerle bir sıkıntıları yok’ buyurdu ve daha sonra av köpeği ile çoban köpeğine izin verdi’ demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, I,1573)

4)- Ebû Hüreyre’den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Kim, ne av, ne sürü ne de tarla için olmayan bir köpeği yanında tutarsa, her gün amelinden iki kırat eksilir’ buyurmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 1,1575)

“Av veya çoban köpeği dışında her kim köpek edinirse her gün o kimsenin ecir ve sevabından iki kırat eksilir.” (Buhârî, Hars 3, Bedü’l-halk 17, Zebâih 6; Müslim, Müsâkât 50-54, 57, 61. Ayrıca bk. Tirmizî, Sayd 17; Nesâî, Sayd 12, 13, 14; İbni Mâce, Sayd 2)

Peygamberimiz, Medine’de başıboş köpeklerin öldürülmesini emretti. Sahabe de başıboş köpekleri öldürdü. (Çoban-bekçi köpeği hariç)

NOT: Burada evlerde, evlerin içinde beslenen süs köpekleri kastedilmektedir. Bilindiği gibi tüm köpeklerin derileri doğal olarak bakteri üretmekte, salyasında, etinde ve derisinde trişin denilen Kurt ve Tenia diye Tıpça, adlandırılan bağırsak parazitlerini barındırmakta olup, bu parazitler evlerde insanlar ve özellikle çocuklar için tehlike oluşturmaktadır. Mikroskop ve bakterinin bilinmediği, teknolojinin henüz gelişmediği bir dönemde, Yüce Peygamber’e bunlar, Allah tarafından O’na bildirilmiştir. Bundan dolayı Peygamber’imiz sallallâhu aleyhi ve sellem, evlerin içinde köpek beslenmesine hep karşı çıkmıştır. Bu çok zeki ve aslında sevimli hayvanlardan günümüzde kaçakçılık ve aramalarda emniyet hizmetlerinde yararlanılmaktadır.

Hz. Peygamber’in “S.A.V Saldırgan köpek öldürülür” hadisine dayanan İslam hukukçularının görüş birliğiyle saldırgan köpeklerin öldürülmesi caizdir. Hz. Peygamber zamanında bir defa Medine-i Münevvere’de genel bir emir verilerek çoban köpeği, av köpeği gibi sahipli olanlar müstesna köpeklerin tamamı itlaf edilmiştir. Bu genel emirden sonra Peygamberimiz köpeklerin bir canlı türü olarak tamamen yok edilmelerini istemediğini, ama çoban köpeği veya av köpeği gibi insan için faydalı olan ve zarar vermeyen cinslerin edinilmesinde sakınca olmadığını bildirmiştir. Ancak köpeklerin eve sokulmaması gerektiğini “O eve (iyilik) melekleri girmez” hadisiyle beyan etmiştir. Bu sebeple eskiden beri İslam alimleri bilfiil zarar veren veya zarar verme ihtimali bulunan köpeklerin öldürülmesini caiz görmüş, hatta kamu sağlığı ve güvenliği söz konusu olduğunda vacip görmüşlerdir. İslam hukuku açısından meselenin hükmü kısaca budur. İnsan sağlığı ve çevre açısından köpek nüfusunun bu kadar artmasının zararlarını akıl sahibi her insan müşahede edebilir. Bu sebeple dünyada Hindistan gibi yılda 20000 kuduz vakası görülen ve insan sağlığına önem vermeyen bir iki ülke dışında sokakta başıboş köpek olmasına izin verilmemektedir. İslam dininin ve selim aklın gösterdiği yol birdir. Bu konuda kısırlaştırma ve barınak yapma 20 yıldır çare olmadıysa bundan sonra olması da mümkün değildir. Bütün ülkelerde, insan sağlığına bir tehlike oluşturması durumunda nasıl tavuk, inek, koyun gibi hayvanların binlercesi hiç düşünülmeden itlaf ediliyorsa köpekler için de aynı şey söz konusudur. Küçücük yavrularımızı parçalayarak öldüren başıboş köpeklere “merhamet” etmekten söz edilemez. Bu tam aksine zulümdür ve insanların, çocukların vahşice katledilmesine göz yummaktır. Her şey yerli yerinde yapılmalıdır. İsteyen şartlarını yerine getirmek suretiyle istediği köpeği sahiplenebilir, ona bakabilir ve diğer insanlara zarar vermediği sürece ona merhametle davranılır. Ama çocuklarımız ve bütün insanlarımız için hayati tehlike arz eden başıboş köpek sorununun bu şekilde devam etmesine izin verilemez ve bu kesinlikle Allah katında da halk, kullar nezdinde de büyük vebal ve sorumluluk doğurur. Allah her şeyi en iyi şekilde bilen ve görendir. Evet başı boş saldırgan köpeğin öldürülmesi vaciptir. İslamın görüşü budur.

Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi, ÜÇÜNCÜ FASIL: KÖPEKLER HAKKINDA)

İnsanlar geçim derdinde iken belediyelerin insanlardan topladıkları vergilerinden sokakta olumsuz şartlarda en fazla 4-6 yıl yaşayacak köpekleri beslemeleri bakım ameliyat ilaç aşı vs masraflar açıkça israftır, israf ise kesin biçimde haramdır.

5) Av Köpeği İle Avlanma – Adiy b. Hâtim, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve selleme, ‘Ey Allah’ın resulü! Eğitilmiş köpekleri ava salıyorum, bana av yakalıyorlar, bunlara Besmele çekiyorum?’ dedim. ‘Eğitilmiş köpeğini besmele çekerek saldığında yakaladığını ye’ buyurdu. Kendisine, ‘Eğer köpekler avı öldürürlerse?’ dedim. Efendimiz, ‘Eğitilmiş köpeklerine başka köpekler karışmadığı sürece öldürürlerse öldürsünler. Sakıncası yoktur’ buyurdu. ‘Ok ile de avlanıyorum, onunla da avı vuruyorum?’ dedim. Resûlullah, ‘Oku attığında avı delip geçerse, avı ye. Ancak geniş tarafı vurmuş ise onu yeme’ buyurdu. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1929)

6)- Ebû Sa’lebe’den yapılan rivayete göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, ‘Okunu attın, avı bulamadın ancak daha sonra buldun, eğer kokmamış ise onu ye’ buyurmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1931) Diğer bir rivayette de, ‘Üç gün sonra bulsan da ye. Ancak kokuşmuş ise bırak’ şeklinde ayrıntı vardır.

7)- Seleme b. Ekva’dan yapılan rivayete göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, Hayber Gazvesi dönüşünde kaynayan tencereleri gördü ve ‘Bu ateşler de neyin nesi?’ diye sordu. ‘Evcil eşek eti’ denilince ‘Tencereleri dökünüz, kırınız veya yıkayınız’ buyurdu. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1802) NOT: Çünkü dinimizde dört ayaklı hayvanların sadece geviş getirenleri yenilmekte, bu da Kur’ân da işaret edilmiş bulunmaktadır. Ayrıca tek tırnaklı hayvanları ve geviş getirmeyen hayvanları yemek yasaktır…
NOT: Çünkü dinimizde dört ayaklı hayvanların sadece geviş getirenleri yenilmekte, bu da Kur’ân da işaret edilmiş bulunmaktadır. Ayrıca tek tırnaklı hayvanları ve geviş getirmeyen hayvanları yemek yasaktır…

8) -Ebû Hüreyre’den yapılan rivayete göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Yırtıcı hayvanlardan azı dişli olanların yenilmesi haramdır’

9)- Ebû Sa’lebe, ‘Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, evcil eşek etini yemeyi yasakladı’ demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1936) – Abdullah b. Ebû Evfâ şöyle demiştir: ‘Hayber Gazvesi gecelerinde açlığa tutulduk ve evcil eşekler bulduk ve onları hemen kestik. Tencereler kaynadığında Resûlullah’ın habercisi, ‘Tencereleri dökün ve eşek etlerinden bir şey yemeyiniz’ diye seslendi. Bunun üzerine oradakilerin bir kısmı, ‘Resûlullah, bunu, ganimetteki beşte birlik hisse ayrılmadığından dolayı yasaklamıştır’, diğer bir kısmı da, ‘Hayır kesin şekilde yasakladı’ dediler. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1937)

10)- Câbir b. Abdullah’ın bildirdiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: Hayber Gazvesi’nde evcil eşek etlerini yasaklamış, at etlerine müsaade etmiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1941)

11) – Esmâ bint Ebû Bekir, ‘Resûlullah sallallâhu aleyhi sellem döneminde at kesip etini yemiştik’ demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1942) Aslında at eti yemek haram değildir. Ancak İmam Mâlik, İmamı Azâm Ebû Hanîfe ve Evzâî, mekruh olduğu görüşündedirler. Delilleri ise Ebû Dâvûd’un rivayet ettiği at etinin yasaklandığını bildiren hadistir. (‘Et’ime’, 26). Ancak bu hadisin sıhhat bakımından kuvvetli olmaması, sıhhati kuvvetli olan hadislerde at etinin helâl olduğunun bildirilmesi, Ebû Dâvûd hadisi ile amel edilmesine engel teşkil etmiştir. Bu sebele at etinin kesin haram olması şüphe götüreceğinden yukarıdaki âlimler at etine haram demeyip mekruh demişlerdir. Ancak Nahl sûresinin 5. âyetinde, havanların insanlar için yaratıldığı, bunlardan yararlanıldığı, bir kısmının ise yenildiği belirtildikten sonra, ‘At, katır ve eşekleri binmemiz ve süslenmemiz için yarattı…’ buyurulmakla at, katır ve eşeklerden söz ederken, bunların yenilmelerine işaret edilmemiş, yük taşımacılığında kullanılacağı bildirilmiştir. Bu sebeple at etinin yenilmesi tartışmalı kalmıştır.
12)-İbn Abbas, ‘Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, yüzüne damga vurulmuş bir eşek gördü ve bunu iyi karşılamadı. Allah’a yemin olsun ki ben, yüzün en uzak yerinden başka yere damga vurmam’ demiştir. Kendisi, eşeğin kalçalarına damga vurulmasını emretmiştir. Böylece hayvanların kalçalarına damga vuranların ilki olmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2118)   

13)- Hz. Âişe, ‘Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, sırtı iki beyaz çizgili olan yılanın öldürülmesini emretti. Çünkü bu cinsler, gözü köreltir (dokunur), hâmile kadına zarar verir’ demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2232)

14)- İbn Ömer, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi köpeklerin öldürülmesini emrederken işittim. Şöyle buyuruyordu: ‘Yılanları ve köpekleri öldürünüz. Özellikle sırtı iki beyaz çizgili ve kısa kuyruklu olanını öldürünüz. Zira bu iki kısım gözü köreltir (dokunur), hâmile kadına çocuğunu düşürtür.’ (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2233)

15)- Abdullah b. Mes’ûd şöyle demiştir: Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (Mina’da) bir mağarada iken ‘Mürselât sûresi’ inmişti. Biz, kendisinin ağzından bu sûreyi sıcağı sıcağına alıyorduk. Derken karşımıza bir yılan çıktı. Hz. Peygamber, ‘Bunu öldürün!’ buyurdu. Hemen üzerine atıldık, ama yılan kaçıp gitti. Bunun üzerine Resûlullah, ‘Allah, sizi onun şerrinden koruduğu gibi onu da sizin şerrinizden korudu’ buyurdu. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2234)

16) Hayvanlara İyi Davranmak 20- Ebû Hüreyre’den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: ‘Bir karınca, peygamberlerden birisini ısırdı, o da emir verip, karıncaların yuvasını yaktırdı. Bunun üzerine Allah Teâlâ: ‘Seni bir karınca ısırdı diye mi, beni teşbih eden ümmetlerden bir ümmeti yaktın!’ buyurdu.’ (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2241) sünnetin bahçesinden yedi yuz hadis

17)- Abdullah b. Ömer’den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: ‘Bir kadın, kedi yüzünden azaba uğramıştır. Kediyi ölene kadar hapsetmişti ve bu yüzden cehenneme girdi. Onu hapsettiğinde ne doyurmuş, ne su vermiş, ne de yerin haşerelerinden yemesi için salıvermişti.’ (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2242)

18)-Ebû Hüreyre’den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: ‘Bir köpek, kuyu başında susuzluktan ölecek hâle gelmiş kıvranırken, İsrailoğulları’dan kötü bir kadın (fahişe) onu gördü ayakkabısını çıkarıp su doldurarak o köpeği suladı, bu yüzden mağfiret olunup bağışlandı.’ (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2245)

Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’ın mesajı

Hz. Peygamber’in “Saldırgan köpek öldürülür” hadisine dayanan İslam hukukçularının görüş birliğiyle saldırgan köpeklerin öldürülmesi caizdir. Hz. Peygamber zamanında bir defa Medine-i Münevvere’de genel bir emir verilerek çoban köpeği, av köpeği gibi sahipli olanlar müstesna köpeklerin tamamı itlaf edilmiştir. Bu genel emirden sonra Peygamberimiz köpeklerin bir canlı türü olarak tamamen yok edilmelerini istemediğini, ama çoban köpeği veya av köpeği gibi insan için faydalı olan ve zarar vermeyen cinslerin edinilmesinde sakınca olmadığını bildirmiştir. Ancak köpeklerin eve sokulmaması gerektiğini “O eve (iyilik) melekleri girmez” hadisiyle beyan etmiştir. Bu sebeple eskiden beri İslam alimleri bilfiil zarar veren veya zarar verme ihtimali bulunan köpeklerin öldürülmesini caiz görmüş, hatta kamu sağlığı ve güvenliği söz konusu olduğunda vacip görmüşlerdir. İslam hukuku açısından meselenin hükmü kısaca budur. İnsan sağlığı ve çevre açısından köpek nüfusunun bu kadar artmasının zararlarını akıl sahibi her insan müşahede edebilir. Bu sebeple dünyada Hindistan gibi yılda 20000 kuduz vakası görülen ve insan sağlığına önem vermeyen bir iki ülke dışında sokakta başıboş köpek olmasına izin verilmemektedir. İslam dininin ve selim aklın gösterdiği yol birdir. Bu konuda kısırlaştırma ve barınak yapma 20 yıldır çare olmadıysa bundan sonra olması da mümkün değildir. Bütün ülkelerde, insan sağlığına bir tehlike oluşturması durumunda nasıl tavuk, inek, koyun gibi hayvanların binlercesi hiç düşünülmeden itlaf ediliyorsa köpekler için de aynı şey söz konusudur. Küçücük yavrularımızı parçalayarak öldüren başıboş köpeklere “merhamet” etmekten söz edilemez. Bu tam aksine zulümdür ve insanların, çocukların vahşice katledilmesine göz yummaktır. Her şey yerli yerinde yapılmalıdır. İsteyen şartlarını yerine getirmek suretiyle istediği köpeği sahiplenebilir, ona bakabilir ve diğer insanlara zarar vermediği sürece ona merhametle davranılır. Ama çocuklarımız ve bütün insanlarımız için hayati tehlike arz eden başıboş köpek sorununun bu şekilde devam etmesine izin verilemez ve bu kesinlikle Allah katında da halk, kullar nezdinde de büyük vebal ve sorumluluk doğurur. Allah her şeyi en iyi şekilde bilen ve görendir.

YŞP Basın Açıklaması

SAYIN BASIN MENSUPLARI VE KAMUOYU!
Yaşanabilir Şehir Platformu; 2016 yılında Ankara’da faaliyet gösteren farklı amaç ve faaliyetler yürütmelerine rağmen bunların yanında ortak toplumsal sorunlarımızın çözümü için bir araya gelmiş 39 sivil toplum kuruluşumuzun katılımı ile kurulmuş bir inisiyatif platformudur. Platform olarak şimdiye kadar şehrimizin çeşitli sorunlarının çözümü için başarılı ortak çalışmalara imza atmış bulunuyor.
2022 yılında ise Türkiye’nin gündemine oturmuş olan her geçen gün artarak devam eden Sahipsiz ve Başıboş Köpek Sorununu ele almamız zorunlu hale gelmiştir.
Platformumuzun Genel Kurulunca oluşturulan bir komisyon eliyle rapor hazırlanmasına ve ilgililere ulaştırılmasına karar verilmiştir.
Sorunun boyutlarının tespiti, soruna dikkat çekmek ve çözüme katkıda bulunmak amacıyla çalışmalar yapmış bulunuyoruz.
Komisyonumuz, bilim adamları, eğitimci, hukukçu, insan hakları aktivisti, sosyolog, doktor, veteriner, iletişimci ve STK temsilcilerinin katkılarını alarak çalışmıştır.
Raporumuzda Ana Başlıklar Halinde Tespitlerimiz;
Ülkemizde sokaklarda sahipsiz ve başıboş bulunan köpekler;
Çok ağır sokak koşullarında hayatta kalma mücadelesi verirken hem kendilerine hem de çevrelerine zarar vermektedirler.
İnsan hak ve hürriyetlerini ve en temel hak olan insan yaşamını tehdit etmektedir.
Sağlık ve hijyen güvenliğini ihlal etmektedir.
Köpek saldırıları insanın vücudunda özellikle yüzde şekil bozukluğu, uzuv kaybı, felç, kuduz nedeniyle ölümler ve daha birçok ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açmaktadır.
İnsanların bilhassa çocukların sokağa çıkma özgürce dolaşma park ve bahçelerde oynama özgürlüğünü kısıtlamaktadır.
Engellilerin bilhassa görme engellilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlamaktadır.
Başıboş köpekler kuduz salgını ve riskini artırmaktadır.
Sahipsiz ve başıboş köpekler yaban hayatına, doğal hayata zarar vermektedir.
Gürültü ve dışkı kirliliğine yol açmaktadır.
Turizmi baltalamaktadır.
Karayolu, trafik ve yol güvenliği açısından çok ciddi tehdit oluşturmaktadır. Trafik kazaları sonucu ölüm ya da sakatlanmalar olmakta çok fazla maddi zarar meydana gelmektedir.
Evcil hayvanlara ve sahiplerine zarar vermekte, evcil hayvanları yaralamakta telef etmektedir.
İnsanların işten kalması, tedavi giderleri, daha birçok gider nedeniyle ülke ekonomisi zarar görmektedir.
Ülkemizde ciddi surette güvenlik sorunu oluşturmaktadırlar.
Ülkemizde terör saldırılarından daha fazla sayıda sahipsiz ve başıboş köpeklerden kaynaklı saldırıların artarak devam edeceği tahmin edilmektedir. Resmi yetkililerin ifadesine göre sayıları on milyon olduğu söylenen sokaklarda terör estiren başıboş köpekler, artık bir kamu sağlığı ve kamu güvenliği sorununa dönüştü. Nitekim 2022 yılında 33 vatandaşımız sahipsiz ve başıboş köpekler yüzünden hayatını kaybetmiştir. Bir gazetede yer alan habere göre 1 Ocak- 25 Aralık 2022 tarihleri arasında başıboş köpeklerden kaynaklanan 304 saldırı ve 67 trafik kazası kayıtlara geçmiş durumda. Başıboş köpek saldırılarında 13 kişi hayatını kaybederken, 300 insanımız yaralandı. Başıboş köpek kaynaklı trafik kazalarında ise 20 insanımız hayatını kaybederken, 204 insanımız da yaralandı.
Bu saydığımız ve daha sayamadığımız nedenlerle sokaklarda sahipsiz ve başıboş köpeklerin varlığı ve kontrolsüz çoğalmaları nedeniyle bu günümüzü ve gelecek nesillerimizi etkileyecek bir tehlike ile yüz yüze kalmış bulunmaktayız.
Kamu düzeni insanların halka açık yerlerde güvenlik, dirlik ve esenlik, sağlık ve huzur içinde yaşamlarını sürdürmelerinin sağlanması ile korunur.
Kamu düzeninin unsurlarından olan kamu güvenliği ise, insanların halka açık yerlerde can ve mal endişesi duymadan yaşayabilmelerini ve serbestçe hareket edebilmelerini ifade eder.
Anayasamıza göre Devletin ülkedeki vatandaşlarının sağlığını korumakla ve can güvenliğini temin etmekle mükellef olduğu tartışmasızdır. Çalışmada ele alınan konunun özü insan yaşamıdır, yani insan haklarıdır.
Raporumuz Cumhurbaşkanlığına da çözüm önerisi ile birlikte sunulmuştur.
Artık Türkiye’nin sahipsiz ve başıboş köpek sorununun çözülmesini istiyoruz.
Çözüm Önerimiz;
Çalışma sırasında 5199 Sayılı Kanun’un 6. maddesi ile başıboş sahipsiz köpeklerin yetkililer tarafından bakımı yapıldıktan sonra öncelikle alındıkları yere bırakılmasına ilişkin hükmün sorunların kaynağını teşkil ettiği tespit edilmiştir.
KANUN MADDE DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ
“- 5199 Sayılı Kanun’un 6’ncı maddesinin dördüncü fıkrası “Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.” hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmelidir:
“Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanlar bakımevlerinde kısırlaştırılır, aşılanır ve rehabilite edilerek veri tabanına kaydedilir. Sahiplendirme imkânı varsa sahiplendirilir. Sahiplendirilemeyen hayvanlar ise yerel yönetimler veya hayvanları koruma ile ilgili faaliyet gösteren gönüllü kişi ve kuruluşlar tarafından kurulan hayvan bakım yerlerinde bakılır.
Geçici Madde: Bu kanunda ve ilgili mevzuatta bu madde değişikliği yönünde değişiklik ve düzenlemeler yapılır.”
Şeklinde 5199 Sayılı Kanun’un 6.Maddesinin 4. Fıkrasının değiştirilmesini talep ediyoruz.
Sayın basın mensupları değerli kamuoyumuz, gelin sorunlarımızı çözmek için birlikte çalışalım.
Söylenmeyelim söyleyelim.
Kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.
18.01.2023 Çarşamba
Yaşanabilir Şehir Platformu-ANKARA

Ekin ve Nesil Derneği 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini Değerlendirme Raporu

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini Değerlendirme Raporu
Son zamanlarda sıkça gündeme gelen ve Meclis te görüşülmesi beklenen 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifindeki yanlışlıklara ve ilerde ortaya çıkabilecek telafisi çok zor ve sakıncalı durumlara dikkatinizi çekmek amacıyla bir rapor hazırlanmıstır.

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini Değerlendirme Raporu

Ekin ve Nesil Derneği olarak, yaptığımız araştırmalar, kamuoyunun yaklaşımı, hukukçu, ziraat mühendisi ve eğitimcilerden aldığımız görüşler neticesinde, Kanun Tasarısının hayvan ve insan ilişkisine ilişkin tanımlar, öneriler ile metin bölümlerinde, insanın ve hayvanın doğasına aykırı yaklaşımlar tespit edilmiştir.

Özetle; Kanun Tasarısının genel gerekçesi, 1 inci, 2 nci, 5 inci maddeleri ve bu maddelerin gerekçelerinde düzenlenen ve tasarının tümüne hakim olan yaklaşım ile hayvanların insanlar gibi bizatihi bağımsız, hak sahibi varlıklar olarak tanımlanması insan ve hayvan fıtratı ile bağdaşmayan bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Şöyleki;

Son zamanlarda basında öne çıkarılan bazı hayvanlara karşı yapılan eziyet ve kötü muamelelerin önlenmesi amacıyla kamuoyunda bir kanun çıkarılması isteğinin güç kazandığı görülmektedir.
Öncelikle, insanın fıtratında ve toplum genelinde zaten var olan hayvanları sevme ve korumaya yönelik merhamet ve şefkat duygularının güçlendirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Hayvanlara eziyet edilmesinin, aç ve susuz bırakılmasının, çirkin muamele edilmesi ve canice öldürülmesinin önlenmesi amacıyla var olan cezai düzenlemelerin gözden geçirilerek caydırıcı cezai müeyyideler ve tedbirler getirilmesi çalışmalarını destekliyoruz.
Kanun Teklifinin Adı “Hayvanların Korunması Kanunu Olarak Kalmalıdır.”
“Hayvan Hakları” kavramı hayvanların emanet olarak kabul edilip korunması yerine, insanlarla yarışan  haklarının olduğunun kabul edilmesi iddialarını getirebilir. Toplum hayatını olumsuz etkileyeceğini, insan hayatı için ciddi tehlike oluşturan var olan durumu daha da ağırlaştıracağını, karışıklıklar oluşturacağını ve kargaşaya yol açacağını öngörmekteyiz.
Sorumluluk yüklenemeyen hayvanların insanların da üstünde bir mertebeye çıkarılmasının, hayvan haklarını koruma derneklerinin yaptıkları lobi faaliyetleri sonrasında yasalaştırılması düşünülen tasarının uygulamada problemlere yol açacağı kanaatindeyiz.
Kanun Teklifinde yeni getirilen suçlar ve cezalarda suçun açıklıkla tanımlanmamış ve muğlak olması, adli kurumların zaten var olan yoğunluğunu daha da artıracak, sistemin tıkanmasına sebep olacaktır.
Başıboş hayvanlar, bakımı yapıldıktan sonra yeniden alındığı yere bırakılmamalı, kontrol altına alınmalıdır.
“Hayvan Hakları” kavramı, hayvan kaynaklı ürün tüketiminin aleyhindeki akımlara güç verecek, insanların temel gıda kaynağı olan hayvansal gıdaların tüketilmesinin engellenmesi ile insanların yetersiz ve dengesiz beslenme trendleri hız kazanacak, çocukların sağlıklı gelişimi ile gelecek nesillerin ve toplumun sağlığı riske girecektir.
Kurban kesme ibadetinin yerine getirilmesine karşı çıkılmasına dayanak oluşturacak, dini inanç sahiplerinin hayvan düşmanı, hayvanfobik gibi suni üretilen kavramlarla yaftalanmalarına yol açılmış olacaktır.
İnsanların yararlanması için yaratılmış hayvanları insanın eşiti ya da  efendisi konumuna yükselten aşırı ve dengesiz düşüncelerden endişe edilmektedir.
Türkiye’de satış yapan köpek maması firmalarından komisyon alan hayvan dernekleri, belediye personeli ve devlet memurlarının bulunduğu bilgisi düşündürücüdür.
Sokaklarda başıboş dolaşan hayvanların kısırlaştırma yolu ile kontrol altına alınmasını destekliyoruz.
İlişikte gönderdiğimiz haber örneklerinde de görüleceği üzere, sokaklarda başıboş dolaşan köpeklerin, küçük büyük demeden birçok insanın canına ve malına zarar verdiğini, kitle iletişim araçları ve sosyal medyadan sürekli olarak izlemekteyiz. Başıboş sokak köpeği korkusundan sokağa çıkamayan çocuklarımız bulunmaktadır. ABD ve gelişmiş Avrupa ülkelerinde hiç bir hayvanın sokaklarda başıboş bırakılmadığı, Hindistan gibi hayvanı kutsayan ülkelerde sokaklarda hayvanların dolaştığı malumdur.
Başıboş hayvanlar trafik kazalarını ve buna bağlı olarak mal ve can kaybını artırmaktadır. Sokaklara sahipsiz köpek bırakılması, kontrolsüz bir şekilde beslenmesi çevre kirliliğine de sebep olmaktadır. https://ekinvenesil.org/wp-content/uploads/2021/06/HayvanlariKorumaKanunuRp.pdf

Güvenli Sokaklar İnsan Hakkıdır

04 Haziran 2022 12:20
Güvenli Sokaklar İnsan Hakkıdır

Türkiye’de hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamak amacıyla 2004 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kabul edilmiştir. Bu Kanunun ardından 2006 yılında Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği çıkarılmıştır. Türkiye’de yapılan bu düzenlemelerle sahipsiz köpeklerle ilgili sorumluluk belediyelere verilmiş bulunmaktadır. Ancak var olan düzenlemeler sahipsiz köpeklerin refahını sağlamadığı gibi insanlar ve diğer canlıların yaşadığı sorunları çözmekte yetersiz kalmaktadır. ABD, AB üyesi ülkeler, İngiltere, Japonya, İsviçre, Avustralya’da hatta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde sahipsiz köpek sorunu bulunmamaktadır. Bu ülkelerde köpeklerin refah koşullarına ilişkin yapılan gerçekçi ve insan odaklı hukuki düzenlemeler bu sorunu önlemektedir.

Türkiye’de ise, sahipsiz köpek sorunu ciddi bir güvenlik ve sağlık problemi olarak varlığını sürdürmekte ve etkisini giderek artırmaktadır. Bazı kentlerde sahipsiz köpek sayısı ilçe nüfuslarını bile geçmiş bulunmaktadır. Sahipsiz köpekler çok ağır sokak koşullarında hayatta kalma mücadelesi verirken kendilerinin, sahipli köpeklerin, kedilerin, evcil-yabani diğer hayvanların ve doğanın zarar görmesine neden olmaktadır. İnsanlar açısından ise, Anayasa ile koruma altına alınan sağlık, güvenlik, maddi varlığını koruma, yaşama hakları gibi insan haklarını tehlikeye atmaktadır. Sahipsiz köpeklerin sayısı hızlı bir şekilde artmaya devam etmekte, bununla paralel olarak köpek saldırıları da büyük artış göstermektedir.

Sahipsiz köpek saldırıları nedeniyle ölen kişilerin yakınları veya yaralanan kişiler ilgili belediyeye karşı dava açmakta ve davalarda hizmet kusuru nedeniyle maddi-manevi tazminat kararları verilmektedir. Belediyeler 5199 sayılı Kanun gereği bir şey yapamadıklarını ifade etmekte, ancak problem şiddetini artırmaya devam etmektedir. Kamu politikası oluşturulması beklenen problemin hükümet, siyasi partiler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, medya, toplum ve sahipsiz köpek saldırılarından doğrudan ya da dolaylı zarar görenler gibi pek çok tarafı bulunmaktadır.

Sokaklarda sahipsiz köpek olmaması bir uygarlık göstergesi olarak görülmektedir. Hindistan, Pakistan, Bangladeş başta olmak üzere şehirleri medeni olmayan ve başıboş sokak köpek sorunu ile boğuşan ülkeler gibi Türkiye’de de sahipsiz köpek sayısı çok hızlı bir şekilde artmaktadır. Sahipsiz köpekler ısırma ya da saldırma nedeniyle doğrudan ya da dolaylı şekilde insanların ve hayvanların ölmelerine, yaralanmalarına, kuduz gibi çeşitli hastalıklar kapmalarına, güvenlik sorunlarına, trafik kazalarına neden olmaktadır. Diğer taraftan sahipsiz köpekler, sokaklarda açlık, susuzluk, hastalık, soğuk, sıcak, trafik kazaları, sahipli ve sahipsiz köpeklerin saldırısına maruz kalma, insan, hayvan ve araçlardan kaynaklanan tehlikeler altında ağır şartlarda yaşam mücadelesi verirken önemli sorunlar yaşamaktadır.

Son aylarda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN başta olmak üzere pek çok siyasetçi, sanatçı, gazeteci, sosyal medya fenomeni, akademisyen, doğa ve vahşi yaşam uzmanı avcı, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız, kontrollü köpek sahipleri, vs sorunun farkına varmış sokakta başıboş köpek sürüleri olmayacağını barınaklara alınması gerektiğini belirtmiştir. Bu çalışmanın amacı köpek düşmanlığı değildir, aksine hayvan refahı kavramı ile hareket ederek öncelikle sokakta başıboş beslenen köpeklerin sağlıklı bir ortamda tutulması ve insan yaşamının ve özellikle çocukların can güvenliğinin öncelikle ele alınmasıdır.

Türkiye’de başıboş köpekler, ciddi ancak yeterli ilgiyi görmemiş bir sorundur. Başıboş köpeklerin vatandaşlara ve tüm topluma verdiği zarar medya, hayvan hakları aktivistleri ve yetkililer tarafından küçültülmüş, görmezden gelinmiş ve reddedilmiştir. Başıboş köpek sorunu “sokak hayvanı” sorunu olarak gösterilmeye çalışılmıştır. İnsanlara zarar vermeyen, sık sık köpekler tarafından parçalanan kediler, başıboş köpeklerle beraber aynı statüye sahipler. “Sokak hayvanı”, “sahipsiz hayvan”, “hayvan sorunu”, “kedi sorunu” yoktur, başıboş köpek sorunu vardır. Köpek, şehrin içinde insanları öldüren tek hayvandır. Kediler, insanlara zarar vermiyor, öldürmüyor; trafik kazalarına sebep olmuyor, kuduz taşıyıcı değiller. Kediler ve diğer hayvanlar mutlaka başıboş köpeklerden ayrı tutularak değerlendirilmelidir.

Sahipsiz köpek sorununun çözümü için insanların yaşama hakkı, güvenlik hakkı, sağlık hakkı, maddi varlığını koruma hakkı gibi kamu düzeninin de gereği olan hakları koruma altına alınmalıdır. Diğer taraftan sahipsiz köpeklerin sokaklarda beslenme, sağlık, barınma ve güvenlik alanlarında büyük riskler altında ve çok ağır koşullarda yaşam mücadelesi verdikleri dikkate alınmalı ve yaşamlarını sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürebilecekleri modern, teknolojik bakımevleri inşa edilerek ihtiyaçları en iyi şekilde karşılanmalıdır.

Çözüm olarak tek adres vardır o da Devletimizdir, onun değerli bürokratik kadroları ve yasama organıdır. Biz burada çözümün nasıl olması gerektiği hususu üzerinde durulmasından ziyade öncelikle en temel insan hakkı olan yaşam hakkı başta olmak üzere insanların can ve mal güvenliği, çocuk hakları, ibadet özgürlüğü gibi hakların esas alınmasıdır.

Bilindiği gibi ülkemizde 2700 civarında hayvan koruma ve yaşatma besleme amaçlı dernek bulunmaktadır. Ne var ki yaşlı engelli, çocuk gibi insanların haklarını korumak için kurulmuş dernek sayısı ise maalesef 250 civarında.

Yazımı müjdeli bir haberle sonlandırmak istiyorum. Antalya’da başıboş köpekler tarafından saldırıdan kaçarken kamyon altında kalarak can veren Mahra Melin Pınar’ın babası ve annesi geçen ay içinde Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma adında bir dernek kurdu. Allah hayırlara vesile kılsın. Ülkemiz adına çok önemli bir adım. Murat Pınar ve eşi Derya Pınar hanımefendiye bu girişimlerinden dolayı teşekkür ediyor başarıları için dua ediyorum. Dernek hakkında bilgi için www.guvenlisokaklar.org adresini bir melek yavrumuz Mahra Melin Pınar’ın anısına bir ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Mehmet ALTUNTAŞ

5199 Hayvanları Koruma Kanunu

HAYVANLARI KORUMA KANUNU

Kanun Numarası : 5199

Kabul Tarihi : 24/6/2004

Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih  : 1/7/2004 Sayı : 25509

Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 43

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Tanımlar ve İlkeler

Amaç

Madde 1- Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.

Kapsam

Madde 2- Bu Kanun, amaç maddesi doğrultusunda yapılacak düzenlemeleri, alınacak önlemleri, sağlanacak eşgüdümü, denetim, sınırlama ve yükümlülükler ile tâbi olunacak cezaî hükümleri kapsar.

Tanımlar

Madde 3- Bu Kanunda geçen terimlerden;

a)Yaşama ortamı: Bir hayvanın veya hayvan topluluğunun doğal olarak yaşadığı yeri,

b) Etoloji: Bir hayvan türünün doğuştan gelen, kendine özgü davranışlarını inceleyen bilim dalını,

c) Ekosistem: Canlıların kendi aralarında ve cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik, fiziksel ve kimyasal sistemi,

d) Tür: Birbirleriyle çiftleşebilen ve üreme yeteneğine sahip verimli döller verebilen populasyonları,

e) Evcil hayvan: İnsan tarafından kültüre alınmış ve eğitilmiş hayvanları,

f) Sahipsiz hayvan: Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları,

g) Güçten düşmüş hayvan: Bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıkları haricinde yaşlanma, sakatlanma, yaralanma ve hastalanma gibi çeşitli nedenlerle fizikî olarak iş yapabilme yeteneğini kaybetmiş binek ve yük hayvanlarını,

h)Yabani hayvan: Doğada serbest yaşayan evcilleştirilmemiş ve kültüre alınmamış omurgalı ve omurgasız hayvanları,

ı) (Değişik:9/7/2021-7332/1 md.) Ev hayvanı: Gerçek veya tüzel kişiler tarafından özellikle evde, iş yerlerinde ya da arazisinde özel ilgi ve refakat amacıyla muhafaza edilen, bakımı ve sorumluluğu sahiplerince üstlenilen her türlü hayvanı,

j) Kontrollü hayvan: Bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı, aşıları, periyodik sağlık kontrolleri yapılan işaretlenmiş kayıt altındaki ev (…) hayvanlarını,

k) (Değişik:9/7/2021-7332/1 md.) Hayvan bakımevi: Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların rehabilite edileceği bir tesisi,

l) Deney: Herhangi bir hayvanın acı, eziyet, üzüntü veya uzun süreli hasara neden olacak deneysel ya da diğer bilimsel amaçlarla kullanılmasını,

m) Deney hayvanı: Deneyde kullanılan ya da kullanılacak olan hayvanı,

n) Kesim hayvanı: Gıda amaçlı kesimi yapılan hayvanları,

o) Bakanlık: Tarım ve Orman Bakanlığını,(1)

p) (Ek:9/7/2021-7332/1 md.) Rehabilitasyon: Sahipsiz hayvanların tedavi ve parazit mücadelesinin yapılmasını, aşılanmasını, kısırlaştırılmasını ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle işaretlenmesini,

ifade eder.

İlkeler

Madde 4- Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler şunlardır:

a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.

b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.

c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.

d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.

e) Nesli yok olma tehlikesi altında bulunan tür ve bunların yaşama ortamlarının korunması esastır.

f) Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.

g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır.

h) Hayvanların türüne özgü şartlarda bakılması, beslenmesi, barındırılma ve taşınması esastır.

ı) Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar onları türüne ve özelliğine uygun ortam ve şartlarda taşımalı, taşıma sırasında beslemeli ve bakımını yapmalıdırlar.

j) (Değişik:9/7/2021-7332/2 md.) Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlar ve eğitim çalışmaları yapar. Ayrıca yerel yönetimler, ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurar.

k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. (Değişik ikinci cümle:9/7/2021-7332/2 md.) Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmakla yükümlüdürler. (Ek cümle:9/7/2021-7332/2 md.) Dijital kimliklendirme yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir.

İKİNCİ KISIM

Koruma Tedbirleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Hayvanların Sahiplenilmesi, Bakımı ve Korunması

Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı

Madde 5- Bir hayvanı, (…) sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.

Hayvan sahipleri, sahip oldukları hayvanlardan kaynaklanan çevre kirliliğini ve insanlara verilebilecek zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirleri almakla yükümlü olup; zamanında ve yeterli seviyede tedbir alınmamasından kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadırlar.

Ev (…)(2) hayvanı satan kişiler, bu hayvanların bakımı ve korunması ile ilgili olarak yerel yönetimler tarafından düzenlenen eğitim programlarına katılarak sertifika almakla yükümlüdürler.

(Değişik dördüncü fıkra:9/7/2021-7332/3 md.) Ev hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma ve sahiplenme şartları, hayvan bakımı ve korunması konularında verilecek eğitim ile ilgili usul ve esaslar ile sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Ticarî amaç güdülmeden (…)(2) bakılan ev (…)(2) hayvanları sahiplerinin borcundan dolayı haczedilemezler.

(Mülga altıncı fıkra:9/7/2021-7332/3 md.) 

(Mülga yedinci fıkra:9/7/2021-7332/3 md.)

Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması

Madde 6- Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.

Güçten düşmüş hayvanlar ticarî ve gösteri amaçlı veya herhangi bir şekilde binicilik ve taşımacılık amacıyla çalıştırılamaz.

Sahipsiz hayvanların korunması, bakılması ve gözetimi için yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde, yerel yönetimler yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemeler ile çevreye olabilecek olumsuz etkilerini gidermeye yönelik tedbirler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile eşgüdüm sağlanarak, diğer ilgili kuruluşların da görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.

Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması ve hayvan bakımevlerinin çalışma usul ve esasları ile burada çalışan personelin niteliğine ilişkin hususlar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Hayvan bakımevleri ve hastanelerin kurulması amacıyla Hazineye ait araziler öncelikle tahsis edilir. Amacı dışında kullanıldığı tespit edilen arazilerin tahsisi iptal edilir.

Hiçbir kazanç ve menfaat sağlamamak kaydıyla sadece insanî ve vicdanî amaçlarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen şartları taşıyan gerçek ve tüzel kişilere; belediyeler, orman idareleri, Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, mülkiyeti idarelerde kalmak koşuluyla arazi ve buna ait binalar ve demirbaşlar tahsis edilebilir. Tahsis edilen arazilerin üzerinde amaca uygun tesisler ilgili Bakanlığın/İdarenin izni ile yapılır.

İKİNCİ BÖLÜM

Hayvanlara Müdahaleler

Cerrahi müdahaleler

Madde 7- Hayvanlara tıbbî ve cerrahi müdahaleler sadece veteriner hekimler tarafından yapılır.

Kontrolsüz üremenin önlenmesi için, hayvanlara acı vermeden kısırlaştırma müdahaleleri yapılır.

Yasak müdahaleler

Madde 8- Bir hayvan neslini yok edecek her türlü müdahale yasaktır.

Hayvanların, yaşadıkları sürece, tıbbî amaçlar dışında organ veya dokularının tümü ya da bir bölümü çıkarılıp alınamaz veya tahrip edilemez.

Ev (…) hayvanının dış görünüşünü değiştirmeye yönelik veya diğer tedavi edici olmayan kuyruk ve kulak kesilmesi, ses tellerinin alınması ve tırnak ve dişlerinin sökülmesine yönelik cerrahi müdahale yapılması yasaktır. Ancak bu yasaklamalara; bir veteriner hekimin, veteriner hekimliği uygulamaları ile ilgili tıbbî sebepler veya özel bir hayvanın yararı için gerektiğinde tedavi edici olmayan müdahaleyi gerekli görmesi veya üremenin önlenmesi durumlarında izin verilebilir.

Bir hayvana tıbbî amaçlar dışında, onun türüne ve etolojik özelliklerine aykırı hale getirecek şekilde ve dozda hormon ve ilaç vermek, çeşitli maddelerle doping yapmak, hayvanların türlerine has davranış ve fizikî özelliklerini yapay yöntemlerle değiştirmek yasaktır.

Hayvan deneyleri

Madde 9- Hayvanlar, bilimsel olmayan teşhis, tedavi ve deneylerde kullanılamazlar.

Tıbbî ve bilimsel deneylerin uygulanması ve deneylerin hayvanları koruyacak şekilde yapılması ve deneylerde kullanılacak hayvanların uygun biçimde bakılması ve barındırılması esastır.

Başkaca bir seçenek olmaması halinde, hayvanlar bilimsel çalışmalarda deney hayvanı olarak kullanılabilir.

Hayvan deneyi yapan kurum ve kuruluşlarda bu deneylerin yapılmasına kendi bünyelerinde kurulmuş ve kurulacak etik kurullar yoluyla izin verilir.

Etik kurulların kuruluşu, çalışma usul ve esasları, (…) Sağlık Bakanlığının ve ilgili kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Deney hayvanlarının yetiştirilmesi, beslenmesi, barındırılması, bakılması, deney hayvanı besleyen, tedarik eden ve kullanıcı işletmelerin tescil edilmesi, çalışan personelin nitelikleri, tutulacak kayıtlar, ne tür hayvanların yetiştirileceği ve deney hayvanı besleyen, tedarik eden ve kullanıcı işletmelerin uyacağı esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.(6)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Hayvanların Ticareti ve Eğitilmesi

Hayvanların ticareti

Madde 10- Satılırken; hayvanların sağlıklarının iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.

Çiftlik hayvanlarının bakımı, beslenmesi, nakliyesi ve kesimi esnasında hayvanların refahı ve güvenliğinin sağlanması hususundaki düzenlemeler Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yabani hayvanların ticaretine ilişkin düzenlemeler Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Ev hayvanlarının üretimini ve ticaretini yapanlar, hayvanların sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür.(6)

Hayvanların ticarî amaçla film çekimi ve reklam için kullanılması ile ilgili hususlar izne tâbidir. Bu izne ait usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Bir hayvan; acı, ıstırap ya da zarar görecek şekilde, film çekimi, gösteri, reklam ve benzeri işler için kullanılamaz.

Deney hayvanlarının ithalat ve ihracatı izne tâbidir. Bu izin, Bakanlıkça verilir.(6)

Hasta, sakat ve yaşlı durumda bulunan veya iyileşemeyecek derecede ağrısı veya acısı olan bir hayvanı usulüne uygun kesmek ya da ağrısız öldürme amacından başka bir amaçla birine devretmek, satmak veya almak yasaktır.

Eğitim

Madde 11- Hayvanlar, doğal kapasitesini veya gücünü aşacak şekilde veya yaralanmasına, gereksiz acı çekmesine, kötü alışkanlıklara özendirilmesine neden olacak yöntemlerle eğitilemez.

Hayvanları başka bir canlı hayvanla dövüştürmek yasaktır. Folklorik amaca yönelik, şiddet içermeyen geleneksel gösteriler, Bakanlığın uygun görüşü alınarak il hayvanları koruma kurullarından izin alınmak suretiyle düzenlenebilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Hayvanların Kesimi, Öldürülmesi ve Yasaklar

Hayvanların kesimi

Madde 12- Hayvanların kesilmesi; dini kuralların gerektirdiği özel koşullar dikkate alınarak hayvanı korkutmadan, ürkütmeden, en az acı verecek şekilde, hijyenik kurallara uyularak ve usulüne uygun olarak bir anda yapılır. Hayvanların kesiminin ehliyetli kişilerce yapılması sağlanır.

Dini amaçla kurban kesmek isteyenlerin kurbanlarını dini hükümlere, sağlık şartlarına, çevre temizliğine uygun olarak, hayvana en az acı verecek şekilde bir anda kesimi, kesim yerleri, ehliyetli kesim yapacak kişiler ve ilgili diğer hususlar Bakanlık, kurum ve kuruluşların görüşü alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı olduğu Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Hayvanların öldürülmesi

Madde 13- Kanunî istisnalar ile tıbbî ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.

Öldürme işleminden sorumlu kişi ve kuruluşlar, hayvanın kesin olarak öldüğünden emin olunduktan sonra, hayvanın ölüsünü usulüne uygun olarak bertaraf etmek veya ettirmekle yükümlüdürler. Öldürme esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yasaklar

Madde 14- Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:

a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, (…) dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.

b) Hayvanları, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak.

c) Hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerce ev (…)(9) hayvanı satmak.

d) Ev (…)(9) hayvanlarını onaltı yaşından küçüklere satmak.

e) Hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan, vücutlarına tedavi maksatlı olmayan müdahalelerde bulunmak.(9)

f) Kesim hayvanları ve 4915 sayılı Kanun çerçevesinde avlanmasına ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvanı olarak üretimine izin verilen av hayvanları ile ticarete konu yabani hayvanlar dışındaki hayvanları, et ihtiyacı amacıyla kesip ya da öldürüp piyasaya sürmek.

g) Kesim için yetiştirilmiş hayvanlar dışındaki hayvanları ödül, ikramiye ya da prim olarak dağıtmak.

h) Tıbbî gerekçeler hariç hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç yumurtalarına zarar verebilecek sunî müdahaleler yapmak, yabancı maddeler vermek.

ı) Hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3’ünü tamamlamış gebe ve yeni ana iken çalıştırmak, uygun olmayan koşullarda barındırmak.

j) (Değişik:9/7/2021-7332/5 md.) Hayvanlara cinsel saldırıda bulunmak veya tecavüz etmek.

k) Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler vermek.

l) (Değişik:9/7/2021-7332/5 md.) Bakanlıkça belirlenen tehlike arz eden hayvanları üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barındırmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak.

m) (Ek:9/7/2021-7332/5 md.) Hayvanlara işkence yapmak veya acımasız ve zalimce muamelede bulunmak.

n) (Ek:9/7/2021-7332/5 md.) Ev hayvanını terk etmek.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Hayvan Koruma Yönetimi

BİRİNCİ BÖLÜM

Mahallî Hayvan Koruma Kurulları Teşkilât, Görev ve Sorumluluklar

İl hayvanları koruma kurulu

Madde 15- Her ilde il hayvanları koruma kurulu, valinin başkanlığında, sadece hayvanların korunması ve mevcut sorunlar ile çözümlerine yönelik olmak üzere toplanır.

Bu toplantılara;

a) Büyükşehir belediyesi olan illerde büyükşehir belediye başkanları, büyükşehire bağlı ilçe belediye başkanları, büyükşehir olmayan illerde belediye başkanları,

b) (Değişik:9/7/2021-7332/6 md.) Doğa koruma ve milli parklar il şube müdürü,

c) (Değişik:9/7/2021-7332/6 md.) Tarım ve orman il müdürü,

d) (Ek:9/7/2021-7332/6 md.)(10) Çevre ve şehircilik il müdürü,

e) İl sağlık müdürü,

f) İl millî eğitim müdürü,

g) İl müftüsü,

h) Belediyelerin veteriner işleri müdürü,

ı) Veteriner fakülteleri olan yerlerde fakülte temsilcisi,

j) Münhasıran hayvanları koruma ile ilgili faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlardan valilik tarafından seçilecek en çok iki temsilci,(10)

k) İl veya bölge veteriner hekimler odasından bir temsilci,

1) (Ek:9/7/2021-7332/6 md.) İl baro temsilcisi veya ildeki barolardan birer temsilci,

katılır.

Kurul başkanı gerekli gördüğü durumlarda konuyla ilgili olarak diğer kurum ve kuruluşlardan yetkili isteyebilir.

İl hayvan koruma kurulu sekretaryasını, doğa koruma ve milli parklar il şube müdürlüğü yürütür. Kurul, çalışmalarının sonucunu, önemli politika, strateji, uygulama, inceleme ve görüşleri Bakanlığa bildirir. İllerde temsilciliği bulunmayan kuruluş var ise il hayvan koruma kurulları diğer üyelerden oluşur. (Değişik cümle:9/7/2021-7332/6 md.) Kurul en geç üç ayda bir başkanın çağrısı üzerine toplanır. (Ek cümle:9/7/2021-7332/6 md.) Gerektiğinde olağanüstü toplantılar yapılabilir.

İl hayvan koruma kurulunun çalışma esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

İl hayvanları koruma kurulunun görevleri

Madde 16- Hayvanları koruma kurulu münhasıran hayvanların korunması, sorunların tespiti ve çözümlerini karara bağlamak üzere; av ve yaban hayvanlarının ve yaşama alanlarının korunması ve avcılığın düzenlenmesi hususlarında alınmış olan Merkez Av Komisyonu kararlarını göz önünde bulundurarak;

a) Hayvanların korunması ve kullanılmasında onların yasal temsilciliği niteliği ile bu Kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek,

b) İl sınırları içinde hayvanların korunmasına ilişkin sorunları belirleyip, koruma sorunlarının çözüm tekliflerini içeren yıllık, beş yıllık ve on yıllık plân ve projeler yapmak, yıllık hedef raporları hazırlayıp Bakanlığın uygun görüşüne sunmak, Bakanlığın olumlu görüşünü alarak hayvanların korunması amacıyla her türlü önlemi almak,

c) Hazırlanan uygulama programlarının uygulanmasını sağlamak ve sonuçtan Bakanlığa bilgi vermek,

d) Hayvanların korunması ile ilgili olarak çeşitli kişi, kurum ve kuruluşların il düzeyindeki faaliyetlerini izlemek, yönlendirmek ve bu konuda gerekli eşgüdümü sağlamak,

e) İlde kurulacak olan hayvan bakımevleri ve hayvan hastanelerini desteklemek, geliştirmek, denetlemek ve gerekli önlemleri almak,

f) Yerel hayvan koruma gönüllülerinin müracaatlarını değerlendirmek,

g) Hayvan sevgisi, korunması ve yaşatılması ile ilgili eğitici faaliyetler düzenlemek,

h) (Ek:9/7/2021-7332/7 md.)(12) Kanunda belirtilen faaliyet ve görevleri yerel yönetimler ve tarım ve orman il müdürlükleri ile eşgüdüm sağlayarak yaptırmak,

ı) Bu Kanuna göre çıkarılacak mevzuatla verilecek görevleri yapmak,

İle görevli ve yükümlüdür.

İKİNCİ BÖLÜM

Denetim ve Hayvan Koruma Gönüllüleri

Denetim

Madde 17- Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülkî amirine yetki devri suretiyle devredilebilir.

Denetim elemanlarının nitelikleri ve denetime ilişkin usul ve esaslar ile kayıt ve izleme sistemi kurma, bildirim yükümlülüğü ile bunları verecekler hakkındaki usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yerel yönetimler, ev (…) hayvanları ile sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması ile ilgili işlemleri yapmakla yükümlüdürler.

Yerel hayvan koruma görevlilerinin sorumlulukları

Madde 18- Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi adı verilir. Bu görevliler, hayvan koruma dernek ve vakıflarına üye ya da bu konuda faydalı hizmetler yapmış kişiler arasından il hayvan koruma kurulu tarafından her yıl için seçilir. Yerel hayvan koruma görevlileri görev anında belgelerini taşımak zorundadır ve bu belgelerin her yıl yenilenmesi gerekir. Olumsuz faaliyetleri tespit edilen kişilerin belgeleri iptal edilir. Yerel hayvan görevlilerinin görev ve sorumluluklarına, bu kişilere verilecek belgelere, bu belgelerin iptaline ve verilecek eğitime ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yerel hayvan koruma görevlileri; bölge ve mahallerindeki, öncelikle köpekler ve kediler olmak üzere, sahipsiz hayvanların bakımları, aşılarının yapılması, aşılı hayvanların markalanması ve kayıtlarının tutulmasının sağlanması, kısırlaştırılması, saldırgan olanların eğitilmesi ve sahiplendirilmelerinin yapılması için yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevlerine gönderilmesi gibi yapılan tüm faaliyetleri yerel yönetimler ile eşgüdümlü olarak yaparlar.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Hayvanların Korunmasının Desteklenmesi 

Mali destek

Madde 19- Hayvanların korunması amacıyla bakımevleri ve hastaneler kurmak; buralarda bakım, rehabilitasyon, aşılama ve kısırlaştırma gibi faaliyetleri yürütmek için, başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanır. Bu amaçla Bakanlık bütçesine gerekli ödenek konulur. Bu ödeneğin kullanımına ilişkin esas ve usuller, Hazine ve Maliye Bakanlığının olumlu görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

(Ek ikinci fıkra:9/7/2021-7332/8 md.) Birinci fıkra kapsamındaki faaliyetlerde kullanılmak üzere, gerçek ve tüzel kişilerce ayni veya nakdî bağış Bakanlığa ve yerel yönetimlere yapılabilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Diğer Hükümler

Eğitici yayınlar

Madde 20- Hayvanların korunması ve refahı amacıyla; yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi esastır. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile özel televizyon kanallarına ait televizyon programlarında ayda en az iki saat, özel radyo kanallarının programlarında ise ayda en az yarım saat eğitici yayınların yapılması zorunludur. Bu yayınların % 20’sinin izlenme ve dinlenme oranı en yüksek saatlerde yapılması esastır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu görev alanına giren hususlarda bu maddenin takibi ile yükümlüdür.

(Ek ikinci fıkra:9/7/2021-7332/9 md.) Bu madde hakkında 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 48 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.

Trafik kazaları

Madde 21- Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır.

Hayvanat bahçeleri ve doğal yaşam parkları

Madde 22- İşletme sahipleri ve belediyeler hayvanat bahçelerini, doğal yaşama ortamına en uygun şekilde tanzim etmekle ve ettirmekle yükümlüdürler. (Mülga ikinci cümle: 9/7/2021-7332/10 md.) 

(Ek ikinci fıkra:9/7/2021-7332/10 md.) Gerçek veya tüzel kişiler, hayvanların etolojisine ve habitatına uygun, serbest dolaşımlarına imkan sağlayan doğal yaşam parkları kurabilir.

(Ek üçüncü fıkra:9/7/2021-7332/10 md.) Hayvanat bahçeleri ile doğal yaşam parklarının kuruluşu ile çalışma usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yasak ve izinler

Madde 23- (Mülga: 11/6/2010-5996/47 md.)

Koruma altına alma

Madde 24- Bu Kanunun hayvanları korumaya yönelik hükümlerine aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasaklanır ve hayvanlarına el konulur. Söz konusu hayvan yeniden sahiplendirilir ya da koruma altına alınır.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Cezai Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

İdari Para Cezası Verme Yetkisi, Cezalar, Ödeme Süresi, Tahsil ve İtiraz

İdarî para cezası verme yetkisi

Madde 25- Bu Kanunda öngörülen idarî para cezaları bu Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen denetime yetkili merci tarafından verilir.

İdari para cezalarına itiraz

Madde 26- (Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.)

İdarî para cezalarının ödenme süresi ve tahsili

Madde 27- (Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.)

İdarî para cezaları

Madde 28- (Değişik:9/7/2021-7332/11 md.) 

Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki idarî para cezaları verilir:

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (k) bendinin ikinci cümlesine aykırı davrananlara hayvan başına bin iki yüz Türk lirası idarî para cezası.

b) 5 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara hayvan başına bin Türk lirası; üçüncü fıkrasına aykırı davranan işletme sahiplerine beş bin Türk lirası idarî para cezası.

c) 7 nci maddede yazılan cerrahi amaçlı müdahaleler ile ilgili hükümlere aykırı davrananlara hayvan başına bin Türk lirası idarî para cezası.

d) Fiil suç teşkil etmediği takdirde, 8 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı, bir hayvan neslini yok edecek müdahalede bulunanlara hayvan başına otuz beş bin Türk lirası; ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarına uymayanlara hayvan başına dört bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

e) 9 uncu maddede ve çıkarılacak yönetmeliklerinde belirtilen hususlara uymayanlara hayvan başına bin iki yüz Türk lirası; yetkisi olmadığı hâlde hayvan deneyi yapanlara hayvan başına dört bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

f) 10 uncu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesine aykırı davrananlara beş yüz Türk lirası; birinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı davrananlara hayvan başına bin beş yüz Türk lirası; dördüncü fıkrasındaki yükümlülüklere aykırı davrananlara hayvan başına beş yüz Türk lirası; beşinci fıkrası uyarınca çıkarılacak yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlara beş bin Türk lirası; altıncı fıkrasına aykırı davrananlara üç bin Türk lirası; sekizinci fıkrasına aykırı davrananlara hayvan başına bin Türk lirası idarî para cezası.

g) 11 inci maddenin birinci fıkrasındaki eğitim ile ilgili yasaklara aykırı davrananlara beş bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

h) 12 nci maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına iki bin yüz Türk lirası; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına beş bin iki yüz elli Türk lirası idarî para cezası.

ı) 13 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı davrananlara hayvan başına iki bin iki yüz Türk lirası; aykırı davranışların işletmelerce gösterilmesi hâlinde hayvan başına beş bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

j) 14 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (e), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına bin beş yüz Türk lirası; (f) ve (1) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına on bir bin Türk lirası; (d) bendine aykırı davrananlara iki bin Türk lirası; (n) bendine aykırı davrananlara hayvan başına iki bin Türk lirası idarî para cezası.

k) Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun takibi sonucunda 20 nci maddeye aykırı hareket ettiği tespit edilen ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına maddenin ihlal edildiği her ay için yirmi bir bin Türk lirası idarî para cezası.

1) 21 inci maddeye aykırı hareket edenlere hayvan başına bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

m) 22 nci maddede belirtilen yükümlülüğe ve çıkarılacak yönetmelikte belirlenen hükümlere aykırı davrananlara hayvan başına iki bin beş yüz Türk lirası idarî para cezası.

Maddede düzenlenen kabahatlerin veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri veya hayvanlara bakmak veya onları korumakla görevlendirilen kişiler tarafından işlenmesi durumunda verilecek ceza iki kat artırılarak uygulanır.

Maddede düzenlenen kabahatlere konu olan ve 24 üncü madde uyarınca el konulan kedi ve köpekler ile Bakanlıkça uygun görülen diğer hayvanlar koruma altına alınarak bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülür.

Adli cezalar

MADDE 28/A – (Ek:9/7/2021-7332/12 md.) 

Nesli yok olma tehlikesi altında olan bir hayvanı öldüren kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası; bir hayvan neslini yok eden kişi beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

12 nci madde kapsamındaki hayvan kesimleri ile 13 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen hususlar dışında bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişi altı aydan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Hayvanlara cinsel saldırıda bulunan veya tecavüz eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.

14 üncü maddenin birinci fıkrasının (m) bendinde düzenlenen yasağa aykırı davranmak suretiyle bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

11 inci maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi saklı kalmak üzere, hayvanları dövüştüren kişi üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

Maddede düzenlenen suçların birden fazla hayvana karşı aynı anda işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Maddede düzenlenen suçların veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri veya hayvanlara bakmak yahut onları korumakla görevlendirilen kişiler tarafından işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Sahibi tarafından işlenen suçlar da dahil olmak üzere bu maddede belirtilen suçların işlenmesi halinde soruşturma yapılması Tarım ve Orman Bakanlığının il veya ilçe müdürlükleri tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru muhakeme şartı niteliğindedir. Suçüstü halinde ise soruşturma genel hükümlere göre yapılır. İkinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarda belirtilen suçların başka bir kişi tarafından sahipli hayvana karşı işlenmesi halinde hayvan sahibinin şikayeti üzerine de soruşturma yapılır.

Maddede düzenlenen suçlara konu olan ve 24 üncü madde uyarınca el konulan kedi ve köpekler ile Bakanlıkça uygun görülen diğer hayvanlar koruma altına alınarak bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülür.

BEŞİNCİ KISIM

Çeşitli, Son ve Geçici Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Birden fazla hükmün ihlâli

Madde 29- (Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.)

Fiillerin tekrarı

Madde 30- Bu Kanunda, ceza hükmü altına alınmış fiillerin tekrarı halinde para cezaları bir kat, daha fazla tekrarı halinde üç kat artırılarak verilir.

İKİNCİ BÖLÜM 

Son ve Geçici Hükümler

Saklı hükümler

Madde 31- 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu ile 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu hükümleri saklıdır.

Belediyelerin sorumluluğu

Ek Madde 1 – (Ek:9/7/2021-7332/13 md.) 

Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kurar.

Birinci fıkrada belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülür. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ise sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürür. Rehabilite edilen hayvanlar Bakanlıkça oluşturulan veri tabanına kaydedilir. Rehabilitasyon süreci tamamlanan hayvanların, bakımevine getiren belediye tarafından öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.

Rehabilite edilmemiş sahipsiz köpekler, belediyelerce hayvan bakımevlerinde veya geçici ünitelerde kısırlaştırılarak veri tabanına kaydedilir. Geçici ünitelerde yapılan kısırlaştırmalar sonrasında, köpekler alındıkları ortama bırakılmadan önce sağlıklarına kavuşmaları için gerekli tedbirler alınır. Bakanlık da bu kapsamdaki köpeklerin kısırlaştırılmasına her türlü yardımda bulunur.

Ek Madde 2 – (Ek:9/7/2021-7332/14 md.) 

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması yasaktır.

Mevcut işletmeler, herhangi bir nedenle eksilen hayvan sayısını tamamlama ya da artırma, yeni şube açma gibi yollarla kapasite artırımına gidemez, üretim yapamaz, Bakanlığın izni olmadan işletme hakkını devredemez, on yılın sonunda faaliyetine son verir. Bu işletmelerin hayvanların etolojisine uygun olarak faaliyet göstermesini sağlayacak kriterler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Bu maddede belirtilen yasaklara aykırı davrananlara hayvan başına yirmi beş bin Türk lirası idarî para cezası verilir.

Geçici Madde 1- Bu Kanunun 14 üncü maddesinin (l) bendinde belirtilen hayvanlardan, yurda bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sokulmuş olanların sahipleri; üç ay içerisinde hayvan koruma kurullarına bildirimde bulunarak bunları kayıt altına aldırmak; altı ay içerisinde kısırlaştırarak kısırlaştırıldıklarına ilişkin belgeleri il hayvan koruma kurullarına teslim etmek zorundadırlar.

Geçici Madde 2- Bu Kanun gereğince çıkarılması gerekli bulunan yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hazırlanır.

Geçici Madde 3 – (Ek:9/7/2021-7332/15 md.) 

14 üncü maddenin birinci fıkrasının (1) bendi uyarınca, tehlike arz eden hayvanların belirlenmesine ilişkin Bakanlıkça yapılacak düzenleme yürürlüğe konuluncaya kadar; Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio türlerini veya bunların melezlerini üreten, sahiplenen, sahiplendiren, barındıran, besleyen, takas eden, sergileyen, hediye eden ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapana hayvan başına on bir bin Türk lirası idarî para cezası verilir. Bu hayvanlara el konulur ve bu hayvanlar belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülür.

Birinci fıkra kapsamına giren hayvanları bu madde yürürlüğe girinceye kadar sahiplenmiş olanlardan, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde hayvanlarını kısırlaştıran ve buna dair belgeyle birlikte Bakanlığa başvurarak veri tabanına kayıt ettirenler hakkında, birinci fıkrada veya 28 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendinde öngörülen idari yaptırım hükümleri uygulanmaz. Kısırlaştırma işlemi için maddenin yürürlüğe girmesinden önce gebe kalmış hayvanların doğum yapması, yavruların dört aylık olması beklenir. Bu hayvanların ölümü halinde Bakanlığa bilgi verilir ve kayıttan düşürülür.

Kısırlaştırılan ve kayıt altına alınan bu hayvanlar kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız olarak dolaştırılamaz, halkın yoğun olarak bulunduğu yerler ile çocuk oyun alanları ve parklarına sokulamaz. Ağızlık ve tasma takma zorunluluğu ile halkın yoğun olarak bulunduğu yerlere ve çocuk oyun alanları ve parklarına girme yasağı maddenin yürürlüğe girmesiyle birlikte uygulanmaya başlanır. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenlere, on bir bin Türk lirası idarî para cezası verilir. Bu fıkrada belirtilen yasaklara aykırılığın tekrarı halinde, idarî para cezası verilir ve hayvanlara el konulur ve hayvan, konulabileceği bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülür.

Bu madde kapsamında hayvan sahibi olanlar, hayvanlarını en yakın bakımevine bırakabilirler. Bu hayvanların sokağa terki halinde otuz bin Türk lirası idarî para cezası verilir.

Yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevleri, bu madde uyarınca teslim edilen hayvanları kabul etmek zorundadır.

Bu Kanun uyarınca çıkarılacak yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yürürlüğe konulur.

Geçici Madde 4 – (Ek:9/7/2021-7332/16 md.) 

Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler 31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür.

Belediyeler bu madde yürürlüğe girdikten sonra üç yıl süreyle birinci fıkra gereğince hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayırır. Bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç olarak uygulanır. Bu fıkra uyarınca ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamaz.

Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2022 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundadır.

Yürürlük

Madde 32- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 33- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

5199 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN

YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE

Değiştiren Kanunun/ KHK’nin veya İptal Eden Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası

5199 Sayılı Kanunun Değişen veya İptal Edilen Maddeleri

Yürürlüğe Giriş Tarihi

5728

26, 27, 28, 29

8/2/2008

5996

23

13/12/2010

7332

3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 14, 15, 16, 17, 19, 20, 22, 28, 28/A, Ek Madde 1, Ek Madde 2, Geçici Madde 3, Geçici Madde 4

14/7/2021

Mahrasız 238 inci gün!

Mahrasız 238 inci gün!

10 günlük 20 günlük 3 aylık 5 aylık denir bebeklere! Birinci yaşından sonra artık günler haftalar aylar sayılmaz, yaşı söylenir. Bebekler ölünce hep gündür zaman! Bizim Mahrasız 238 inci günümüz! Faili belli, sebebi belli, sonucu belli bizim acımızın! Çaresizce sonuç beklediğimiz yargı, bilirkişi raporlarında, kararlarında Mahra gibi Rabia Kallı kızımız gibi nicelerinin ölümünde, yaralanmasında asli etken başıboş köpekler diyor! Bu başıboşluğa kim dur diyecek! Sesimizi kim duyacak, kim çaremiz olacak? Devlet düzeninde önlenebilir her ölüm cinayettir öyleyse bu vebalin sahibi Devlet anam, Devlet babam, kimsesizlerin kimsesi Devletim!
Biz buraya insanların ANAYASAL HAKLARI OLAN GÜVENLİ SOKAKLARI TALEP ETMEK için toplandık. Bizler hayvan düşmanları değiliz. Aksine gerçek HAYVANSEVER olan bizleriz. Çünkü mevcut durum hem insanı hem köpekleri mağdur etmektedir. Tüm sevgilerin başında İNSAN SEVGİSİ gelir. Hayvanlar sağlıklı insanların sevgisine ihtiyaç duyar ve biz de hayvanların sevgisine.

Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı bir sosyal hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, ecdadından gelen töresi ile insanı önceleyen bir yapıdadır. Düsturu “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın”dır. Dünyanın en ücra köşesinde bir insanın canı yansa Türk Devleti gücünü varlığını orada dahi göstermiştir.
Ancak mevcut durumda Türkiye Cumhuriyet’inde eğitim alıp doktor, mühendis, siyasetçi, sosyolog veya bir meslek sahibi olup sorumlu bir vatandaş olacak evlatlarımız birer birer “Başıboş Köpekler” yüzünden ÖLÜYOR-YARALANIYOR-HAYATLARI BOYUNCA UNUTAMAYACAKLARI TRAVMALAR YAŞIYOR!
Türkiye yüzyılı vizyonun da Türkiye Cumhuriyeti’nin sokaklarında çocukların başıboşluğa kurban edildiği gerçeği örtülemez, yadsınamaz, unutulamaz! Bugün savunma sanayisinde, sağlık sisteminde örnek başarılar gösteren ülkemizin sokaklarında insanlar sabah işe gidemiyor akşam işten gelemiyor, maddi gücü olmayan çocuklar çeteleşmiş köpek sürülerinin arasından okula gitmeye çalışıyor, aileler çocuklarını parklara çıkaramıyor. Koşu parkurları, bisiklet parkurları köpek sürüleri yüzünden kullanılamıyor.
2022 yılında bu durum Türkiye Cumhuriyeti’nin insanlarına YAŞATILAMAZ! Bu bir ANAYASAL HAK İHLALİDİR!
Türkiye’nin yüzyılı vizyonunun mimarı, Devlet başkanı, yürütmenin başı, Türk milletinin birliğinin temsilcisi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda ivedilikle, dezenformasyona sebep olunmadan, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda gerekli değişikliklerin yapılarak, istismar ve suistimale yol açmayacak şekilde insan hakları ve hayvan refahının temin edilmesi, halkımızın başıboş köpekten arındırılmış sokaklara kavuşturulmasını tüm mağdurlar ve derneğimiz üyeleri adına talep ediyoruz.

BAŞIBOŞ KÖPEKLER HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

BAŞIBOŞ KÖPEKLER HAKKINDA
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
(Lütfen Sonuna Kadar Okuyunuz)
1) SADECE 2022 YILINDA, 10.12.2022 tarihine kadar toplam 27 yetişkin ve çocuk, engelli ve yaşlı vatandaşımız başıboş köpeklerin saldırıları sonunda hayatını kaybetti.
1) KESİNLİKLE DOĞRU. Özellikle çocuklar, engelliler ve yaşlılar BAŞIBOŞ KÖPEKLERİN hedefine daha çok girmektedir. Bu konu ve sayılar başıboş köpeklerin sokaklarda yaşamasını destekleyen kitleler tarafından
hiç haber konularına ALINMADI.
LÜTFEN KENDİNİZİ ETRAFI BAŞIBOŞ KÖPEKLER TARAFINDAN SARILMIŞ GÖRME ENGELLİ BİR ÇOCUK YERİNE KOYUNUZ ve
Tekrar düşününüz.
2) Başıboş Köpekleri istemeyen kitle cahil ve vahşidir, Başıboş Köpeklerin öldürülmesini isterler, bu kitleyi dinlemek, yazdıklarını okumak gereksizdir, bu cahiller çağdaşlığı ve modernliği anlamaz bilmez.
2) KESİNLİKLE YANLIŞ. Başıboş Köpekleri istemeyen kitle pek çok anlamda sosyal gelişimini tamamlamış, ileri derecede eğitimli ve görüş sahibi ve ayrıca gerçekten HAYVANSEVER bir kitledir. Bu kitle hem insanların hem de hayvanların yaşam hakkı ve kalitesini gözetir, sadece Başıboş Köpeklerinkini değil.
3) Başıboş Köpekler sokakların doğal canlılarıdır. Onlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekir, bu medeniyet
ve çağdaşlığın gereğidir.
3) KESİNLİKLE YANLIŞ. Sokaklar hayvan doğurmaz. Başıboş Köpekler insanların ürettikleri ve sadece pek çok anlamda çok geri kalmış ülkelerde görülen bir sosyal sorundur. Doğru ve verimli yazılamayan evcil hayvan
politika ve kuralları ile gündeme gelen, rant odaklı kuru mama lobileri tarafından desteklenen ve çok büyük paraların döndüğü bir KENTSEL KAOS’dur. Kentsel ve çağdaş yaşam bulunan ülkelerin v kentlerinin hiç birisinde bir tane daha sokak hayvanı, Başıboş Köpek bulunmamaktadır. Bunun sebebi bu hayvanları itlaf etmeleri değil OLUŞMALARINI ÖNLEMEKTE OLDUKLARI İÇİNDİR.
4) Biz insanlar canlıların yaşam alanlarını işgal ettik, ne yapsın hayvancıklar?
4) KESİNLİKLE YANLIŞ. Kentsel gelişim ve yaşamın işgal ettiği doğal alanlarda tavşanlar, kirpiler, yılanlar, domuzlar, kaplumbağalar, tilkiler, köstebekler, kurtlar, sincaplar, şahinler gibi evcil olmayan canlılar vardı, insanoğlunun varlığına sebep olduğu başıboş köpekler değil. Sokak hayvanları oluşumu kontrolsüz pet satışları, aslında pet sahibi olmaması gerektiğini sonradan anlayan insanlar ve mevcut sokak hayvanlarının üremesidir. Sokak hayvanları evrim soyağacında bir tür olmayıp, insanların ürettikleri bir varyant canlıdır.
5) Başıboş Köpekler zararsızdır, insanlarla yaşamayı öğrenmişlerdir.
5) KESİNLİKLE YANLIŞ. Tekil halde iken hayatta kalma içgüdülerinin uyarısı sebebi ile saldırgan modda değillerdir. Tekil yaşayan köpekler zaten genellikle de göçmen durumunda yaşarlar, tek bir alanı sahiplenmezler. Ancak bir sahipsiz ya da mahallede birkaç köpek bir araya geldiği zaman komün yaşam başlar ve bulundukları alanı içgüdüsel olarak sahiplenir ve işaretler. Bu işaretlenen alana eğer bir başka köpek girerse kavga eder veya kovarlar ya da öldürürler. Bu alana giren bir insan eğer fiziksel olarak büyükse yine saldırmazlar. Ancak, bu alana giren insan zayıf veya çocuksa, giren insan korkar ve adrenalin saldırırsa köpekler adrenalin salgısını AV Gibi algılar ve en temel iç güdüleri olan AVCI modu tetiklenir. Zaten temel tehlike budur. Ayrıca bu alanda bulunan bir tek köpeğin bu moda girmesi diğer komün üyelerini de tetikler ve topluca bir saldırı başlar.
Sorun sadece köpek saldırıları olmayıp ayrıca Başıboş Köpeklerin dışkı, idrar ve salyaları da görülmeyen sorunlardandır. Ülkemizde yaklaşık 10 Milyon civarında başıboş köpeğin olduğu hesaplanmaktadır. Bir köpeğin bir günde ortalama 300 gr (bir su bardağı) dışkı, 200 ml idrar (bir su bardağı) ve 100 ml salya (1/3 su bardağı) salya ürettiğini düşünürsek. Bu 10 milyon köpek;

SADECE 24 SAATTE
3.000 TON dışkı
2.000 Litre idrar
1.000 Litre Salya
Üretmektedir. Tüm bu dışkılar bir yerden bir yere taşınmak istese 151 adet üç dingilli yük kamyonu
gerekecektir.
BU HESAP SADECE BAŞIBOŞ KÖPEKLERİN ORTALAMA ÜRETİMİ OLUP, KEDİLER DAHİL EDİLMEMİŞTİR.
Bunca dışkı üretiminin kentsel hayatta yarattığı görülmeyen sorunların başında sinek ve böceklerle
masalarımıza, mutfaklarımıza bakteri-virüs-parazit taşınımı bunca kontrolsüz dışkının doğaya ve toprağa,
evlerde beslenen evcil hayvanlara verdiği zararlar görülmemektedir.
Bunca dışkıdan masalarımıza, mutfaklarımıza kara sinek-sivrisinek-örümcekler-salyangozlar ile taşınan
virüs-bakteri-parazit kaynaklı sağlık sorunları ve bitmeyen hastalıkların neden olduğu sağlık giderlerinin de
ayrıca akademik bir çalışma ile hesaplanması gerekmektedir.
Bunlara ilave olarak, “SAHİPSİZ HAYVAN” doyması için sokaklara dökülen yiyecekler, mamalar ve bunların
tüketilemeyip yine bakteri-virüs-parazit dağılımına sebep olan kısmı da görülmeyen etkenlerdendir.
Görüleceği üzere “SAHİPSİZ HAYVAN” ZARARSIZDIR ifadesi kesinlikle düzeltilmesi gereken yanlış ancak
algılardan birisidir.
6) “BAŞIBOŞ KÖPEKLER” evlerimizi, mahallemizi hırsızlardan, katillerden korur.
6) KESİNLİKLE YANLIŞ. Sokaklardaki hayvanların temel iç güdüsü YAŞAMAK tır. Bu hayvanlar sadece kendi
yaşam alanlarını koruma içgüdüsüne sahiptir. “SAHİPSİZ HAYVAN” mahalledeki evleri korumaz. Evinizi
koruyacak olan tek hayvan evinizde yaşayan hayvandır bu yüzden dolayı bir tane sahipsiz köpeği sahiplenip
evinizde beklemek, harika bir doğal bekçi edinmenin en doğru yoludur.
7) “SAHİPSİZ HAYVANLARI” çok seviyorum ama evime alacağım pet safkan bir cins olmalıdır.
7) KESİNLİKLE YANLIŞ. Sahipsiz köpekler bir kokteyl gibi olan çok karışık gen yapıları ve yıllardır sokaklarda
yaşamanın vermiş olduğu muhteşem hayatta kalma iç güdüleri ile doğanın en zeki yaratıklarındandır. Bir
safkan köpeğe kırmızı ışıkta durup yeşilde geçmeyi öğretmeniz çok, çok zor ve uzun bir süreç olmakla birlikte
(zira köpeklerde renk algısı yoktur, şekil algısı vardır) sahipsiz köpeklerde bu davranış otomatik çoğunda
bulunur. Eğer edinmek istediğiniz pet çok zeki olsun istiyorsanız bu mutlaka bir sahipsiz köpek ya da kedi
olmalıdır. Ancak çok büyük paralar verip bir safkan edinmeyi istiyorsanız bu da tercihinizdir. Ancak bu
durumda sahipsiz hayvanları gerçekten ne kadar sevdiğinizi de bir sorgulamanızı tavsiye ederiz.
8) 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu var, bu kanun çerçevesinde “SAHİPSİZ HAYVANLAR” özgürce
sokaklarda yaşayabilir.
8) KESİNLİKLE YANLIŞ. 5199 Sayılı kanun onaylandığı tarih dilimi içerisindeki duruma hitap etmektedir. Ancak
günümüzde sadece sahipsiz köpeklerin bile nüfusu 10 Milyonu geçmiştir. 5199 Sayılı kanun hükümlerinin
ihlal edildiği ve artık insan ölümlerine sebep olan olayların yaşanmaya başladığı aşikardır.
Ayrıca bu kanun en başta T.C. Anayasasının 5. Md. ve ayrıca 5378 ve 9463 sayılı “ENGELLİLER HAKKINDA
KANUN” hükümleri ile artık çakışmaktadır.
5199 sayılı kanun eksik kalmaktadır ve hatta an itibarı ile Türk Halkının ihtiyaç ve gereklerine değil sadece
ufak bir zümrenin zenginleşmesine vesile olmaktadır. 5199 sayılı kanun çok acil şekilde değiştirilmelidir. 9) Ama bu Başıboş Köpekler kısırlaştırılıyor ve üreyemiyorlar. Sokakta olmalarının ne zararı olabilir?
9) KESİNLİKLE YANLIŞ. Yıllardan beri kısırlaştırma çalışmaları başarısız olmuş ve başıboş Köpek nüfusu 10
Milyonu aşmıştır. Ayrıca temel sorun başıboş köpeklerin üremesi değil, saldırganlığı ve yaralamalara,
parçalamalara sebep olması ayrıca ürettikleri dışkılar ve atıkları ile bakteri-virüs-parazit yayılımını
arttırmasıdır. Bu durumların kısırlaştırma ile alakası yoktur.
10) Sokaklarda hiç sorun yok, siz abartıyorsunuz insanlarda başıboş köpeklerde sokaklarda gece ya da gündüz
mutlu ve huzurlu yaşıyorlar.
10) KESİNLİKLE YANLIŞ. Başıboş Köpeklerin sokaklarda özgürce yaşamasını destekleyen ve arzulayan kitlenin
nerede ise tamamı ülkemiz ortalama gelir seviyesinin üzerinde yaşayan, kendi özel araç sahibi huzurlu ve
rahat ortamında uzaklaşmayan, evden-işe ve işten-eve kendi arabası ile gidip gelen kitledir. Bu kitle
metrobüs-minibüs-tramvay gibi toplu taşıma araçlarını kullanmaz ve arka mahalle sokaklarını, duraklar ile
evler arasındaki tenha ve karanlık yerleri gecenin geç saatinde ya da sabahın çok erken saatlerinde yürümez.
Kendi huzurlu ve emniyetli yaşam ortamını toplumun tamamının yaşadığını zanneder.
11) Ben farklıyım, ben çağdaşım, ben üreticiyim, ben lider özellikliyim, ben eğitimli ve kültürlüyüm buna rağmen
bugüne kadar insanlardan hep kazık yedim, bu yaşımda yalnızım. Başıboş Köpekler insanlardan daha dost,
daha sadık ve onlara sahip çıkmak vicdanımı rahatlatıyor, kendimi iyi hissediyorum.
11) KESİNLİKLE YANLIŞ. Yalnızlık insanoğlunun tabiatında bulunmaz. Doğru insan ve insan kümelerini bulmak
için doğru yerde olmak gerekir. Bunun için ilgi alanları ve faaliyetleri değiştirilmelidir. Örneğin;
a) Anne ve Babası, bir ailesi bulunmayan çocukların koruma altına alındığı ÇOCUK EVLERİ
b) Hayatının son döneminde yalnız kalmış yaşlılarımızın korunduğu HUZUR EVLERİ
c) Çeşitli sebeplerle eğitim ve öğretimine devam edemeyen çocuklara sahiplenilen dernek ve vakıflar
d) İlgi alanınıza girebilecek mesleki, sportif ve hobi alanlarına hizmet üreten dernekler
Bünyesinde bulunmak ve aktif faaliyetler göstermek sizin için daha üretici ve rahatlatıcı faaliyetler olabilir.
!!!…SOKAKLAR İNSANLARINDIR…!!!
KÖK NEDEN ANALİZİ:
i. Pet sahibi olmak isteyen ancak yeterliliği bulunmayan kişilerin sahip oldukları petleri
sokaklara terk etmeleri.
ii. Pet sahibi olmak isteyen kişilerin yeterliliğinin kontrol edilmemesi.
iii. Pet üretiminin sadece ruhsatlı işletmelerce gerçekleştirilmemesi, üretilen tüm petlerin kayıt
altına alınmamaları ve sahiplerine verilmeden önce chiplenmemesi.
iv. Çok ciddi bir merdiven altı pet üretimi düzeni ve rantı olması.
v. Kontrolsüz bir kuru mama sektörü ve lobisi olması. Bu sektörün yarattığı rantın cazibesinden
dolayı petlerin ve sahipsiz hayvanların artışının üstü kapalı şekilde desteklenmesi.
vi. Sahipsiz hayvanların barınak eksiklikleri. Sponsorlar kontrolü altında olan bazı “hayvan
hakları” STK larının barınak yapılması ve iyileştirilmesini değil, sahipsiz hayvanların
sokaklarda yaşamalarını desteklemesi. Bu bağlamda toplumumuza yanlış olan bir algının
“SAHİPSİZ HAYVANLAR KENTİN VE YAŞAMIN BİR PARÇASIDIR” yayılmasını desteklemeleri,
bu durumun bir anlamda “ÇARESİZLİKTEN DOLAYI KABULLENİŞ” biçimine evrilmeye
çalışılması
vii. Yeteri miktar ve kapasitelerde barınakların özellikle yapılmıyor olması. Bunun için kaynak
arayışı ve bulunması faaliyetlerini belediyelerin gerçekleştirmiyor olmaları.
viii. Marketlerde, bakkallarda hatta sokak arası tekel bayilerde dahi kontrolsüz şekilde kuru
mama satılıyor olması. Peti olmayan insanların dahi bu mamaları kolayca edinip sahipsiz
hayvanları besliyor olması.

ix. Kamu Görevi sıfatı bulunan veteriner hekimlerin bu konuda sosyal sorumluluk dahilinde
değil, ticari gerekler dahilinde ve akademik yaklaşımlardan uzak hizmet üretiyor olması
x. Mahallelerde bulunan parklarda ve sokak aralarında sahipsiz hayvanları besleyen kişilerin
“ÇEVREYİ KİRLETTİKLERİNDEN DOLAYI” cezai işleme tabii tutulmuyor olması.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ;
1) ÖLDÜRMEK, İTLAF ETMEK ASLA BİR ÇÖZÜM DEĞİLDİR VE ASLA KABUL EDİLEMEZ.
2) Bu konuda bir sorun olduğu toplumun tamamı tarafından kabul edilmelidir.
3) Barınak sayıları arttırılmalı ve şartları muhakkak iyileştirilmeli, başıboş köpeklerin tamamı barınaklara
alınmalı ve konforlu, bakımlı olması gerektiği gibi yaşam döngülerini tamamlamaları sağlanmalı.
4) 5199 sayılı kanun güncellenmeli ve şu hususlar eklenmeli.
a. Pet sahibi olmak isteyen vatandaşların öncelikle ilgili kamu biriminden PET EDİNEBİLME SERTİFİKASI
alması. Yani, kişinin finansal yeterliliğinin, pet ile yaşayacağı yerin yeterliliği, edinmek istediği pet’in
boyutları ve yaşamsal gerekleri karşılayıp karşılayamadığının ve hatta psikolojik yeterliliğinin tespiti
sonrası bu sertifikayı alabilmesi ve ardından ruhsatlandırılmış bir pet üretim işletmesinden petini
edinmesi. Petini terk eden kişilerin çok ciddi bir şekilde cezalandırılması.
b. Pet üretimlerinin sadece yeterliliği tespit edilmiş ve ruhsatlandırılmış işletmelerce yapılması. Bu
işletmelerin üretilen tüm petleri kayıt altına almaları ve yeni sahiplerine teslim edilmeleri esnasında
chiplenlerinin sağlanması.
c. PET SHOP ların direk pet satışı yapmasının önüne geçilmesi, merdiven altı üretimin yasaklanması ve
yapanlarında tespit edilmesi ve cezalandırılmasının sağlanması.
d. Mülkü idari amirliklerin destekleri ve tahsisleri ile ve bu konu amaçlı kurulmuş, tüzüklerinde
BARINAK YAPMAK olan STK ların aracılığı ile barınakların arttırılması, iyileştirilmesi ve yeni barınak
inşaatlarının yapılması (hali hazırdaki 5199 desteklenmektedir). STK ların finans ve faaliyetlerinin
incelenmesi ve tüzüğüne uygun çalışmayan STK ların gerekiyorsa lav edilmesi.
e. Mevcut sahipsiz hayvanlar bulundukların ilin barınaklarındaki yaşam alanlarına alınmasının ve
sahiplendirilmesi için belediyelerce ilgili çalışmalar yapılması.
f. Kuru mamaların sadece sertifikalı PET SHOP larda ve sadece sertifikalı pet sahiplerine satılmasının
sağlanması
g. Veteriner hekimlerin gelen petlerin sicil kayıtlarının olup olmadığını kontrol etmeleri, etik çalışma
sisteminin oluşturulması, sicil kaydı bulunmayan chiplenmemiş petlerin rapor edilmesinin
sağlanması
h. Vatandaşların sokak aralarında, çocuk parklarında ve spor alanlarında, boş arsalarda sahipsiz
hayvanları beslemelerinin engellenmesi ve cezai işlem getirilmesi. Israrla devam eden vatandaşların
ise ÇEVREYİ KİRLETME ve SAĞLIK TEHLİKESİ OLUŞTURMAK suçu ile cezalandırılması.
TÜM MEDENİ VE MODERN TOPLUMLARDA OLDUĞU GİBİ;
ÖNCE İNSANLIK,
ÖNCE ÇOCUKLAR,
ÖNCE ENGELLİLER,
ÖNCE TEMİZ VE GÜVENLİ SOKAKLAR.
Bu konuda çözüm odaklı çalışmalara katılmak, modern çağdaş ve günümüz Türkiye’sine yakışır, tüm canlılar için
güvenilir olan sokaklarda yaşayabilmek için lütfen WWW.GUVENLISOKAKLAR.ORG ziyaret ediniz.
(Bu yazı sadece kişisel fikirlerimin derlenmiş halidir. İçerisinde olduğum hiçbir sivil toplum kuruluşunun kurumsal
bildirisi ya da görüşleri niteliğinde değildir.)

Başıboş kedi köpek mevzuu çok geniş bir halk sağlığı sorunudur.

Barış isimli bir arkadaşımızın mesajı:

Zeus bana 9 aylık geldi ve 4üncü sahibiydim. Oradan oraya atılmış bir köpekti. İlk defa bir köpek sahiplendiğim için -büyük ihtimal ikincisi olmaz çok üzülünüyor- ne nasıl yapılır ona baktım. Köpek ırkları federasyonuna kaydettim, çip taktırdım -kanundan 10 yıl önce- ve ona ilk, yanında sahibin varken herhangi bir köpeğe bulaşmamayı öğrettim. Benim onu gerçekten koruduğumu anlayıncaya kadar, bırak da kendimi savunayım demek adına iki sefer beni ısırdı ki benden başka kimseyi de ısırmadı. Zaten sevgi dolu bir yaratıktı.

Bütün bunlara rağmen bir psikolog olarak, ben köpekten korkuyorum diyen olduğunda, bir şey yapmaz ulalalığı yapmadım ve ipini kısalttım, zira kimseyi huzursuz etme hakkım da yok. Evin içinde bakıyor olsaydım Zeus’u bir odaya hapsedip cezalandırmaz, ev Zeus’un, rahatsız oluyorsanız siz gelmeyin, ben size gelebilirim derdim. Yani koşullara göre herkesi korumak gerekiyor.

Sokakta ise daha da dikkat etmek gerekiyor. 50 santimlik bedeni ve sadece kullanabildiği elleri ile panik halinde akülü arabası bir yerlere saklanmaya çalışan birisini gördüğümde de korkma Zeus dünya tatlısıdır ukalalığı yapmayıp ipini kısaltıyordum.

Geçen Paşabahçe Tepeüstü hastanesinde psikiyatri kliniği önünde kediden korkan bir genç kadın çığlık çığlığa kaçarken, ben bir meslek elemanı olarak, korkan kadına korkma kedi bir şey yapmaz demedim. Mesleğime ihanet olur. Kediyi hastane dışarısına çıkarttım ki bu hayvan steril bölgelere de girebilir, ameliyat olmuş özen gösterilen hastalara -korkmayın kedinin taşıdığı mikroptan size zarar gelmez- mi diyeceğiz?

Ben demem. Anam, babam, kardeşim, dostumun sağlığı, benim için kedilerin özgür dolaşma hakkından daha önemli.

Sizin anlayacağınız başıboş kedi köpek mevzuu çok geniş bir halk sağlığı sorunudur.

Sorumlusu olduğu hayvanı vahşi yetiştiren, sorumlusu olduğu hayvana kötü davranan, başıboş hayvanlara eziyet eden kimseyi desteklemiyorum merak etmeyin. Orada da ciddi patoloji var ve insanı zorunlu tedavi edecek ruh sağlığı yasasının da ayrıca çıkması gerekiyor, bu tip kişi insana da doğal olarak zararlı çünkü.

Sözün sonu, anlamayanlar için ayrı bir şey daha yazmayacağım. Bu iş tribün kurup karşılıklı birbirine çemkirme konusu değil. Toplum ve doğa sağlığı konusu. Bilimsel bakmak ve dezavanlajlılar öncelikli olarak, hayvanlara da eziyet etmeden, barınaklarda kontrol altına alarak, insanı korumak gerekiyor.

Saygıyla.

Başıboş köpek sorunu – Hakan Işık

Başıboş köpek sorunu
Değerli katılımcılar köpek saldırıları ve başıboş köpekler nedeniyle yaşanan elim olayları artık sıklıkla duymaktayız. Bu nedenle Yaşanabilir Şehir Platformu olarak başıboş köpek sorununu gündemimize aldık.
Öncelikle bizim konuya eğilmemize neden olan kısmı bu nedenle yaşanan ölümlerin durmasını istememizdir. Sadece 2022 yılında bu nedenle tam 29 insanımızı kaybettik.
Allah cc. Maide suresi 32. Ayette buyur du ki! “Kim bir cana karşılık veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak sebebiyle olmaksızın bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kimseyi (ölümden kurtarırsa) bütün insanları kurtarmış gibi olur.”
Rahmetli Mahra Melin Pınar’ın annesi Derya hanımın söylediği şu sözleri asla unutmayacağım. “Bize köpeğe bir şey yapmazsanız oda size zarar vermez dediler, inandık ve bedelini kızımızın canıyla ödedik eğer köpeklerin doğası gereği saldırabileceğini bilseydim ben evladımı köpeklerin bulunduğu alana bile isteye gönderir miydim?” demişti. Bu ve benzeri olaylardan ders almak zorundayız. İnsan aklı ve mantığı ile hareket eder. 
Her yerde ve sürüler halinde dolaşan başıboş köpekler insan yaşam alanlarında serbestçe gezerken insanlar özellikle gece ve sabah erken saatlerde dışarıya bile çıkmaya çekinir oldu. Kimse ortalama 50 kilo olan bir ısırıkta insan kemiğini parçalama kabiliyetinde bir canlıyla bire bir savunmasız kalmak istemez. Doğal olarak bizlerin de hayatta kalma güdüsü ile bundan sakınmak istememiz gayet doğaldır. Biliyoruz ki tüm hayvanlar ve elbette köpekler iç güdüleriyle hareket ederler ve ne zaman nerede ne yapacakları da belli değildir. Bizim de bu tehdidin ortadan kalkmasını istememiz de gayet doğaldır.
Öncelikle sizlere yaşanan örnek teşkil edebilecek bazı olayları anlatmak istiyorum.
İlk olarak Mehmet Özer’den bahsetmek istiyorum. Kayseri’nin hacılar ilçesinde yaşayan genç bir lise öğrencisi okuldan evine dönerken arkadaşıyla birlikte yaklaşık 20 başıboş köpeğin saldırısına uğradı. Arkadaşı derin yaralara rağmen hayatta kalmayı başarsa da Mehmet maalesef hayatını kaybetti.
Benzer bir olay Ankara’nın göbeği Yenimahalle’de Semra Işık’ın başına geldi. Günün erken saatinde işine gitmek için evinden ayrılan iki çocuk annesi Semra servis beklediği sırada 15 başıboş köpeğin saldırısına uğradı ve yaşamını yitirdi.
Özellikle bu iki olayı anlatmamdaki sebep belli bir yaşın üzerinde olması ve kendilerini koruyabilecek yaştaki insanların bile bu durumda korumasız kaldığını anlatmak içindi.
Elbette yaşananlar bununla da sınırlı değil. Van da 4 yaşında Ruken Kolcu, Urfa da 6 yaşında Davut Sana, Ağrı da 2 yaşında Ali Asaf Alptekin, Karaman da 65 yaşındaki Dudu Berk, Gaziantep de 72 yaşındaki Mustafa Topal da başıboş köpeklerin saldırması sonucu yaşamlarını yitirdiler.
Ölümle sonuçlanan olaylar sadece köpeklerin saldırmasıyla da yaşanmıyor. Bir de asli unsur olarak köpeklerin neden olduğu kazalarda yitip giden canlarımız var. En yakın örneği İstanbul un göbeğinde Bakırköy de başıboş köpekler tarafından kovalanırken karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada araba çarpması sonucu hayatını kaybeden Zana Rojhat CANYOVAY, henüz on yaşındaydı.
Başta da bahsettiğim, Antalya da 9 yaşında ki Mahra Melin Pınar evinin yakınındaki arsada oynarken orada bulunan 2 köpek tarafından yola kovalandı ve kamyon bacağının üzerinden geçti. Uzun süre yoğun bakımda kalan Mahra maalesef hayata tutunamadı.
Minik yavrumuzun babası Murat Pınar ve annesi Derya Pınar ın kuruculuğunu yaptığı Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma Derneği ülkemizde köpek sorunu üzerine kurulmuş ilk ve tek dernek olma özelliğini taşıyor.
Yine benzer şekilde Isparta da psikoloji bölümünde başarılı bir öğrenci olan Rabia Kallı köpeklerin kovalaması sonucu yola atladı ve geçirdiği kaza sonucu yaşamını yitirdi. Rabia’nın ailesi konuyu yargıya taşıdı, aldıkları raporda köpeklerin asli unsur oldukları mahkeme tutanaklarına geçti. Görüyorsunuz ki köpeklerin sokaklarda başıboş olması ısırmasa bile can kayıplarına yol açabiliyor.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün fakat köpeklerin yol açtığı kazalar sadece yayaları yola sürükleyip araç altında kalmasıyla sınırlı değil. Aynı zaman da başıboş köpekler nedeniyle oluşan kazalarda da her yıl birçok vatandaşımızın hayatını kaybettiğini gazete ve televizyonlarda görmekteyiz. Özellikle iki teker üzerinde yolculuk yapan insanlar nereden çıkacağı belli olmayan ve çıktıklarında gür sesle havlamaları nedeniyle temas olmasa bile ani refleks göstererek dengesini kaybederek düşebiliyor ve bu kazalarda ciddi yaralanmalar hatta ölümlere neden olabiliyor.
Bu olayların tamamında sahipli sahipsiz fark etmeksizin köpeklerin başıboş olması asli nedendir. Arada ki fark ise sahipli bir köpekte başıboş bırakıldığında insanlara zarar verirse TCK da bu bir suçtur ve karşılığında köpeğini tehlike yaratacak şekilde serbest bırakan kişi ceza alır. Fakat başıboş sahipsiz köpeklerin yol açtığı vakalarda sorumlu olan belediye, büyükşehir belediyesi ve valilik ölümlerde dahi sadece maddi tazminat yükümlülüğü altındadır. Giden bir canın maddi bir karşılığı olabilir mi?
Başıboş köpekler saldırarak sadece insanlara zarar vermiyor. Gün geçmiyor ki bir köpek sürüsü bir ağıla girmesin, bir kümese dalmasın. Özellikle küçükbaş koyun ve keçiler başta olmak üzere kanatlı hayvanları da boğarak telef ettiklerini artık sıklıkla duymaktayız.
Şehirlerimizde her isteyen bir parka kümes koyup tavuk besleyemez cezaya tabidir. Bırakın parkta beslemeyi kendi evinde, bahçesinde ya da apartman ve sitesinin ortak alanlarında bunu yaparsa hem hayvanlara el konur hem de cezai işlem uygulanır. Fakat bir istisna var ki başıboş köpekler! Bazı dernek ve stk lar bu konuyu o kadar sahiplenmiş ve köpekleri o kadar dokunulmaz kılmış ki size saldıran bir köpeği bile yaşam alanı olduğu gerekçesiyle sadece kısırlaştırma ve sözde rehabilitasyon amacıyla yerinden alıyor ve tekrar alındığı noktaya geri bırakıyor.
Bu durumu yaşayan herkes öncelikle garipsiyor elbette. Fakat 5199 sayılı kanun nedeniyle belediyeler bunu yapmak zorunda olduğunu söyleyerek insanları bu tehdit ile baş başa bırakıyor. Elbette sadece belediyelerin sorumluluğu değil, kanunun verdiği yetkiyle hayvan koruma dernekleri ve gönüllülerinin de bu konuda uyguladıkları akıl almaz baskıları belediyelere bu konuda fazla bir seçenek bırakmıyor.
Başıboş köpeklerin bire bir saldırıları ve kazaya neden olmaları dışında yarattığı başkaca sorunlara da değinmemiz gerekir ki bu aslında bir halk sağlığı sorunudur. Zoonoz ve zoonetik hastalıklar kontrolsüzce dolaşan evcil hayvanlardan insanlara birçok hastalık taşımaktadır. En çok bilineni kuduz ki daha çok kısa bir süre önce Bitlis’te 10 yaşındaki Mustafa Erçetin maalesef kuduz nedeniyle yaşamını yitirdi. Kuduz dışında kist hidatik vb birçok hastalığı da hem insanlara hem de çiftlik hayvanlarına bulaştıran başıboş köpekler halk sağlığını da ciddi anlamda tehlikeye atmaktadır.
Ben size buradan bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
İlk olarak kuduz riskli temas sayıları burada çok dikkat çekiyor. Kuduz yönetmeliği gereği kuduz riski taşıyan bir hayvan tarafından ısırılır ya da tırmalanırsanız dört doz da kuduz aşısı vurulmanız gerekiyor. Bu temaslar da kedi fare tilki gibi hayvanlar olmakla birlikte büyük çoğunluğunun köpek saldırısı sonucu olduğu hem dünya sağlık örgütü verilerinde hem de sağlık bakanlığı istatistiklerinde mevcut. Yıllara göre katlanarak artan bu temaslar köpek popülasyonun da artmasıyla yıllık 300 bin rakamını geçmiş durumda. Bu temasların iyimser bir bakış açısıyla yarısının köpekler tarafından olduğunu düşünseniz bile bu günde en az 250 insanımızın köpekler tarafından saldırıya uğradığı gerçeğini gözler önüne sermektedir.
Tabi ki bir çizik bile bu teması sağlamaya yeterli olsa da vücuduna 80 dikiş atılan Ömer Efe yavrumuz da kuduz riskli temas sayılıyor, uzuv kaybı yaşayan bir vaka da kuduz riskli temas sayılıyor. Mesela yine Ankara Pursaklar’da neredeyse vücudunda ısırılmadık tek bir yer kalmayan Enes Koca yavrumuzda kuduz riskli temas kategorisine giriyor. Tabi ki bu başarılı olmuş saldırılar haricinde belki de ömür boyu bir travma yaşatacak olan fakat bir şekilde kaçmayı başaran insanlarımız ve kaçarken ağır yaralar alan hatta ölen insanlarımız bu temas kategorisin de bile değiller.
Değerli katılımcılar bu aslında küçük gibi görünen devasa bir sorun. Buradaki konuşma süreme sığmayacak birçok ayağı var. Öncelikle bu sorunun mücadelesinde köpek dediğimiz canlının bir hayvan olduğunu idrak etmek geriyor. Bir keçi koyun inek de başıboş olmayacağı gibi bu hayvanın da başıboş olmaması gerektiğini anlamalıyız. Bu bağlamda çözüm önerimizi kısaca anlatmak istiyorum.
Elbette ki bu sorunun tamamen çözümü diğer medeni ülkelerde olduğu gibi sıfır başıboş köpek politikasıdır. Elbette bugünden yarına olamayacağını bildiğimiz için ilk aşama olarak 5199 sayılı kanunun 6. Maddesinin ivedilikle insan yararına revize edilmesini talep ediyoruz. Elbette ki yaban hayatta uygulanması gereken aldığı yere geri bırakma opsiyonu evcil bir hayvan olan köpekler için istisna tutulmalı öncelikle hayvan refahı yerine insan canı korunmalıdır. Her kapının önünü besleme noktasına çeviren bir kap su bir kap mama politikası ivedilikle terk edilmeli sorumsuzca ve her yerde besleme yapılması kesinlikle yasaklanmalıdır.
Buradaki köpekler ya başka kontrol edilebilir bir besleme odağı oluşturularak oralara taşınmalı besleme odaklarının dışına çıkışları engellenmeli bulundukları alanlar doğal yaşam haline getirilerek insanlarla temasının kesilmesi sağlanmalıdır
Şunu kabul etmeliyiz ki hiçbir yasa insan canını tehlikeye atamaz atmamalı. Eğer yasada bir aksaklık var ve bu aksaklık insanların canına mal oluyorsa öncelikle insan canını korumak için gerekli çalışma acil olarak yapılmalıdır.
Elbette süreç içerisinde bu durum konusunda uzman kişilerle bir araya gelinerek sıfır başıboş köpek konusu en uygun zeminde tartışılmalı nasıl ve ne şartlarda yapılacağı uzmanlar tarafından değerlendirmelidir.
Talebimiz Anayasanın 17. Maddesinde de anlatıldığı gibi “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” o nedenle biz Devletimizden bizi ve evlatlarımızı korumasını bu tehdidi ortadan kaldırmasını talep ediyoruz. 
Bütün katılımcılardan bu konuda duyarlı olmalarını konuyu gündeme almalarını ve konu hakkında ellerinden geldiğince kamuoyu oluşturmalarını ulaşılabilecek her yere ulaşarak konunun çözümü için acil aksiyon almaları konusunda yetkilileri uyarmalarını istirham ediyorum.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. H. Işık 18.11.2022